ELİF Ceyhun kadar ben de kendimi biraz gergin hissediyordum. Sanki bir çemberin ortasına atılmış ve çıkışlar kapatılmıştı. Kafamın içinde doğrularla yanlışlar sanki sürekli bir döngü içinde yer değiştiriyordu. İlke’ye gerçekleri anlatmak ve anlatmamak. Polise gitmek ve gitmemek... Biliyordum bir noktada karar vermem gerekecekti fakat bunun için endişelenmenin erken olduğunu düşünüyordum. Henüz Ceyhun ile kat etmemiz gereken uzun bir yol aldı. Geçen süreç olumlu gidiyor gibiydi. En azından Ceyhun iyileşmeye oldukça odaklıydı. Bu tür hastalıkların kabullenilmesi ve iyileşme isteği kolay gelinen bir nokta değildi. Belki de Ceyhun’un hastalığını geç fark etmesinin asıl sebebi buydu. Ceyhun hipnoza girmişti. Derin bir nefes aldım. “1, 2, 3. Buyurun kiminle görüşüyorum.” “Merhaba ben Barı