DA-36

1255 Words
Kırk gün evden dışarı çıkmamıştık. İlk güne göre ikimizde daha iyiydik ama yine de üzerimizdeki ağırlık tam geçmemişti. Ada sürekli gelip ihtiyaç duyacağımızı düşündüğü şeyleri getiriyordu ki birkaç kez Derin’de onunla gelmişti ama eve girmemişti. Annemin bu konuda ne zaman konuşacağını merakla bekliyordum. Adamları sürekli apartmanın etrafındaydı ve tabi ki annem bunun farkında değildi. Bir de Sıla başta olmak üzere haberi duyan bütün arkadaşlarım baş sağlığı vermek için ya eve gelmişlerdi ya da telefonla aramışlardı. Annem elindeki kahve dolu büyük bardaklarla balkona yanıma geldi. ‘’Teşekkür ederim.’’ dedim karşıma otururken. ‘’İşe neden gitmiyorsun? Kırk gündür evde benimlesin.’’ Sözlerine hazırlıksız yakalanmıştım. ‘’İşten ayrıldım.’’ dedim yalan söylememek için. ‘’Neden?’’ Şaşırmıştı. ‘’Biraz ara vermek istedim. Sürekli masa başında sayılarla uğraşmaktan sıkıldım. Sana söyleyecektim ama istifa ettiğim gün babaannem için beni aradın.’’ ‘’Alev.’’ diyerek ellerimi tuttu. ‘’Bizim buradan gitmemizle ilgisi yok değil mi?’’ ‘’Hayır, anne. Gerçekten. Sadece böyle mutlu olacağım için yaptım.’’ Eli hafifçe geri çekildi ve parmağı yüzüğümün üzerinde durdu. ‘’Bu iş konusunu şimdilik kenara bırakacağım. Bence bana anlatacağın daha önemli şeyler var.’’ Bakışlarımı yüzünden kaçırdım. ‘’O çocuk mu?’’ ‘’Hangi çocuk?’’ dedim anlamazlığa vurarak. ‘’Cenaze işleri için etrafımızda dört dönen ve Ada ile birkaç kez kapımıza gelen çocuk.’’ ‘’Anne.’’ dedim. Devamını getiremedim. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. ‘’Açıkça anlat Alev. Bugüne kadar birbirimizden bir şey saklamadık.’’ Anlattım. Derin’i ne kadar çok sevdiğimi, onun da beni sevdiğini. Gerçek işi hariç her şeyi anlattım. Gerçi söylediklerim pek yalanda sayılmazdı. Sonuçta o restoranları ve otelleri gerçekten işletiyordu. ‘’Korkularını bir kenara bırakıp bu duyguyu tattığın için çok mutluyum.’’ Gözleri dolmuştu. ‘’Anne lütfen. Ağla diye anlatmadım.’’ ‘’Mutluluktan ağlıyorum. Babanın da görmesini isterdim.’’ deyince bu defa benim de gözyaşlarım onunkiyle yarışmaya başladı. ‘’Anne kız bu aralar çok sulugöz olduk.’’ dedi tebessüm etmeye çalışarak. ‘’Ara ve akşam yemeğine gelmesini söyle.’’ ‘’Anne!’’ dedim yine. ‘’Anne ne Alev? Ara ve çağır. Kızımla öylece evlenmesine izin verecek değilim. Tanımam gerek. Güvenmem gerek.’’ ‘’Tamam.’’ dedim. ‘’Tek gelsin. Ada ile değil. Yanlış anlamadıysam ağabey kardeşler. Gerçi Ada’nın artık iş arkadaşın olmadığını düşünmeye başladım ya neyse! Yanında ona destek olacak birini istemiyorum.’’ ‘’Peki.’’ dedim diğer söylediklerini görmezden gelerek. Kahvelerimiz bitince odaya geçtim ve Derin’i aradım. Bu cenazeden sonra onu ilk arayışımdı. Eve Ada ile geldiği günler dışında hiç görüşmemiştik ve sabırla bana bu alanı tanıdığı için ona minnettardım. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı. ‘’Güzelim, nasılsın?’’ ‘’İyiyim.’’ dedim. ‘’Bir şeye ihtiyacınız var mı?’’ ‘’Hayır. Seni arama sebebim başka.’’ ‘’Sorun mu var?’’ Saçımla oynamaya başladım. Gerilmiştim. ‘’Annem seni akşam yemeğine davet etti.’’ Bir süre sessizlik oldu. ‘’Söyledin mi?’’ ‘’Evet.’’ dedim. ‘’Ama seni tek istiyor. Ada olmadan.’’ ‘’Tamam. Akşam orada olacağım. Seni seviyorum.’’ dediğinde kalbimde yine o sıcaklık oldu. ‘’Seni seviyorum.’’ dedim ve telefonu kapadım. Mutfakta annemin hazırladığı yiyeceklere şaşkınlıkla baktım. ‘’Anne bugüne kadar bir kez olsun benim için böyle yemekler yapmamıştın.’’ ‘’Kıskanma.’’ dedi gülerek. Sanırım geldiğinden beri ilk defa gülümsemişti. ‘’Ve git üzerini değiştir. Daha hanım hanımcık bir şeyler giy.’’ ‘’Kıyafetlerimde ne varmış?’’ dedim sitemle. Her zamanki kot şortlarımdan ve askılı bluzlarımdan birini giymiştim. ‘’Terlik geliyor şimdi. Biraz ciddi giyinir misin?’’ Uzanıp yanağından öptüm. ‘’Tamam, kızma.’’ Odaya gidip annemi memnun edecek kıyafeti dolaptan çekip çıkardım. Dizlerimde bir etek ve üzerine tişört giydim. Mutfağa geri döndüğümde memnun bakışlarla baktı. ‘’Güzel olmuş.’’ Cevap vermeden yemek masasını hazırlamasına yardım etmeye başladım. Çok geçmeden kapı zili çalınca tuhaf bir şekilde heyecanlanmıştım. Koşarak kapıya gittim ve açtım. Tüm yakışıklılığıyla karşımda duruyordu. Onu annesinin tembihlemediğine emindim ama kıyafetleri ciddiydi. Kumaş pantolon ve gömlek giymişti. Tişörtü tercih ederdim böylece kaslarıyla göz banyosu yapabilirdim ama şimdilik idare edecektim. Annem de yanıma geldiğinde ‘’Hoş geldin.’’ dedi ve birbirimize olan bakışlarımıza son verdi. ‘’Merhaba Efendim.’’ diyen Derin içeri girdiğinde elinde iki buket vardı. Birinde çiçekler diğerinde güller parlıyordu. Çiçekleri anneme uzattı, gülleri bana. ‘’Zahmet etmişsin. Teşekkür ederim.’’ diyen annem çiçekleri aldı ve salonu gösterdi. ‘’Buyurun.’’ dedi ve hep beraber salona geçtik. Annemin elindeki çiçekleri de alıp hepsini vazoya koymak için mutfağa doğru adımladım. Çiçekleri vazolara yerleştirip geri döndüğümde ikisini sohbet ederken buldum. Annemin yanına oturduğumda kendimi çok garip hissediyordum. Sanki Derin’i ilk kez görüyordum. Tuhaf bir heyecan vardı. ‘’Yemeğe geçelim.’’ diyen annemle kalkıp yemek masasına geçtik. Yemekleri servis ettiğimde ben de oturup onlara eşlik ettim. Annem lafı dolandırmadan açıkça konuşuyordu. Ne merak ediyorsa pat diye soruyordu. ‘’Annen, baban ne iş yapıyor? Biraz aileni anlat.’’ Derin hepsine sabırla cevap veriyordu. ‘’Babamdan işleri devraldıktan sonra mecbur kalmadıkça işlere karışmaz. Annem ev hanımı, bir de tanıştığınız kardeşim Ada var. O da gezmek dışında pek bir şey yapmıyor.’’ dediğinde annem gülümsedi. ‘’Köye geldiğinde az çok tanıdım. Peki, sen? Sen nasıl birisin?’’ Konuşmalarına karışmak istemiyordum ama annem Derin’i sorularıyla sıkıştırıp duruyordu. Karşımda oturan bir bardak suyundan içti. ‘’Günlerim işlerin arasında koşturmakla geçiyor.’’ ‘’Sorumluluk sahibi olman güzel.’’ Annem çatalıyla oynayıp duruyordu. ‘’Sanırım Alev ailenle tanışmış. Yaptığınızı onaylamadım ama olan olmuş. Bu konudaki düşünceleri neler?’’ ‘’Alev’i çok sevdiler.’’ dediğinde ağzımdaki suyu püskürtmemek için kendimi tuttum. ‘’Haklısınız önce sizinle konuşmamız gerekirdi ama iletişim kurma imkanımız olmadı.’’ Annem başını onaylayarak salladı. ‘’Evlilik konusunda ciddi misin?’’ ‘’Evet, efendim.’’ dedi Derin. ‘’Kızınızı gerçekten seviyorum ve hayatımı onunla birleştirmek istiyorum.’’ Konuşmalarında rahattı. Ben onun ailesi karşısında korkmuştum ama o annemin karşısında olmaktan etkilenmemişti. ‘’Onu tek başınıza büyüttüğünüzü biliyorum. Sizin için ne kadar değerli olduğunun da farkındayım. Bu evliliğe onay verirseniz ve Alev’i bana emanet ederseniz onu mutlu etmek için canım dahil her şeyimi yoluna sermeye hazırım.’’ Sözlerinden etkilenen tek kişi ben olamazdım. Annemin yüzünde oynaşan duyguları görebiliyordum. Yine gözleri dolmuştu. ‘’İzninizle.’’ diyerek masadan kalktı ve salondan çıktı. Derin anlamayan gözlerle bana bakıyordu. ‘’Yanlış bir şey mi söyledim?’’ ‘’Hayır.’’ dedim ve kalkıp annemin arkasından gittim. Balkonda durmuş gözlerini siliyordu. ‘’Anne.’’ dedim ve uzanıp yanaklarında kalan damlaları sildim. ‘’Ne oldu?’’ ‘’Sana olan sevgisi babanın sevgisine çok benziyor. O da annemle ilk tanıştığında onun söylediklerine benzer sözler söylemişti.’’ Kaç yıl geçerse geçsin yasından kurtulamayacaktı. Sıkıca sarıldım. ‘’Alev, sen gerçek aşkı bulmuşsun. Hayatta en çok istediğim şeydi bu. Evlenmek istiyorsan sonuna kadar yanında sana destek olacağım.’’ ‘’Annem.’’ dedim sarılırken. ‘’Ne istersen onu yapacağım. Seni arkamda mutsuz bırakıp gitmem.’’ ‘’Saçmalama. Sen mutlu olduğunda ben nasıl mutsuz olabilirim.’’ Geri çekilip akan son damlaları sildi. ‘’Hadi içeri geçelim. Ayıp olmasın.’’ Tekrar salona döndüğümüzde yemeğin geri kalanında az önce olanlar hiç yaşanmamış gibi davranmıştık ve normal bir sohbette devam etmiştik. Yemek bittiğinde masadan kalkıp salondaki koltuklara yerleştik. Tatlıları çay ile birlikte servis ederken arada Derin’in kaçamak bakışlarını yakalıyordum. Ben pek konuşmamıştım. Sadece dinlemekle yetinmiştim. Gitme vakti geldiğinde Derin anneme ‘’Efendim, uygun gördüğünüz bir zamanda ailemle ziyaretinize gelmek isterim.’’ diyerek niyetini açıkça belli etti. Annem bir süre sessiz kaldı. ‘’Uygun bir zaman olursa haber veririm.’’ dedi. Derin gittiğinde anneme baktım. ‘’Uygun bir zaman olursa mı?’’ dedim. ‘’Kızımı öylece verecek değilim. Biraz beklesinler.’’ dedi ve odasına gitti. Yatmak için hazırlanırken telefonum çalınca yatağın üzerinden alıp ekrana baktım. ‘’Sevgilim.’’ diyerek telefonu açtım. ‘’Güzelim.’’ dediğinde yüzümde büyük bir gülümseme oluştu. ‘’Özledim.’’ Bu defa sesli güldüm. ‘’Derin daha iki saat önce evimdeydin.’’ ‘’Olsun. Alev, annenin sözlüğünde uygun bir zaman olursa ne demek?’’ ‘’Senin sözlüğünde hangi anlama geliyorsa o.’’ ‘’Senin kime çektiğin belli. Annende çok inatçı.’’ ‘’Ee, annemden kız almak kolay değil.’’ ‘’Ne yapalım çekeceğiz artık ama seni özledim, kokunu özledim, her yanını özledim.’’ ‘’Terbiyesiz.’’ dedim. ‘’Sadece sana özel.’’ ‘’İyi geceler Derin.’’ dedim ve telefonu kapadım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD