When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Sabahıb yedisinde evden çıkmak çok dğru bir hareket değilmiş anladım. Arkamızda kormuların dolu olduğu bir araba önde beni sürekli istediğim yere götürüp getiren Zeynel abiyle yoldaydık ama nereye gideceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sıkıntıyla bir nefes çektim içime camı açıp. Bazen boğuluyor gibi oluyordum ve bundan nefret ediyordum çünkü aklımı kaybediyordum sanki böyle zamanlarda. " Nereye sürelim Deniz Hanım." ama ben hiç sevmiyorum ki böyle hitapları. " Zeynel abi kaç kere dedim bana hanım deme diye Allah aşkına." deyip dudaklarımı büktüm. Zeynel abi neredeyse kırk küsür yaşlarındaydı. Benimle yaşıt kızı vardı. Neden hala hanım demekte ısrarcıydı ki. " Ağız alışkanlığı. Hem hanım demesem ne diyeceğim bilemedim ki. " adamda haklıydı. Ne de olsa Batur gibi kasıntı bir adam