ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
şahsenem
gözlerimi açtığımda kollarım ve bacağımdaki zonklama başımdaki ağrıdan beterdi gözlerim etrafa alışınca ne olduğunu algılamaya çalışıyordum ama olmuyordu tek hatıradığım en son içtiğim suydu onu içer içmez gözlerim kararmaya başlamıştı orhun a söylediğimde ise anlamadığım öfke ve nefret dolu cümleler etmişti kollarımı oynatmaya çalıştığımda tüm bedenim ac ı içinde kalmıştı asılmıştım ama neden orhun bu gerçek olamazdı beş yıldır kapımda yatıp aşkını haykıran orhun yapmazdı bunu yapamazdı dimi içimde kalan tek umut kırıntısı ile
-orhunnnnn!!!!!
diye bağırdığımda bir kapı açıldı ve ışıkla birlikte orhun içeri adım attı lambayı açınca odayı ilk kez görmüştüm gördüğüm anda da dehşete düşmeme yetmişti oda bir işkence odası gibiydikırbaçlar ama ne kırbaş uçlarında metal çiviler olan sonra küçük sesici aletler ve adını ve nasıl kullanıldığını bilmediğim ve asla öğrenmek istemediğim bir sürü işlence aleti bir köşede de değişik kablolu bir alet daha doğrudu bir makina vardı gözlerimi kapatıp açtığımda bir rüya değildi gerçekten bu işkence odasındaydım orhun konuşmaya karar vermişti yüzünde oldukça keyifli bir ifade vardı
- günaydın benim güzel karım cehennemine hoş gedlin nasıl beğendin mi senin için bu oda daha önce bu çiflik osmanlı yıkıldığı dönemde bir karargah olarak kullanılmış bu gizli sığınak ta özel işkence odasıymış burda bir sürü osmanlı askerini sorguya çekmişler bu odayı ilk keşfettiğimde daha 18 ime yeni basmıştım burada tadilat vardı kapıyı fark edip içeri girdikten sonra ustaya tembihledim ve benim odam olan yan odadan buraya gizli bir kap yaptırdım bundan sonra ne zaman bu çiflik evine gelsek ben içeride sen burada uyuyacaksın canım karıcım
- orhun sen manyak mısın bir şaka ise bu yaptıkların seni asla affetmem bak bana sana yemin ediyorum bu yaptığını ödetirim " dedim hınçla o ise şeytani sırıtışını genişleterek yaklaştı ve bai ve işaret parmağı arasından çenemi sıkarak
- bana bak şahsenem seni buraya karım ol diye getirmedim beş yıldırda kapında senin için yatmıyorum intikamım için bir araçsın sen senin her gün acı çekeek yok oluşunu izleyeceğim hemde her gün
-delirdin mi sen bırak beni söz seni şikayet etmeyeceğim boşanırız ve biter gider bu odayı da dediklerini de kimseye demem
dedikten sonra çenemi bırakıp öyle şiddetli suratıma bir tokat indirdi ki bayılmıştım sonra üstüme dökülen bir kova su ile uyanmıştım hava bu odada oldukça soğuktu yaz mevsimninde mardinde olmamıza rağmen buz gibiydi tıpkı orhun gibi karşıma geçerek eline makası aldı korkum kat be kat artmaya başlamıştı ne yapacaktı beniöldürecek miydi
-orhun ne yapıyorsun ben sana ne yaptım bana bunu neden yapıyorsun diye konuşmaya çalıştığımda orhun yine o bakışı takındı avını parçalayacak tilki gibiydi ama yemek için yapıyordu ölümden zevk aldığı içindi
- sen şahsenem beş yıldır benim olmadığın her gün yeterince mutlu bir hayat yaşadın bundan sonra her gün ama her gün sana azap gibi geçecek bana ne yaptığını soruyorsun ya sen birşey yapmadın ama sana yürtekten bağlı iki kişi senin her gün gözleri önünde eridiğini görecek ama birşey yapamayacak bende onlardan intikamımı alacağım
- benim bir suçum yoksa neden ben bırak beni erkek gibi sana kim ne yaptıysa onların karşısına geç ve hesap sor
dedim tükürürcesine iğreniyordum ondan tüm şüphelerim tek tek gerçek oluyordu bu adam bu yüzden hiç bir zaman tam manasıyla kalbime girememiştyi şimdi daha iyi anlıyordum sahici bir sevgi bir taşı bile beş yılda eeritirdi ama ben ona artık bir taştan daha serttim
-ne yani küçük hanım abini sevgili eşini ve küçük yiğenini mi öldüreyim yoksa yıllardır sevdiğin kardeşim pusat ı mı
kas katı kesilmiştim bu piskopat abim ve ailesi diyordu ve pusat onu biliyordu bunu en yakın arkadaşıma bile söylememiştim oysaki ama o nasıl biliyordu pusatla sadece iki üç defa aynı ortamda olmuştuk o zaman da ben utançtan ona bakamıyordum bile onunsa benden haberi bile yoktu
- sen ne diyorsun neden bahsediyorsun
- pusata olan aşkını bilmeme mi şaşırdın yoksa abine mi seni oruspu
- kes sesini şetrefsiz sen benim namusum hakkında laf edecek son insan bile değilsin sen suçıu günahı olmayan insannlara işkence edecek kadar sadist bir manyaksın " yediğim tokatla başım öyle bir savrulmuştu ki boynum kırılacak sandım ama bu sefer bayılmamıştım
- kes sesini oruspu şimdi mesaimize başlayalım seninle daha bir hafta işimiz var eğer ölmez sağ kalırsan ikinci aşamaya geçeceğiz
diyip makası tekrar eline almıştı gömleğimi pantolonumu herşeyi o makasla yırtarak üstümden attığında çırılçıplak kalmıştım ne kadar bağırsam da o sadece benim haykırışlarıma kahkaha atarak cevap veriyordu tamamen çıplak kaldığımda ölesiye utanıyordum ve titriyordum korkudan beni öldrmesine ses etmezdim ama bu adamın bana dokunması ona katlanamazdım işte bana ne yaparsa yapsın bana dokunmasından iyiydi
aklımdaki düşünceler orhun un tiz kahaha sı ile kesildi
-kork ama düşündüğün şeyden korkma sana dokunmak dahi midemi bulandırıyor asla sana dokunmam tabi uslu bir kız olursan seni sikmek isteyeceğim son şey bile değil
dediğinde sabahtan beri tuttuğum nefesi bırakmıştım ama rahatlamam orhun un eline aldığı kırbaçla hızla yerini tekrar korkuya bırakmıştı
- seni sikmeyeceğim ama sana o kadar çok işkence edeceğim ki belkide yerine sana dokunmamı tercih edersin
- asla tercih etmem neden bunları yapıyorsun abim ve pusat sana ne yaptı allahın belası hem abim evet üzülür ama pusat onun benle bir alakası yok sadece birkaç kez arkadaş ortamında denk geldik o kadar " lafımı bitirmaden kırbaç şaklaması sırtımda ve tüm hücrelerimde hissettim derin bir sızı ve keskin ağrı lanet herif o kırbacı gerçekten bana vurmuştu hala bir şaka olmasını umuyordum ama yaşadıklarım gerçekti aynı acıyı tekrar ve tekrar hissettim tüm çığlıklarım bu odada yankılanıyordu o kadar acı çekiyordum ki ağlayacak bile gücüm yoktu bilincimi kaybetmiştim ama ne zaman ve kaçıncı kırbaçtı bilmiyorum ama acı o kadar dayanılmazdı ki kendimden geçmiştim