CESUR Eve geldiğimde ilk iş kendimi duşa atmak oldu. Kan kokusunu sevmiyordum. Hem de hiç... Küçükken yediğim tokatlar yüzünden, ağzımda biriken kanı her seferinde yutmak zorunda kalırdım. Hem kokusu, hem tadı beni geçmişe sürüklerdi. Duştan çıktıktan sonra ayna karşısında kendimi inceledim. “Orda kalmaya devam et. Sakın çıkayım deme!” diye uyardım Ceyhun’u. Bu kez günlerce orada kalabilecek bir ana şahit olmuştu. Çıkmaya bu kadar meraklı olmasaydı, böyle bir anıya ve acıya sahip olmayacaktı. Kendi kaşınmıştı. Kaşınmış ve belasını bulmuştu. Bu yeni anıyla ne yapacağını dışarı çıktığında öğrenmiş olacaktık. Daha kameralar vardı. Ondaki son görüntüleri de görecekti. İstesem onları da yok edebilirdim. Ama istemiyordum. Saklambaç bitmişti. Yıllarca ona kol kanaat geren, okumasını sağlayan p