Aslan Eve ulaşmak üzereyken bu defa babam aramıştı. Telefonu açıp açmamak arasında gidip gelirken ne diyeceğini merak ederek ve sinirlerime hakim olmaya çalışarak “Baba,” deyip açtım. Düz bir sesle “Nerdesin?” diye sordu. “Dışardayım, bir durum mu var?” “Yarım saate evde ol. Sakın geç kalma. Adana’dan önemli misafirlerimiz geldi,” deyip yüzüme kapattı. Kim geldi, diye sormama fırsat tanımamıştı. Umarım Fırat yanlış anlamıştır. Üstelik öyle olsa Selvi onlarla oturup muhabbet edecek değil ya. Kafam git gide cadı kazanına dönerken daha çok gaza yüklendim. Cemre’yle sevişmek varken uğraştığım şeye canım sıkılmıştı. Babamla annem neden hayatıma, seçmişlerime saygı duymak yerine o koca burunlarını işime sokarlar ki! Erkek torun derdini de anlamıyorum. Soymuş sopmuş ne boş işler. Evla