Karanlığın ortasında, yalnızca cılız bir ışığın yansıdığı o kocaman salon, kahkahalı görüntüsünü, ölüm sessizliğine bırakmıştı. Bu bir benzetme değil, ölümün ta kendisiydi. Yerde son nefesini veren tezcan' ın sessizliğiydi. Cemo' nun talimatıyla müşteriler palas pandıras arka kapıdan dışarı çıkarıldı. Uğultusu sesler, aceleyle merdivenleri iniyordu. " Kafalar bi dünya " olsa da, can korkusu, ayaklarını yerden kesmiş, hızla uzaklaştılar. Bir kaç kişinin hızlı ve keskin adımlarla bana doğru geldiklerini duyuyordum. Sanırım, "Azrail'in toplu katliamı gerçeklesiyor" diye düşündüm. Karanlıkta tanıyamadığım kişilerin bana doğru yaklaştıkça, buraya mensup yüzler olduğunu anladım. Garson Naci ve emir erleri; İzbandutlar, ellerinde getirdikleri, çarşaf, çöp torbası ne varsa getirmişler. Alel