Çöpün yanına geldiğimde kapları bıraktım ve tam ayağa kalkarken çöpe gürültü ile bir şey atılması ile dudaklarımdan bir çığlık firar etmişti. Korku ile yerimden kalkıp arkamı döndüğümde, bir bedene çarpmam ile bir elin belime sarılması aynı anda oldu.
Şaşkınlık ve daha demin yaşadığım korku ile kalbim kulaklarımı sağır edecek derece de hızla atarken beni tutan kişinin Hakan olması beni dumur etmişti.
Ne o hareket ediyor ne ben bir şey söyleyebiliyorum, öylece durduk. Sokak lambası üstümüzde parlar iken bir saniyelik te olsa bakışları dudağıma kaydı. Dudaklarımı istekle yalarken sesli bir şekilde yutkundum.
İlk hareket eden o olmuş ve elleri benden çekilmişti. Sanki yanlış bir şey yapmış gibi kendini açıklama isteği ile " Seni korkutmak istemedim." Demişti.
Gözlerimi ondan ayırmadan " Önemli değil, bende dalmışım ondan korktum." Dedim.
Anladım der gibi başını salladı. Başka konuşacak bir şey olmadığından daha fazla beklemek istemedim. Belime dokunduğu yer cayır cayır yanıyordu. Eve gidip içimde dans eden çocukları serbest bırakmalı idim.
" Neyse, iyi akşamlar." Demiş ve arkamı dönüp yürümeye başlamıştım ki kolumun tutulması ile tekrar Hakan' a döndüm.
İstemsizce kaşlarım çatılırken " Efendim?" Demekten kendimi alamadım. Neden beni durdu ki?
Bir şeyleri anlamak ister gibi idi, sanki polisiye filminde, bir sahneyi canlandıyorduk ve kesinlikle o polis, suçlu ise bendim.
Kolumu bırakıp sağ eli ile ensesini kaşırken sıkıntı ile konuştu. " Züleyha, o sen misin?"
Eyvahlar olsun komşular, basıldık! Ölümüne inkar kızım Zülo, sen yaparsın.
Kalbim deli gibi atarken sakin ve ne olduğunu bilmiyormuş gibi davranarak " O kim?" Demiştim.
Bakışları, hiç bir tepkimi kaçırmak istemez gibi yüzümde bedenim de geziyordu. Boydan aşağıya bir yangında idim sanki...
" Telefon sapığım sen misin Züleyha? " Ne? Beni sapık olarak mı görüyordu? Bu sefer gerçekten şaşırmıştım ve kalbim hüzünle burkulmuştu. Sanki karnıma yumruk yemiş gibiydim.
Bir yandan da sinir bedenimde hakimiyet verirken sakince " Ne sapığı, biraz daha açık konuşur musun? Aksi takdir de yumruğu gözüne yiyeceksin." Demiş ve sakinliğim sonlara doğru yok olmuştu.
Sözlerim onu kızdırmıştı ve bu sefer kaş çatan taraf oydu. " Her neyse, madem kendin söylemeyi reddediyorsun bende kanıt bulurum. " Daha çok kendi ile konuşur gibi söylemişti bu lafları.
Kalbim, deli gibi yakalanma korkusu ile atarken onun bu sözlerine kanmayıp rol kesmeye devam ettim. " Yeni komşumun beni sapıklık ile suçlamasına sebep olan şey ne acaba? " demiş ve samimiyetten uzak bir gülümseme ile ona baktım.
Etrafa şöyle bir bakıp " Sokak ortasında konuşulacak konu değil, sen bana telefonunu verir misin? Ben numaramı versem sana oradan anlatsam." Ah çakalım benim bilerek telefonumu kontrol etmek için yapıyordu.
" Malesef yanımda değil ama istersen ben yazayım? " sözlerim ona sıkıntı verirken başını sallayıp telefonunu çıkartıp bana uzattı.
Numaramı hızlıca tuşlayıp ona uzattım. Beni denemek için numaramı almış olması, mutlu olmama engel olmuyordu.
Arama tuşuna basıp telefonumu bir kaç kez çaldırdı. Beklediği sesi duyamayınca mıdır bilinmez suratı asıldı.
Benden şüpheleniyor idi ama benim takıldığım tel nokta benimle ilk defa temas etmesi ve gerçek numaramı istemiş olması idi. Ben artık resmen onun karısı olmaya bir adım daha yaklaşmıştım. İçimde ki sevinç dalgalarını bastırıp düz bir sesle " Tekrar iyi akşamlar. " dedim. Oda hızlıca " sana da." Demiş ve arkamdan gidişimi izlemişti.
Kapımın önüne gelince herkesin dağıldığını gördüm. Büyük ihtimal yürüyüşe gitmişlerdi. Son bir kez ona baktım ve yavaş bir şekilde bana doğru yürürken gözlerimiz kesişti.
Derin bir soluk bırakıp eve girdim. Bu anın büyüsü bozulmadan biraz düşünmem gerekiyordu.
Az önce ne olmuştu öyle?
Olaylar o kadar hızlı gelişti ki, ne yaptığımı ve ne yapacağımı bilemeden her şey olup bitmişti. Üstümü değiştirip yatağıma uzandım. Telefonumu elime alarak mesajları kontrol etmeye başladım.
Kendi telefonumda bildirim yoktu. Ona yazmak için aldığım 2.hattı da telefona takıp kontrol ettim.
Umut fakirin ekmeği idi ama maalesef ki ben yazmayınca o da tenezzül edip yazma zahmetine girmemiş...
Sıkıntı ile hattı çıkarıp eski yerine geri koydum. Tam telefonu da baş ucuma koyacaktım ki mesaj sesi ile tekrar elime aldım.
Hakan: merhaba
Züleyha: merhaba
Hakan : bugün söylediğim şeylerin kusuruna bakma lütfen, sadece seni biri ile karıştırdım.
Allah! İşte buna kalbim dayanmaz, çocuk adam.
Züleyha: kim ile?
Hakan: Son zamanlarda sürekli mesaj aldığım biri var ve kim olduğunu bilmiyorum.
Züleyha: sende ben sandın yani?😂
Hakan: evet....
Züleyha: Hım anladım.
Züleyha: sadece neyi merak ediyorum biliyor musun?
Hakan: neyi
Züleyha: neden ben olduğumu düşündün?
Züleyha: yoksa ben olmamı mı istediğin için mi (gönderilmedi)
Aynen salak Zülo, sen kendini belli edecek hareketler yapmamışsın gibi bir de kendini kandır.
Hakan: Çünkü elimde fazlası ile seni gösteren kanıtlar var.
Züleyha: Avukat olduğunu biliyordum ama sen daha çok polisiye tarzı takılıyorsun.
Züleyha: neymiş bu kanıtlar?
Hakan: mesleğimi yaparken gördüğüm şeyleri görsen aklın gider.
Züleyha: deme işte onu, merak ederim ben...
Züleyha: acaba neler oluyor diye 🥺
Hakan : Bir gün denk gelirsek anlatırım.
Züleyha: Sanmıyorum
Hakan: ?
Züleyha: ?
Hakan: neden öyle dedin?
Züleyha: çünkü senle benim denk gelmem biraz zor.
Hakan: Öyle diyorsan...
Züleyha: öyle
Züleyha: ha bu arada cevap vermedin. Sana beni düşündüren ne ?
Hakan: söylemesem?
Züleyha: Numaramı almak için numara yaptığını düşünürüm.
Züleyha: Bak kafiyeli oldu he dkldpdld
Hakan: içli köfteyi ona sevdiğimi söyledim ve sen hemen ardından içli köfte yaptın.
Hakan: o da et yemeye aşık olduğunu söyledi ve bugün kardeşin senin et aşığı olduğumu söyledi. Verdiği isim ile senin isminde uyuşuyor. Bu kadar yeter mi?
Ağzım şokla açılırken ekrana bir iki dakika bakakaldım. Ee bu adam boşuna avukat olmamıştı demek ki! Bu ne canım sherlock musun sen! Ayrıca patavatsız kardeşimin dediğini de duymuştu. Ofladım.
Züleyha: dahası da mı var?
Hakan: Var ama duymak istemezsin.
Züleyha: peki o halde sadece son bir soru
Hakan: sor bakalım
Züleyha: Annem sevgilin olduğumu söyledi, neden sevgilin olduğu halde sana yazan birinin peşine düştün ki ?