BEŞİNCİ BÖLÜM
ŞAHSENEM
gözlerimi zorlukla açmıştım ama açmak istemiyordum zihnim yavaş yavaş yerine gelirken sırtımdaki ağrı tüm şiddetiyle hissedilmeye başlamıştı kabus olduğunu düşündüğüm her an tekrar başlıyordu orhunla evlenmiştim ve evet o tam bir ruh hastası çıkmıştı beni bu odaya kapatmış işkence etmişti tam üç gün olmuştu artık acıdan dolayı uyanık olduğum anlar birkaç saatle sınırlıydı o kadar çok acı çekiyordum ki o kırbaçla önce beni satlerce dövmüştü her bayıldığımda uyandırıp tekrar vuruyordu soğuk su bile beni uyandırmaya yetmeyince piskopat ilaç vereerek uyanık tutuyordu bu kadar acıyla hala ölmemiş olmama şaşırmış olsamda manyak her şeyi düşünmüştü öldürmüyordu o noktaya kadaar vermiyordu ama o kıyıya kadar her seferinde gliyordum buna daha ne kadar devam edecekti bilmiyordum eğer fırsatım olsaydı kendimi öldürürdüm ama o buna da izin vermiyordu abimlerin evine güvenlik kamerası yerleştirmişti ve evin altındaki kilere de patlayıcı yerleştirmişti eğer onların bir şekilde yaşadıklarımdan haberdar olması halinde veyahut kendimi öldürmem halinde hiç acımadan o bombayı patlatacağını söylemişti ilk olarak inanmasam da sonra bombanın yerleştirilme videosu gelince emindim bu manyak yapardı bu gün beni çıkaracağını söylemişti ama işkencen asla bitmeyecek diyordu korkuyordum hemde çok .kapı açılıp içeri orhun girdi peşinden de iki adam
- girin onu alın ve odaya taşıyın
adamlar beni odaya getirdiğinde odadaki yatağa uzattılar günler sonrasında bir yatağa uzanmak hayal gibydi hareker ettike ağrıdan istemsiz olarak göyaşı döküyordum adamlar çıktıktan sonra orhun bana yaklaşıyordu hareket etmek istiyordum ama kıpırdayamıyordum
- kıpırdayamıyorsun değil mi hareket edemezsin tüm kasların acı içinde kalır bu dört gün içinde iyleşmen lazım eve gideceğiz karıcığım
- ne diyorsun ne evi beni bırakacak mısın " dediğimde o kadar şiddetli bir kahakah attı ki korkmam gerektiğini anlamıştım bu onun seni daha kötü şeyler bekliyor dediği kahkahasıydı üç gün içinde anlamıştım bu kahkahayı acı şekilde bitmemişti işkence devam edecekti asla kurtulamayacağıma dair bir ağırlık çökmüştü yüreğime
- eve gideceğiz konağa o çok sevdiğin pusatın olduğu eve gideceğiz o yan odamızdayken seni her gece siktiğimi düşünecek
- saçmalama ne diyorsun sen pusatin ona olan duygularımdan haberi yok bırak beni gideyim lütfen ne yapmış olabilir abim sana pusat senin kardeşin insan kardeşinden neden intikam almak istesin ki" dediğim anda suratıma yediğim tokatla yataktan düşecektim neredeyse
- sen bilmediğin işlere burnunu sokma dediğimi dinle kendine gelmen için birkaç gğn vakit veriyorum bu birkaç günde iyleş konağa gideceğiz ve sen bana aşık gibi davranacaksın bu dünyada en çok değer verdiğin kişi ben mişim gibi yapacaksın
- bunu yapamam ben rol yapamam özellikle sen nasıl seni seviyor gibi davranayım senin bana iyi davrandığın zamanda bile seni seviyor gibi davranamamıştım şimdi asla yapamam .öldür beni intikamını almış olursun herkes rahat yaşar
- kes sesini senin ölmeni değil herkesi ölmeden öldürecek bir silah olarak kullanacağım dediğimi yapacaksın yoksa abin ve ailesinin havaya uçmasını canlı canlı izletirirm sana
içimde öfke nefret ve keder aynı anda çarpışıyordu karmaşık duygular vardı ama tek bir duygu baskındı boyun eğmek zorundaydım ben onlara birşey olmasına izin veremezdim abim o beni hep kotrumuştu herkesten tüm kötülüklerden bu gün bile durumumu bilse beni asla burda bırakmazdı ama ona anlatamazdım onları tehlikeye atamazdım
-tamam ne dersen yapacağım ama söz ver ailesiyle abime birşey yapmayacaksın
- evet beni dinlersen fiziksel birşey yapmayacağım onların ruhunu öldüreceğim yıllarca acı çekecekler tıpkı benim gibi " dediğinde en azından bir süre daha iyi olacaklarını bilmem bana iyi gelmişti .
yatağa bir kırem ve bir sandiviç attı
- bunu sırtına ve yaralarına sür çabuk kaybolsunlar ve yemeği ye ama yavaş üç gündür açsın boğulup gebermeni istemiyorum bana lazımsın su da komidinde şimdi gideceğim işlerim var ama kapıda her yerde afdam dolu kaçmaya çalışırsan kaçtığını duyduğum anda seni arama zahmetine girmem abinlerin evini havaya uçururum haberin olsun bu hafta sonu evdeler ama tercih senin
diyerek çıktı ve gitti . kaçamazdım istesemde kaçamazdım biraz daha ağlayarak uzandım gözlerim kapanmıştı ne kadar sonra bilmiyorum uyanmıştım her yer karanlıktı camdan hafif bir ışık sızıyordu zor da olsa kalkmayı başardımince bir barcak su doldurmak istedim ama kaldıracak kuvveti bulamamıştım sürahiyi o yüzden bardağındibindeki birkaç yudumla idare ettim ve ekmeği yemeye başladım sırtımdaki acı o kadar çok tu ki krem sürmem gerekiyordu ama bunu kendi kendim yapamazdım bu yuüzden yemek yedim ve tekrar uykuya daldım tekrar uyandığımda güneş tepedeyd demekki öğlen olmuştu kaç saattir uyuyordum kaç gün geçmişti zaman kavramım o kadar karışmıştı ki gerçi ne önemi vardı ki.kapı açıldı
- günaydın ben ahsen hizmetçinizim beni orhun bey tuttu yardımcı olacakmışım size bir isteğiniz var mı
- günaydın ahsen yardım eder misin duş alıcam ve kremi sırtıma sürmen gerekiyor
- tabi hemen
ahsenin yardımıyla duşa girdim sırtımı ve vücudumu gördüğünde gözleri korkuyla açılmıştı ama hiç bir şey söylememilşti
ahsen in yüzünde ve boynunda yanık izleri vardı ama sormak istemiyordum tıpkı onun bana yara izlerini sormadığı gibi bende ona sormuyordum sessiz bir anlaşma imzalamış gibiydik
ahsen duştan sonra sırtıma kıremi sürdü acıdan kıvrandığım için yaralarıma üfleyerek sürüyordu ama işe yaramıyordu o kadar çok acı vardı ki bu kadar daynıklı olduğumu bilmiyordum .
birkaç gün ahsenle sakin geçmişti o da ben de sesszdik yemek getiriyor kremlerimi sürüyor ve ev işleriyle ilgileniyordu bense ilk gün sadece yatakta geçirmiştim sonrası sessizce camdan dışarıyı seyrediyordum aklımda bu işten nasıl kurtulacağım gelmesini bekledim belkide konağa gitmemiz iyi olacaktı pusat belki ondan yardım isteyebilirdim umudun yütreğimde filizlenmesine izin verdim o adaletliydi beni bu durumdan kurtarırdı orhun o zebaniden kurtulmam lazımdı ama onun bunu fark etmemesi gerekiyordu eğer fark ederse kesinlikle abim ve ailesini yaşatmazdı evde kağıt kalem aradım ama yoktu ev bomboştu mutfaktaki malzemeler bile herşey dışarıdan geliyordu evde bıçak dahil temel malzemelerden başka hiç birşey yoktu işkence odasının kapısı da kilitliydi kendimi öldürmemem için her önlem vardı yada iletişim kurmamam için canım bir kere daha sıkıldı bir not yazabilirdim belki ahsen verirdi yada ben pusat a ulaştırabilirdim tüm düşüncelerimi bir kenara bırakarak ahsenin yanına gittim o da çorba yapıyordu
- ahsen
- buyrun şahsenem hanım nasıl yardımcı olabilirim
- evde kağıt kalem var mı biliyor musun
- hayır şahsenem hanım evde hiç bir şey yok bıçak çatal nile yok herşey plastik tencereler dışında ve şu ahşap kaşık dışında
-kahretsin neden bunu yapıyor
- bilmiyorum efendim
- ahsen sana birşey sormak istiyorum ama cevaplamak istemesen sorun etmem
- dinliyorum efendim
- yara nasıl oldu " ahsenin o ela gözlerinin birden dolması pek beklediğim birşey değildi neredeyse ağlayacaktı ama kendini toparlayıp hemn
- söz dinlemedim efendim orhun bey e karşı bir yanlış yaptım
- o mu yaptı bunu sana
- hayır efendim patronum yani eski patronum sonra bana ders olması için beni orhun beye verdi eğer onun sözünden çıkarsam bu sefer hayatıma mal olacağını söyleyerrek
- bu nasıl olur neye karşı çıktın ki sen
- bu kadarını anlatmamam gerekiyor efendim ama orhun bey sözünden çıkılmasını sevmez ve affetmez " diyerek çorbayı karıştırmaya döndü daha fazla ısrar etmenin anlamı yoktu ama ona bunu yapan orhun yüzünden yapmıştı böyle bir şeyi nasıl yapardı gerçi neden yapmasın ki bu ruh hastası bana da neler yapmıştı
araba sesleri geldi sonra orhun un sesini duydum tüm kanım çekilmiş gibi hissettim bunu sadece ben hissetmemiştim ahsen de aynı korkuyu yaşıyordu elinden düşürdüğü kaşık bunun belirtisiydi o da ona esir di yada esir olmak zorundaydı tıpkı benim gibi ahseni de kurtarmam gerekiyordu bunu artık kendime sorumluluk adletmiştim
-ooo güzel karım şahsenem ve yardımcımız ahsen nasıl iyi anlaştınız mı
- evet efendim her şey istediğiniz gibi sofrayı hazırlayayım mı
- kalsın ahsen bu gece konağa gidiyoruz sende geleceksin konağa ve ağzını sıkı tutacaksın şahsenemin tüm ihtiyaçlarını sen karşılayacaksın başkası o ve ona yaptıklarımdan haberi olursa onunla birlikte seni de gebertirim hadi toparlanın
konağa doğru sessizce yol alıyorduk ben ve orhun önde ahsen arka arabada yolculuğu tamamladık üç katlı bir konağa gelmiştik en üst katı ayrı iki bölmeden oluşuyordu bağımsız iki ev gibi alt katlarda bir bütündü ve geniş bir avlusu vardı kapıda hizmetçi olduğunu düşündüğüm üç dört tane kadın ve orhun un kız kardeşleri ayşe ve ayça vardı birde annesi vardı zelal hanım vardı onları tanıyordum arabadan inip hepsiyle tek tek selamlaştık ve bizi sofraya buyur ettiler yeni gelin olduğunu unutma demişti orhun o yüzden onlara sahteden de olsa gülücükler gönderiyordum ama içim o bas bas bağırmak istiyordu ama orhun söylemişti kimsenin haberi olmayacak diye bu yüzden susuyordum pusat o görmemiştim hala görmek istiyordum ama yüzüne nasıl bakıcam tım kardeşinin karısı ona kardeşinin bir manyak olduğunu söylese inanır mıydı bilmiyordum ama bekliyordum onun gelmesini ve beni kurtarmasını ama gelen giden olmadı o akşam yemeği boğazıma diziliyordu sonra birden zelal hanımın telefonu çaldı
- söyle ecmal
Telefonda ne söylediyse ecmal dene adam zelal hanımın rengi arttı ve pusaaattttt diye haykırmaya başladı ve bayıldı.