When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Nişan mı ? Nişan mı dedi ? Benimle mi dedi ? Ellerimde ki çatal ve bıçağı yumruklarımın arasında sıkarken gözlerimi, henüz başlayamadığım yemeğe diktim. Başımı kaldırıp da kimseye bakacak halde değildim. Babam bana yine hayatımın en iğrenç kazıklarından birini atmıştı. Bekliyordum bu hançerini ama yabancı bir adamın yanında yapacağını hiç düşünmemiştim. Üzerime dikilen gözleri farkındaydım. Midem kasılmaya başlamıştı ve boynum yine kaşınıyordu. Bir elimi mideme, bir elimi boynuma atmamak için kendimle savaş halindeydim. Daha fazla başımı eğik tutamazdım. Bu geceyi bir şekilde kurtarmalıydım. Yoksa babam bana, hatamın bedelini ödetirdi, eminim... Gerçi hatamıydı, hissettiklerim ve şaşkınlığım bilmiyorum. Bana göre değildi fakat babama göre, benim nefes almam bile hatadan ibaretti.