Sokak Lambası

2

Telaşla ayağıma geçirdiğim , topuklu ayakkabılarımla , koşturarak dükkana gittim .Dükkana giderken de , az kalsın yeri boyluyordum .Neyse ki, kazasız belasız dükkana gelmiştim .Hemen buzdolabından paket halinde olan pastayı elime alarak , dükkandan çıktım .

Gideceğim yer biraz uzaktaydı .Ama bu saatlerde taksi bulmak çok zordu .O yüzden taksi bulmak yerine yürümeyi tercih ettim .Elbet bir taksi bulurdum .

Heyecandan elim ayağım titriyordu .Kalbim yerinden çıkacaktı .Sakin olmalıydım .Panik yok Telaşla , yolun karşısına geçiyordum ki , yol çok kalabalıktı .Üzerime gelen siyah lüks arabayı görmedim .Şoförü de beni son anda fark etmiş olacak ki , araba tam bana çarpacakken durdu. Fren sesiyle , üzerime gelen arabayı , bir anda fark edince , panik yaptım .

Kaçmaya çalışırken ,nasıl olduysa , araba bana hafif vurmuştu .O çarpmanın etkisiyle kendimi yerde buldum .Pastam elimden kaymış , metrelerce , uçarak , asfaltı boylamıştı .

Ben de onun asfalta düşmesini şok içinde izledim .O kadar saat uğraştığım , emek verdiğim , pastam ne hale gelmişti ! Yerde , kartonu bir yerde , kendisi , darmadağın bir halde öylece gözümün önünde duruyordu .

Ağzımdan , inlemeyle karışık ,''Ah , pastam.'' diye bir ses çıkardım. Ben yerde oturmuş ,karalar bağlarken ,ağıtlar yakmak üzereyken en sonunda bana çarpan arabanın kapısı açıldı .Ben ise kimin geldiğine bakmadım .Aklım mahvolan pastadaydı .

Arabadan siyah , son model, spor bir çift erkek ayakkabısı gözümün önüne geldi. Göz ucuyla onu görebilmiştim .Koşarak yanıma gelmiş ,bana korku dolu gözlerle bakarken ,''Hanım efendi iyi misiniz?'' Diye sordu .Sahiden bunu mu soruyordu .Nasıl iyi olabilirdim gerçekten .Bütün emeğim çöpe gitmişti. Adama cevap vermedim .Yüzüne bile bakmadım .

Adam ise , en sonunda elini omzuma atarak ,'Size sordum hanım efendi , beni duyuyor musunuz ?'' Diye sorusunu yineledi. Ben de ,şok geçirmiştim .Etrafımızda onca insan toplanmış , bu anı izliyordu .Kimisi ambulans çağırın diyordu , kimsi de , vah vah yazık kıza ....

Ama hiç birini duymadım .Aynı el beni bu defa hızlıca sarsarken , kendime geldim .Ayağa kalkarak , kim olduğunu görmek için ona baktım .Tam önünde dikildiğimde , çok yakışıklı , esmer tenli , yeşil gözlü, Brad Pitt'e benzeyen bir delikanlıyla karşılaştım .

Delikanlı bana şaşkın bir halde bakarken ,''Ben , iyi ,iyiyim .Ama o , pastam.'' diye pastaya baktım. Delikanlı ise aynı noktaya bakarak iç geçirdi. ''Kusura bakmayın , ben sizi bir anda fark ettim. Telefonla konuşuyordum , bir anda fırlayınca , engel olamadım .İyi misiniz , bir şeyiniz yok ya.'' diye beni işaret etti.

Ben de zaten sinirliydim , bir de o üstüne böyle söyleyince daha da tepem attı .Elimi belime koyarak ,ona sert bakışlarımla bakarken ,''Ehliyeti , pazardan mı, satın aldınız .Görmüyor musunuz koskoca kadını.Ya ölseydim. ''diye ağzıma geleni söyledim .

Delikanlı da şaşırmıştı .Şok içinde bana bakarken ,''Siz de bir anda fırladınız. ''diye konuştu.Şuna bak bir de zeytin yağı gibi üste çıkıyor. Hem suçlu hem güçlü ne olacak ! Terbiyesiz bir de cevap veriyor. Ona dik dik bakarak ,''İşe yetişmeye çalışıyordum , ama gördüğünüz gibi artık bir işim yok.'' dedim. Sinirle gülmeye başladım .Delikanlı da iki büklüm olmuş bir halde , alnını kaşıyarak, düşünmeye başladı .Biraz sonra , bana dönerek cebinden bir kart çıkardı .

Elime tutuşturarak ,''Alın, bunu.'' dedi. Şaşkınlıkla karta baktığımda ''Ne bu?'' diye sordum . O da ,''Benim şirketimin adresi ,altında numaram da yazıyor .İhtiyacınız olursa , ya da ben size çok mahcup oldum .İzin verin hatamı telafi edeyim .Ne dersiniz?'' diye sordu .

Ben de delikanlıya içten içe üzülmüştüm .İyi birine benziyordu ama , ne yapayım .Bir anda öfkelenmiştim işte. Delikanlı bana hala kartı uzatırken , sinirle kartı elinden aldım .. Bir de bana rüşvet mi teklif ediyordu , bak sen kurnaza ! Sonra da yere düşen çantamı elime alarak , boynu bükük bir halde eve doğru yürüdüm .Delikanlı da arkamdan uzun bir süre bakmış ,sonra da arabasına binerek , oradan ayrılmıştı .

Eve geldiğimde per perişandım .Üzgün bir halde , öylece eve doğru yürüdüm . O sırada Yiğit Zengin de koskocaman lüks şirketinde , siyah , ağırlıklı renkte olan odasında oturmuş bugünkü, yapacağı toplantıyı düşünüyordu .Kaç senedir buranın sahibiydi.

Babası ısrarla , onu şirketin başına geçirmeye çalışmıştı .En sonunda amacına ulaşmıştı .Bütün inşaat şirketi , ona kalmıştı. O ise , bunu hiç ama hiç istememişti. Daha çok , o yer senin bu yer benim havasındaydı .Gününü gün ediyor , gecelerden gecelere akıyordu .Yanında çıtır sevgilileriyle , sabaha kadar bar bar dolaşıyordu.

Oflayarak elindeki dosyayı bir kenara bıraktıktan sonra , telefonla asistanı Ahu'yu aradı .Karşıdan Ahu'nun ,''Efendim, Yiğit bey?'' diyen sesini duyunca , ''Ahu, bir dakika gelir misin?'' diye cevap verdi. Telefonu kapattıktan sonra da odasının kapı çalındı .Ahu , siyah ,lüle şeklinde omuzlarına inen saçlarıyla , yemyeşil gözleriyle , esmer teniyle çok güzel bir kızdı .Yiğit şirketin başına geçtiğinden beri de onunla çalışıyordu .

Ahu içeriye girdiğinde , ''Buyurun Yiğit bey.'' dedi. Yiğit te kıza bakarak ,''Herkese haber ver , toplantı odasında olsunlar .Ben de geliyorum birazdan.'' diyerek , talimat verdi. Ahu gülümseyerek ,''Tabi, efendim.'' dedikten sonra , odadan çıktı .

Yiğitte odadan çıkarak, toplantı odasına doğru yürümeye başladı.Toplantı odasına girdiğinde herkes oradaydı .Yiğit gülümseyerek ,''Merhaba arkadaşlar ! Sizi acil bir konu hakkında konuşmak için topladım .Evet , şimdi herkes burada olduğuna göre , toplantıya başlayabiliriz.''diyerek , masanın baş köşesine oturdu .

Ahu 'ya bakarken ,''Ahu birazdan söyleyeceklerimi not al lütfen ! Ayrıca , bilgisayardan sana göndermiş olduğum dosyayı , projektöre yansıtabilir misin lütfen ?'' Diye talimat verdi.

Ahu başını sallarken ,önündeki bilgisayardan, dosyayı aramaya koyuldu .Bir kaç dakika sonra da , projektörde dosyanın adı gözüktü. Ahu ,Yiğit 'e bakarken ,''Hazır, efendim.'' diye konuştu .Yiğit te ,gülümseyerek ,''Teşekkür ederim, ''diye ayağa kalktıktan sonra da duvarda ki, yansımanın yanına geçerek anlatmaya başladı .

Elindeki ince sopayla ,''Evet ,arkadaşlar ! Bu gördüğünüz, mahalle , bizim ,otel yapmak istediğimiz alan için çok uygun .Şu gördüğünüz evleri yıkıp ,yerine kocaman, lüks , 5 yıldızlı bir otel yapmayı düşünüyorum.'' diye fikrini sundu .Herkes onu dikkatle dinledi. Ahu da bir yandan not alıyordu .Yiğit bey , masadaki genç , 30 yaşlarında siyah saçlı , Emir 'e baktı .

Emir de dikkatle onu dinliyordu .Ona bakarken ,''Emir!'' dedi. Emir şaşkınlıkla Yiğit 'e bakarken ,''Buyurun , Yiğit bey?'' diye sordu. Patronunun ne söyleyeceğini merak ediyordu .Yiğit te bu adama çok güveniyordu .12 yıldır , kendini bildi bileli bu şirketteydi , Emir de bu şirkette o zaman yeni çalışmaya başlamıştı .

Emir onun sağ koluydu , bütün işlerini o yapardı .Yiğit gülümseyerek ,''Hadi , bir an önce git de , mahalledekilere, 3 günlük ihtarname süresi olduğunu , evlerinin yıkılacağını haber ver. Bir an önce kendilerine kalacak bir yer bulsunlar.Yanına da bir kaç adam al. '' Dedi. Emir ''Emredersiniz efendim.'' diye ayağa kalktıktan sonra da odadan çıktı .

Yiğit de , geri kalanlara bakarken ,''Toplantı bitmiştir arkadaşlar , dağılabilirsiniz.'' dedikten sonra da odadan ayrıldı .Ben de evin önüne geldiğimde mahallede kocaman bir kalabalık vardı. Herkes sebebini bilmediğim bir sebeple toplanmıştı .Kaşlarımı çatarken ,''Ne oluyor ya ?'' Diye kendi kendime söylenerek , koşarak , olay yerine gittim .

Bizim mahalle , tanıdık , tanımadık herkes , bilmediğim , iri yarı, kaba saba , at kuyruklu , görünüş olarak filmlerdeki mafyaları andıran adamlarla konuşuyordu .Konuşmak ne , bağırıyorlardı ! Şaşkınlıkla bahçeye girdiğimde annem de evin önündeydi. O da benim gibi , hayretle olayı izliyordu.

Anneme kaşlarım çatık bir halde bakarken ,''Anne kim bu adamlar , niye gelmişler ?''' Diye sordum .Annem de başını iki yana sallarken ,''Bilmiyorum, kızım.'' dedi. Ben de ona bakarken ,''Merak etme , ben şimdi öğrenirim.'' diyerek , iki kavgalı grubun arasına daldım .



Ortaya geçerek , tüm cesaretimle , adamların karşısına dikildim .Bir yandan da ,''Siz kimsiniz?'' diye sordum .Adamlardan , tombul , uzun boylu , at kuyruklu adam bana dik dik bakarken , mahalledeki , Sami abi , onların yerine sorumu yanıtladı .Bana çaresiz bir ses tonuyla ,''Rüya kızım ! Bu adamlar evimizi yıkacaklarmış , yerine otel mi ne dikeceklermiş , bilmem ne inşaatında mı geliyorlarmış ne ? Biz anlatmaya çalıştık ama dinlemediler.'' dedi.

Sami abi; mahallemizin terzisiydi . 50 yaşında i kır saçlı , uzun boylu , bir adamdı .30 senedir bu mesleği yapıyordu .Evimizin karşısında aynı bizim gibi , bahçeli evi , altında da , kocaman , camlarla kaplı , merdivenleri olan , şipşirin bir dükkanı vardı .

Dükkana merdivenle iniliyordu. İndiğimizde ise , hemen karşımıza kocaman , masa üstün de de , terzi malzemeleri çıkıyordu. İçinde bir de küçük ,şipşirin bir mutfağı vardı .Karı koca bu dükkanı işletiyordu . Kimseye , kötülüğü olmayan , herkes tarafından sevilen bir adamdı .Eşi ise , siyah saçları olan , uzun boylu , esmer tenli , bir kadındı .

Sami abiye gülümseyerek ,''Anladım ,Sami abi! Sorun yok , ben halledeceğim.'' dedim .O da merakla ne diyeceğimi dinlemeye koyuldu .Adamlara tekrar dönerken ,''Evet, niye geldiniz ?'' Diye sordum .At kuyruklu olan adam, bana dik dik bakarken , ''Sizi alakadar etmez küçük hanım. Muhtarınız nerede , onunla konuşacağız.'' dedi. Adam bak , bir de beni küçümsüyor ! Sen kimsin be , gelmiş burada , üstelik benim mahallemde artistlik yapıyorsun .

Kaşlarımı çatarak adama , ''Burası benim mahallem beyefendi. Ben de burada yaşıyorum. Burada olan her şey beni de ilgilendirir.'' dedim .Adam da oflayarak ,''La havle!'' diye iç çekti. Sonra da , bana bakarken ,''Burayı yıkmamız gerekiyor. Buraya otel yapılacak , o yüzden ,sizi önden uyarmaya geldim .3 günlük süreniz var .Buyurun bu da ihtarname.'' diye cebinden bir kağıt çıkartarak bana uzattı .

Kaşlarımı çatarak ,adamın uzattığı kağıdı elime sinirle alarak baktım .Gerçekten de ihtarnameydi. Üstelik 3 gün ! Kafayı mı yemişlerdi , 3 günde ev bulmak kolay mıydı .Üstelik bu zamanda . Her şey o kadar pahalıydı ki, kira desen zaten , uçmuştu .Satılık ev desen olmazdı .İki seçenek de olumsuzdu .

Bir süre kağıtta yazanları okuduktan sonra , tekrar adama baktım .Kağıdı buruşturarak , adamın yüzüne fırlattım .''Alın bu ihtarneminizi, şimdi defolun ! Gidin buradan ,haydi.'' diyerek arkamı döndüm .

Adam arkamdan ''Ama; hanımefendi.'' diyecekti ki sinirle gülerek tekrar ona baktım .Ne yüzsüz adamdı bu böyle ! İnsanda azıcık gurur olurdu değil mi ? Adamlara bakarken ,''Bu yıkmaya çalıştığınız mahalle var ya ! Bu mahallede ne gözyaşı , ne sevinçler ne alın teri var siz biliyor musunuz ? Bu evler yapılana kadar bu insanlar ne heyecanla bekledi. Ne umutlar vad etti. Ama yok .Neymiş , mahalleye otel yapacaklarmış.'' dedim.

Bir yandan da , mahalleliye baktım .Sonra da adamlara sessizce fısıldayarak ,''Ancak cesedimi çiğnersiniz. Bu mahalleyi yıkmanıza asla izin vermeyeceğim .Asla!'' diye tısladım . ''Hem İstanbul'da boş alan mı kalmadı canım ? O kadar alan var. Koca şehir sonuçta değil mi ? Şimdi gidin o patronunuza söyleyin , burada bir deli kadın var , yıktırmadı deyin. İzin vermiyor deyin.Ha , çok istiyorsa , bizim adresimiz belli ! Gelsin diyeceği varsa , yüzümüze söylesin .Öyle adamlarını yollayıp , mafyacılık oynamasın.''dedim .

Adamlar donup kalmıştı , birbirlerine şok içinde baktılar.

Ne diyeceklerini bilemiyorlardı .Dut yemiş bülbüle döndüler , hık bile diyemediler . Arkamı dönüp gidecekken , derin bir nefes alarak ''Ha , bir daha kapımızın önünden geçmek değil , mahallenin ucunda görürsem , sizi şikayet ederim diye parmağımı salladım .Böyle adamlar güzellikten anlamazdı ancak tehditle olurdu ! Onlar istedi , ben ne yapayım !O kıpkırmızı domatese benzeyen suratlarını görünce , arkamı dönerek , giderken gülümsedim .

Mahalleden kocaman bir alkış koptu .Herkes ,''Helal be ,Rüya ! Yürü be kızım.'' diye bağırdı.Ben eve girdiğimde perdenin arasından gittiler mi, diye yolu gözetledim .Konuştuğum adam , diğerlerine bir baş işareti yaptı .Diğerleri de koşarak arabaya bindi .Liderleri de bindikten sonra araba gözden kayboldu .Derin bir oh çekerek gözlerimi kapattım .Perdeyi kapattıktan sonra arkamı döndüm.

Annem bana bakarken ,''Gittiler mi ?'' Diye sordu .Ben de başımı salladım .Annem yerinde otururken ''Evimizi elimizden alırlarsa , ne yaparız ? Mahvoluruz , sokaklarda mı yaşayacağız . Ev bulmak da kolay değil .Ha denince ev bulunmuyor?'' diye kendi kendine ağı yaktı . Ellerini dizlerine vurarak, bir yandan da söylenmeye devam etti. Başında da kırmızı bir tülbent bağlıydı. Elimde hala sıkmış olduğum kağıda baktım .Sonra da oturduğum koltuktan kalkarak , kapıya yürüdüm .

Annem bana bakarken ,''Nereye kızım?'' diye sordu .Ben de ona gülümseyerek , ''Biraz işim var annecim ! Merak etme, hemen halledip geleceğim.'' dedim .İçimden de , ''İntikamımı almaya.''' diye söylesem de bunu dile getirmedim .

Teyzem de ayağa kalarak yanıma geldi.Bana korku dolu gözlerle bakarken ,'' Rüya diye sordu. Ben de ona , oflayarak ,''İyi tamam , o adamın yanına gidiyorum.'' dedim .teyzem beni gözümden anlardı , bunu da anlamıştı belli . Ama bir şeyi kafama koyduğumda onu yapacağımı çok iyi bildiğinden , sadece , ''Sakın kendini tehlikeye atma ,, olur mu Rüya?'' dedi. Teyzem ya ! Anne yarısı diye boşuna demiyorlar . Benim için endişeleniyordu .Ona sımsıkı sarılarak ,''Sen merak etme .O adama haddini bildireceğim .Bunun hesabını verecek.'' dedim .

Ayakkabımı giydikten sonra da teyzeme ,''Hadi, sen annemin yanında ayrılma ! Benden haber bekleyin.'' diye öpücük attıktan sonra da evden ayrıldım .Bize yaptıklarını o adamdan bir bir soracaktım .İçimde yanan intikam ateşi gittikçe büyüyordu.Kapıdan çıktıktan sonra da hemen yoldan geçen bir taksiyi çevirerek , bindim .

Taksiciye , gideceğim yeri tarif ettikten sonra , arkama yaslandım .Bekle beni ,Zengin holding. Orayı başına yıkmaya geliyorum ....Sinsice gülümseyerek yolu izledim .

Birkaç dakika sonra da , nihayet holdingin önündeydik .Taksiciye ödemeyi yaptıktan sonra da , taksiden indim .Holdingin önünde durup , koca, 5 katlı , lüks binaya bakarken , elimdeki kağıdı sıktım. Dik dik bir süre holdinge baktım .