Gördüklerime inanamıyordum. Onca şeyi yaşamış, onca acıya katlanmış ve bu kadar güçlü olabilmişti. O kadar güçlenmişti ki koluna yediği kurşun hiç de canını yakmıyormuş gibiydi. Bunu nasıl başarmıştı. Aslında asıl soru bunu nasıl başarabilmişti? Bu konuda hiç fikir yürütemesem de şaşırmadan edemiyordum. Sadece kurşunun sıyırıp geçtiği koluna evde dikiş atılmıştı. Tabi ki bunu sürekli yanında dolanan Tarık yapmıştı. Sanki bunu hep yapıyormuş gibi ustalıkla yapmıştı. Şaşılacak bir başka şey de halamın tamamıyla hislerini kaybetmiş olmasıydı. Konuna dikiş atılırken yüzünde tek bir acı tepkisi oluşmamıştı. Dikiş atıldıktan sonra biraz dinlenmişti. Kendini toparladıktan sonra kahve istemiş ve sonsuz bir sessizliğe gömülmüştü. Aklından neler geçiyordu? Şu an neyin hesabını yapıyordu, bilmiyordum