2.BÖLÜM

1058 Words
Birkaç saat sonra sıkılmıştım hep aynı şeyleri yapmaktan. Oturmaktan, oturmaktan bu gidişle popomda sivilceler çıkacaktı. Zeki değildim aksine aptal olduğumu her ortamda saklamaya çalıştıkça daha da belli eden bir tiptim canım sıkılıyordu o kadar sıkılıyordu ki yazan numarayı engellediğime pişman olmak üzere idim ama tükürmüştüm bir kere asla yalamayacaktım. Başka şeylerle oyalanmak adına az önce mükemmel bir atışla yere düşen kitabımı almaya çalıştım fakat tabii ki sonuç başarısızdı mecburen annemi çağırmak zorundaydım çişimde gelmişti. “Anne!” Annem bulaşık önlüğüyle içeriye girdiğinde otuz iki diş sırıtmaya başladım. “Anam canım anam, ana gibi yar baba gibi diyar olmaz bilirsin.” Annem göz devirerek tekerlekli sandalyemin arkasına geçti. Canım ya resmen ne istediğimiz söylemeden anlaşıyorduk. “İşin düşünce mi ana oluyorum” Tuvalete doğru giderken annemin gülen yüzüne baktım, gerçekten benim için bu dünyada varlığı hiçbir şeye değişemeyeceğim, karşılıksız sevgisine inandığım tek kişi bu kadındı. Şöyle bir cilveli bakış attım annelerin gülüne. “Olur mu Selma sultan ya sen benim baş tacımsın ama ben kendi işimi yapamıyorum görüyorsun.” Annem kızıyor gibi baktı ama ne bakıyorsun anne doğru bunlar, o an içime bir burukluk çökse de geri gönderdim annemin yüzümde bir hüzün görmesini asla istemediğim için. Her şeye üzülüyordu biliyorum zaten bu halime de üzülüyor birde beni üzgün görmesin. “İyileşeceksin. Tedavi parasını denkleştirdiğimizde iyileşeceksin kızım.” Başımı salladım. Ah anam canım benim amin amin ne diyeyim ki, bu halime alıştım zaten. Allahtan hala çok güzelim yoksa bu hayat hem sakat hemde çirkin asla çekilmez. Tuvalete oturduğumda yüzümde aptal bir sırıtıl oldu an düşündüm ya benim sesim olmasaydı acaba o zaman nasıl iletişim kuracaktım? Yok ya hiç çekilmez olurum o zaman. Tuvaletteyken hayatın arayışında bir aydınlanma yaşamak istiyorum ama Allah korusun fazla aydınlanıp cinlerin beni çarpmasından da ürktüğüm için duramam tuvalette. annem beni tekrar oturma odasında aynı yerime tabiri caizse resmen park ederek elime de düşürdüğüm kitabı iliştirdi. Sağol be kadın seviyorum seni. Değerli öpücüklerimden birkaçını anneme doğru yolladım. Tam bedenimi geride bırakıp ruhumda bir genel kültür senfonisine odaklanmak amacı ile fantastik kitabımın en aşk dolu o sayfasını açtığımda telefonuma bir bildirim geldi. “Bismillah” Yok ya bu kez değildir engelledim bir kere bu kez kesin mağaza indirimleri, şöyle bir geviş getirerek tutku dolu öpüşme satırlarına bakarken bir bildirim daha duydum. “Allahın hakkı üçtür mübarek sen oku.” Sanki günahlarım azmış gibi bir de satırları okumaya devam ettim. “Töbe töbe, valla Allahım ben okuyorum yazmadım eğer günahsa beni bundan muaf tut olur mu?” Ama bence çok günahım yok zaten, evden çıkmıyorum ne günah işleyeceğim. Aptal gibi başkalarının yazdığı öpüşme sahneleri için töbe dilerken son bildirimi o an duydum kitabı bir hışımla kapatarak bu kez insan gibi telefonumun yanına koydum. Her zamanki elitliğimle telefonu bir hayvan gibi tuşlara basarak açmaktansa sakince nefes aldım. Kilit ekranında gördüğüm yabancı numara ile bir heyecanlandım. Sakinim art arda gelen üç mesaja tıkladım. Yeni bir numara idi. 0537 *** ** **: “Ya beni neden engelledin? 0537 *** ** **: “Yeni hat alıp geldim” 0537 *** ** **: “Bak bu numaramı engelleme sakın!” Az önceki pişmanlığım şöyle bir gözümün önünden geçerken gururum, onurum ve şerefim çoktan beni terk etmişti bile. anlaşılan gerçekten bir şaka değildi, kimdi o zaman? Bana yazmak için ikinci bir hat alacak kadar da enayi? Halbuki normalden sms atsa kaldırırdım engeli. Akrabalarımın cimriliğini göze alarak hepsini listeden çıkardım. Sıfır olan arkadaş listemden de çıkaracak kimsem olmadığı için kesinlikle işsiz birine denk geldiğimi anladım. Zaten yapacak bir şeyim yoktu ki işsiz ama doğum günümü bilen tanımadığım biriyle mesajlaşsam ne kaybederim ki? -yeni hat aldığına göre parayı saçacak yer arayan işsiz birisin? Anında cevapladı çevrim içi oldu ooo yoksa benim gibi yalnız biri mi? Belki doğum günü diye de salladı tutturdu eğer böyleyse fena bir şansı var kumarda falan kazanır. 0537 *** ** **: “parayı saçan bir işsiz değilim ama senin için tüm paramı gözümü kırpmadan feda edebilirim.” -Puhahahaha enayisin yani? Herkes para bulmak için bir taraflarını yırtarken bu da benim için para feda ediyor acaba yaşlı bir dayıya falan mı denk geldim? Benim için fındık tarlarını falan satan bir dayı, amca falansa valla anıra anıra gülerim. 0537 *** ** **: “Senin için o da olurum.” Kesin yaşlı bir dayı bu ne böyle resmen eskiden şarkı kanallarında altta yazılan numaraları rasgele arayıp sevgili arayan bir sapığa mı denk geldim? Hemen bir test zamanı. -Kaç yaşındasın? 0537 *** ** **: “Sonunda kişisel bir soru. 16 yaşındayım.” “Yuh!” aynı yaştaymışız, hım gözlerimi kıstım mesajlardaki harflerde resmen bir yalan varsa onu çözmeye çalışıyordum ama anca gözlerim acımıştı, yaşlarımız aynıydı e kim o zaman bu? Gittikçe merak ettiğim için sinirleniyorum, bir taraftan acaba bu numarasınıda engellesem mi diye düşünüyorum ama o zaman da yine canım sıkılacak bu yüzden kim olduğunu öğrenmeye çalışmak aslında bir nevi oyun gibiydi. Sorular sormaya devam ettim. -Baştan söyleyeyim eğer yalan söylüyorsan bende on altı yaşındayım küçük kızları rahatsız etmekten babama söylerim seni yeşil tuvalet musluğundaki hortumla döver.” Mükemmeldim şu an korktuğundan eminim yeşil hortumdan herkes korkar gerçek dayak yemiş çocuklar o hortumun acısını ilikerinde hisseder. Küçükken annemin sabrını taşırdığımda bahçeyi yıkarken hortumla popoma bir yapıştırmıştı hatırlamak bile o acıyı hissetmediğim popomda hissettiriyordu resmen. Anında yazıyordu bir sürü kahkaha emojisi yollamıştı o an anladım bu yaşlı biri değil yaşlı dayı amcalar böyle random gülüşü yapacak kadar ilerlemediler. 0537 *** ** **: “Gerçekten korktum şu an, ama merak etme yalan söylemiyorum. Bende on altı yaşındayım” Şimdi sorularla kim olduğunu bulacağım seni gizemli yabancı. O an mesaja bakarken tekrar bir aydınlandım yoksa gizli bir hayranım mı vardı? “Hihihi resmen tekerlekli sandalye ile pistleri yakıp kalpleri fethediyorum” Ne yazsam acaba? Hiç bu konularda da iyi değilimki? El mecbur hep kınadığım o yönteme başvuracağız. -Gözlerin hangi renk? Tiksinir gibi bakıyordum mesaja o kadar rezil bir mesajdı ki sanki her şeyini tam biliyormuşum gibi bir göz rengini sormuştum ama önemli değil bu zamana kadar bir sürü polisiye romanı okudum bilgilerimi şimdi kullanma vakti küçük ve basit sorularla onu ağıma düşürüp kim olduğunu öğreneceğim. Bir ding sesi ile cevaba baktım. 0537 *** ** **: “Gözlerim kahverengi, seninkini sormama gerek yok zira güneşin ışıkları bal rengi gözlerinde hayat buluyor zaten.” Dudaklarım bir o şeklini aldı, gözlerim irileşmiş öylece mesaja bakıyordum şu an. O an emin oldum bu kişi gerçekten rasgele bir numara çeviren biri değil gerçekten beni tanıyan hatta göz rengimi bilecek kadar yakından görmüş biri. Kimsin sen?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD