Keyifli okumalar
Barzan'ın sevinci içi içine sığmıyordu. Bütün Diyarbakır'a duyurmak istiyordu. Haberi duyan konağa gelmişti. Bahoz Ağa gelini için kurban kesmiş yetimlere dağıtmıştı. Silahını alıp havaya sıkarken Hacer Hanım zılgıtlar çekmişti. Asmin halay müzikleri açarak abisiyle halay çekiyordu.
"Baba duam kabul oldu." diyerek heyecanlı bir şekilde konuştu. Ailenin yüzü gülmüştü. Bu haberi tüm Diyarbakır duymuştu. Ezo eline erbane alıp sevincini kutladı. Diğer yanda haberi duyan Berfe gözyaşları içinde odasında ağlıyordu. Çocuğu olmadığı için üstüne kuma olarak gidecekti. Ama onun hamilelik haberini duymuştu.
"Senden nefret ediyorum sevdiğim adamı elimden aldın." Kendi kendine söylenirken annesi odasına girmişti. "Sen hala ağlıyor musun?" sesi öfkeli çıkmıştı. Bu kızı gerçekten anlamıyordu. Nice onu isteyenler dururken o kuma olmak istiyordu.
"Kızım sen niye böyle yapıyorsun? Nice isteyenin vardır. Ama sen kuma olmak istersin." dedi. Saçlarına öpücük kondurup, "Etme kuzum etme" teselli ediyordu. "Ana ben onu çok seviyorum ama o gitti onu seçti." dediğinde sinirden kıpkırmızı oldu. Ayşe hanım kızına bakıyordu.
"Berfe yeter o evlendi şimdi çocuğu olacaktır." dedi. Berfe gözleri dolu dolu bakarken, "İnşallah düşük yapar." dediğinde yüzüne inen tokatla yere düştü. Kızına hayal kırıklığıyla bakıyordu. "Ben seni böyle yetiştirmedim." dedi.
"Aklını başına al baban çok kızıyor." diyerek odadan çıktı. Diğer gün Cengiz sevdiği kadını aldattığı için pişman olmuştu. Alev bunun farkındaydı. Beş parasız kalmışlardı. Ama yine dava açmaya kararlıydı.
"Ne yani bütün mal varlık onun muydu?" diyerek sorunca, "Evet herşey onun dava açsan bile kazanamazsın onun kaç avukatı var biliyor musun?" dediğinde Alev'in yüzündeki şaşkınlık artıyordu. Derin bir nefes çekti. "Diyarbakır'ın en güçlü aşireti onlar fazla uğraşma bedeli ağır olur." dedi.
Ezo odasından çıkarken yengesine bakmak için aşağı indiğinde iş yaptığını görünce kızmıştı. "Yenge doktor ne dedi sana" diyerek kızarken görümcesine bakıyordu. "Ama bunları kim yapacak" dediğinde, "Bizim kızlar yapar." dedi.
Telefonu titremeye başladığında mesaj atana bakıyordu. "Seni özledim." sabır çekti. Hem aldatıyor hemde özlediğini yazıyordu. Nasıl bir yüzsüzlük vardı. Çarşıya çıkmak için hazırlanırken, " Ben çıkıyorum bir şey istiyor musun?" diye sorduğunda," bana biraz kitap alır mısın?" dedi.
Çarşı meydanında gezerken Alev'in yüzündeki tiksinç bir bakış atıyordu. Bu kadının etrafında herkesin saygıyla eğilmesi onu çileden çıkarıyordu. Mağazada alışveriş yaparken elemana onu çıkarmasını söyledi.
"Bakar mısınız?" genç kız çağıran müşterinin yanına giderken Alev'in işaretiyle karşı tarafa doğru baktı. "Bu kadının çıkmasını istiyorum." dediğinde Elif'in bakışları sertleşti. "Öncelikle haddini bil o Diyarbakır'ın Hanımağası onu kovamam sende müşterisin o da." diyerek yüksek sesle konuştu.
Alev'in yüzündeki öfke artarak, "Sen kim oluyorsun? Benimle böyle konuşuyorsun müdürü çağır." dediğinde, "Müdürüm müsait değil lütfen uzatmayın." dedi. Ama onun duracağı yoktu. Öyle bir bağırdı ki mağaza sorumlusu yanına gidip, "Neler oluyor, bu gürültü nedir?" diye sorunca, "Ercan bey hanımefendi Ezo Hanımı kovmamı istedi." dediğinde adamın gözleri karşıda onu izleyen kadına kaydı.
Hemen yanına gidip, "Hoşgeldiniz Hanımım ne emredersiniz." dediğinde Ezo gülümsedi. "Yeni işin hayırlı olsun." dediğinde adam da güldü. "Teşekkür ederim sayenizde." dedi. Alev'in orada olduğunu görüyordu. Fakat görmezlikten geliyordu.
Elif'in gelmesiyle Ezo ona sarılıp, "Nasılsın güzelim." diyerek sorunca, "İyiyim abla sen?" diye sorduğunda gözlerindeki acıyı fark etmişti. "Okulu ihmal etme kendini yorma." dediğinde başını salladı. Alev'in öfkeyle çıkmasıyla Elif derin bir nefes çekti. "Ne sinir bozucu bir kadın." dedi.
Ezo oradan çıkıp kitapçıya uğradı. Bir kaç kitap alırken de kendine almıştı. Cengiz adım adım izliyordu. Nasıl bırakıp giderdi. Pişmandı.
Ezo'nun yanına bir adam gelmişti. Bu abisinin arkadaşıydı. "Ooo Hanımağam bu ne güzellik" dediğinde Ezo güldü. Bedirhan bu gülüşü biliyordu. "Güzelin şansı yok" dedi. Başını salladı. "Kader utansın" dediğinde akşama geleceğini söyledi.
Eve kadar sesi çıkmadı. Camı açarak nefes almaya çalışıyordu. "Hanımım iyi misiniz?" diye soran şoför kenarda durmak zorunda kalmıştı. Belli ki genç kadın iyi değildi. Araçtan indiğinde derin soluklar alırken canının nasıl yandığını hissetti. Ufuk çaresizce bakıyordu. Reva mıydı? Suyu uzattı. "Hanımım bana düşmez ama o sizi haketmedi canınızı sıkmayın." dediğinde, "Her zaman destek oldun." dedi.
"Bıkmadan usanmadan olurum." dedi. Araca binerek tekrar yola çıkarken Ufuk'un çocuğu olacağını söyledi. Karısı hemşireydi. Üstelik 7 haftalık hamileydi. "Üstüne gitme o bilir ne yapacağını" dediğinde başını salladı. Hayat onu böyle sınamıştı.
Konağın önüne gelen kızla aniden frene basınca Ezo'nun kızdığını fark etmişti. Kızın yanına geldiğinde şoka girmişti. Yüzü paramparçaydı. "Ezo abla kurtar beni." dediğinde arkadaki adamları fark etmişti. Kıza araca koyarken belindeki tabancayı çıkarıp havaya ateş ediyordu.
"Bir adım atacak olursa alnının ortasına sıkarım." diyerek bağırdı. Adamlar geride kalırken, "Sen karışma" dediğinde Ufuk bacağına sıkmıştı. "Hanımımla konuşurken dikkatli ol yoksa dilini keserim." dediğinde adam alaycı bir bakış atıyordu. "Olmazsam ne olur." dediğinde bacak arasına bir kurşun yemişti.
Herkesin bakışları karşıdan gelen adama kaydı. "Bedirhan Bozkurt" dağları inleten mazlumun kahramanı zalimlerin karabasanı onu gören titremeye başladı.
"O ağzını yüzünü" diyeceği anda Ezo'nun onu izlediğini fark etmişti. Kendine çeki düzen verirken, "Kızı neden kovaladınız" dedi. Tek bir cevap alamadı. "Bu kızdan ne istiyorsun?" diye yüksek sesle bağırdı.
"O kız abisinin borcu karşılığında aldım." dediğinde Bedirhan öfkeli bakışları üzerlerine gezdi. Ne demek almak insan kardeşini satar mı? "Kim lan kim sattı." dedi. Kendine hakim olamazken, " Bedirhan kızı konağa götürürüm sende ne yapacağını biliyorsun ." dediğinde Ezo'dan onay almıştı.
Ezo araca binerek kızın yanına oturdu. Ufuk ilk yardım çantasını verdikten sonra direksiyon başına geçmişti." Ah canım "kızın gözleri doldu." Sen kaç yaşındasın? "diyerek sorunca," 14 yaşındayım. "dedi.
" Abimin borçları var adamlar eve baskın yaptı. Babam beni vermedi. Babamı vurdular beni de zorla kaçırdılar. "dediğinde Ezo'nun sinirden küfür ettiğini duydu." Babam bana Ezo ablana söyle yardımcı olsun seni korusun diyerek beni zorla olsa bile kaçmama yardımcı oldu. "dediğinde karşısındaki kıza bakıyordu.
" Merak etme kimse dokunamaz "dedi. Saçlarına öpücük kondurup," Sen artık benim korumam altındasın. "dedi. Kapıdan içeri girdiğinde Asmin gördüğüyle donup kalmıştı.
" Leyla ne bu halin. " dediğinde ablasına bakıyordu." Asmin abim beni o adamlara sattı. "dediğinde başından aşağı kaynar su döküldü." Ne? "diye bağırdı." Allah abinin belasını versin. "dediğinde annesi kızmıştı.
Asmin arkadaşını odaya çıkardığında kapıya dikilen Cengiz'e bakıyordu." Ne istiyorsun söyle "dediğinde," Bedirhanla aranda ne var? "diye sorduğunda ona öfkeyle bağırdı." Sanane bu seni ilgilendirmez şimdi defol "dediğinde," Seni gören edepli sanacak sürekli onunlasın. "dediğinde yüzüne bir tokat attı.
" Bir laf vardır belki bilmezsin kim namus bekçisi yapıyorsa en büyük namusuz kendisidir. "dediğinde karşısındaki adama alayla bakıyordu. Alev'in geldiğini gören Ezo sabır çekmişti.
" Ya gidersin yada yapacaklarımdan ben sorumlu değilim. "dediğinde Alev'in yüzündeki öfke artıyordu." Seni mahkemeye veririm Cengiz'e ait ne varsa geri vereceksin."dediğinde Ezo'nun kahkaha atmasıyla çileden çıkmıştı.
" Affedersin ama ne hakla veriyorsun herşey bana ait "dediğinde ikisi de susmak zorunda kalmıştı." Şimdi defolun gidin. "diyerek kapıyı kapatıp içeri girdi. Yutkundu kalbindeki acı dinmiyordu. Sanki biri boğazını sıkıyordu.
Geçecek bu günler." kendi kendine mırıldandı. Ağlamamak için zor duruyordu. Ama abisine sözü vardı. Bu saatten sonra onun için ağlamak haramdı...
Bölüm sonu