Ay' ın ışığının aydınlattığı yolda, her adım attıklarında kendi gölgelerini çiğneyerek etrafı sinsice seyrederek yürüdüler... Tam da , iç huzurları kalmadığı sırada... Gündüzün " mesiresi " , akşamın" alacakaranlığı " oldu. Ufak bir çıtırtı sesi bile, toprak yolun sonunu görmeyi hızlandırdı. Az önce bir çok olaya tanık olup , cezasını tek kişinin yüklenmesine isteksizce razı olmak , gördüğünü görmemiş gibi yapmak . Sonrasında ; Onlarda üç maymunu oynayacaklardı. İşte bu düşüncelerle yürüyen üç kişi ; başları önde , " tabana kuvvet" amaçsız bir şekilde yürüyorlardı. Çok şey bilmek, bir o kadar da hiçliğin boşluğunda kaybolmak gibiydi. Çok yorulmuşlardı. Yürumekten ayakları şismişti. Kafadaki bu saçma soruların meşguliyetini Yusuf'un sözleri bozdu. _ Daha yürüyecek miyiz? Ço