14 Temmuz 2005
Bugün berilsiz 1. yılım galiba berili bundan sonra hiç göremeyeceğim. Bu bir yıl içinde her anıma tanıklık ettiği için teşekkürler günlüğüm. Artık ara ara yazacağım sana çünkü artık berili görebileceğimi düşünmüyorum ama yine bir umut belki bir gün karşılaşırız diye arada yazacağım. Belki bir gün gerçekten pes ederim. Onu çok özledim...
Günümüz
Ayaz Güçlü'den
"Berilin soyadı neydi?" Birkaç saniye sessizlik oldu.
"Oğlum ne söylesem yalan olur ama önemliyse bulurum resimlerden, komşulardan falan."
"Bulursan çok iyi olur annem."
"Bulurum tabi oğlum, yeter ki sen iste."
"Teşekkür ederim anne, şimdi kapatmam lazım, maç izlemeye Seraplara geçeceğiz."
"Tamam oğlum, dikkat edin kendinize ve diğerlerine selam söyle."
"Tamam anne, sende babama selam söyle." Diyip telefonu kapattım ve üstümü değişip salona geçtim. Yavuz ve abim çoktan hazırlanmış, beni bekliyordu.
Abim "Nerde kaldın, geç kalacağız, hadi gidelim." dediğinde evden çıktık ve Sertap'ların evine geçtik.
"Bugünlük televizyonunuzu bizimle paylaştığınız için teşekkürler, bu salak kırılmasaydı televizyon böyle olmazdı." diyerek Yavuz'un ensesine vurdum.
Yavuz "Abi, salak malak, ayıp oluyor." dediğinde Serap gülüp "Sorun yok" dedi.
Abim'in "Oğlum, acaba kaç kaç bitecek, inşallah biz kazanırız." demesiyle birden elektrikler gitti.
Abim "Hay şansımızı sikeyim." dediğinde bir kıkırtı sesi geldi, karanlık olduğu için görünmüyordu ama sesin Zeynep'ten geldiğini anlamıştım.
"Ben mum getireyim." diyerek odadan çıktı, Serap ve birkaç dakika sonra elinde mumlarla geldi, mumları yakıp birkaç yere koyduk.
"E, şimdi ne yapacağız, kaldık böyle, oyun falan mı oynasak." dedi Yavuz.
"Ne oyunu oğlum, çocuk musun sen?" dediğimde Zeynep öksürdü.
"Bence oynayabiliriz, mesela Tabu oynayalım." dediğinde herkes onaylayınca otomatikman oynamaya karar verdik.
Abim "Ben hakem olayım, siz anlatın, bu oyunu yapamam ben." dedi.
Tamam, biz Serap'la eşiz." diyince Yavuz bizde Zeynep'le eş olduk. İlk biz oynayacaktık, Zeynep ayağa kalktı ve anlatmaya başladı.
"İngilizcede tamam ne demek?" diyince ne alaka der gibi bir bakış atıp 'Okey' dedim.
Yavuz "Lan, haksızlık bu, bunu böyle anlatmaman gerekiyordu, oyun olan okey olarak anlatacaktın." diye itiraz ettiğinde sus diye bakış attım.
"Havadaki şeylere bakmak için kullandığımız bir alet bu."
"Teleskop." dediğimde evet dedi ve diğer kelimeye geçti.
"Bunu geç, bunu geç, heh, bak şimdi benim saçlarımın renginden beni hangi hayvana benzetebilirler."
"Civciv."
"Süre bitti, 3 tane bildiniz." dediğinde Zeynep oflayarak yanıma geldi ve oturdu.
"Hep Yavuz yüzünden o konuştuğu için zamanımızı çaldı." dediğinde kulağına eğildim.
"Merak etme, onlar hiçbir şey yapamaz, oyun bizde." diyip geri çekildim.
Abim "1, 2, 3 başladı." dediğinde Serap anlatmaya başladı.
"Biz şimdi seninle neyiz."
"Müslümanız, elhamdülillah." dediğinde Serap derin bir nefes aldı.
"Tamam, unut bunu. Evlenmeden önce başka ne yapılır?"
"Kına yapılır."
"Geç bunu, geç. Doktorlar bir şey takar boynuna, ne takarlar?"
"Boyunluk."
"Yavuz, salak mısın? Sevgilim, bir alet takıyorlar."
"Ne bileyim ben ya."
"Hiç mi doktora gitmedin? Kalp dinlerler."
Abim, "Kalp yasaklı kelimeydi." dediğinde Serap diğeri kelimeye geçti ve ardından abim, "Süre bitti!" diye bağırdı.
Zeynep, "Biz kazandık." diyip boynuma sarıldı ve birkaç saniye sonra geri çekildi.
"Özür dilerim, bir anlık sevinçle sarıldım." diyip yere baktı.
"Sorun değil." dedim, onu izlerken Yavuz'un konuşmasıyla ona döndüm.
Yavuz, "Sevmedim ben bu oyunu. Ayaz patlat bir türkü de dinliyelim, oyun pek bizlik değilmiş." dediğinde yanımdan gülme sesi geldiğinde yanıma baktım ve sonra aklıma ilk gelen türküyü söylemeye başladım.
"Oy dumanlar dumanlar hep dağları sardunuz
Oy dumanlar dumanlar hep dağları sardunuz
Yüreğumun derduni bilsenuz ağlardunuz
Yüreğumun derduni bilsenuz ağlardunuz"
Tam şarkıya devam ederken yanımdan yükselen sesle sustum ve Zeynep'i izlemeye başladım.
"Karardi Karadeniz taşdi bu yana taşdi
Karardi Karadeniz taşdi bu yana taşdi
Haber verun yarume gözlerum doldi taşdi
Haber verun yarume gözlerum doldi taşdi"
Oda benim gibi muma bakarak söylüyordu, sonra birden bana dönmesiyle birbirimize bakıp aynı anda söylemeye başladık.
"Gemi mil ile olur sevda dil ilen olur
Gemi mil ile olur sevda dil ilen olur
Güzeller çok var ama meil birine olur
Güzeller çok var ama meil birine olur."
Türkünün bitmesiyle büyük bir alkış sesi yükseldi ve elektrikler geldi.
Abim "Ağzınıza sağlık." dediğinde Zeynep bana baktı ve güldü.
Telefonum çalınca elime aldım, annemin aradığını gördüm.
"Müsaadenizle bakmam gerek." diyerek koridora geçtim.
"Alo, annem bir şey mi oldu?"
"Oldu ya oldu, Beril'in soyadını buldum ve başka bir şey daha var."
"Ne buldun anne?"
"Beril'in başka bir adı daha varmış."
"Neymiş?"
"Zeynep Beril Soylu"
Bölüm Sonu