When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Deniz eve girdiğinde kimseye ağladı ağlayacak halini belli etmeden hızla odasına çıktı. Kapyı kapatıp odanın ortasına doğru ilerledi. Çantasını bir kenara fırlattı ve odada göz gezdirdi. Kendisine cehennem olan odanın her detayını uzun uzun inceledi. Yatağının karşısında ki duvar saati, yatağının yanında ki makyaj masası, sol tarafta giyinme odasına açılan kapı sağ tarafta banyoya açılan kapı, iki kapınn yanında ki uyumlu tablolar... Dolu dolu olan odanın içinde boşlukta sallanıyordu. Elleri titremeye başladı. Ellerini ayakları takip etti. Nefes alamamaya başladığında dizlerinin üzerinde çöküp titreyen elini boğazına çıkardı. Nefes almak için çabalıyor ama başarılı olamıyordu. Bir eli boğazında bir eli yere yaslanmış halde iki büklüm ağlayarak nefes almaya çabalarken öleceğini sandı. Kalb