6. Sezon 3. Bölüm: "İntikam Ateşi"

701 Words
Kadıköy’de İntikam Ateşi İstanbul’un gri sokakları, soğuk bir kış sabahında sessizdi. Orhan, Kadıköy’ün arka sokaklarında tek başına ilerliyordu. Kafasındaki intikam ateşi, onu durdurulamaz bir hâle getirmişti. Bir yıl önce, Orişima Kaniguru’nun adamları tarafından öldürülen eski dostunun kanını yerde bırakmamaya yemin etmişti. Bir yandan sokaklara göz atıyor, bir yandan da düşmanlarının izini sürüyordu. Ellerini montunun ceplerine sokmuş, keskin bakışlarıyla çevreyi süzüyordu. Orhan, yıllardır İstanbul yeraltı dünyasında güçlü bir figürdü, ama bu sefer tek başına bir hesaplaşma peşindeydi. Gözleri, ilerideki eski bir binanın önünde toplanan adamlara kaydı. Kaniguru’nun adamları olduklarından şüphesi yoktu. Silahını belinden çıkarıp emin adımlarla binaya doğru yürümeye başladı. "Senin için geldim, Kaniguru," diye mırıldandı kendi kendine. Orhan, kapıyı tekmeleyerek içeri girdi. İçerideki adamlar şaşkınlıkla ona baktı. Göz açıp kapayıncaya kadar bir çatışma başladı. Orhan, intikamının ilk adımını burada atıyordu. Burak’ın Planı Bu sırada Burak, İstanbul’un kalbinde, Noir Echo Bar’ın arka odasında stratejik bir toplantı düzenliyordu. Orişima Kaniguru’nun son zamanlardaki tehditleri ve baskıları, Burak’ı harekete geçmeye zorlamıştı. Kaniguru, Fransa operasyonundaki başarısızlığı Burak’a yüklemiş ve tehditlerini artırmıştı. Ancak Burak, her zaman olduğu gibi tehditleri avantaja çevirecek bir plan hazırlamıştı. Kardelen ve birkaç güvendiği adamıyla birlikte masanın etrafında oturuyordu. "Kaniguru, İstanbul'daki kontrolü ele geçirebileceğini düşünüyor," dedi Burak. "Ama onun ayağını kaydırmak için bir fırsatımız var. Japonya'dan gelen uyuşturucu sevkiyatı onun en büyük gelir kaynağı. Sevkiyatı sabote edersek, Kaniguru'yu büyük bir darbe bekliyor." Kardelen, Burak’a dikkatle baktı. "Ama bu riskli bir hareket olur. Eğer sevkiyatı sabote ettiğimizi öğrenirse, tüm Yakuza’yı üstümüze salar," diye uyardı. Burak, gözlerinde soğuk bir kararlılıkla, "Bu riski almak zorundayız. Orişima Kaniguru, bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Ona kim olduğumuzu hatırlatmanın vakti geldi," dedi. Samet’in Kontrolsüz Arayışı Samet, bir süredir Zeynep’ten haber alamıyordu. Kayboluşu bir sır perdesi gibi üzerinde asılı kalmıştı. Telefonu elinde sıkıca tutarak bir yandan sokaklarda Zeynep’i arıyor, bir yandan da kendini kaybetmiş bir hâlde insanlara sorular soruyordu. Her geçtiği kişi, her döndüğü köşe, Zeynep’in izini aradığı bir boşluktu. Kafasındaki düşünceler birbirine karışmıştı. Zeynep’in başına bir şey gelmiş olabileceği korkusu, onu deliliğin eşiğine getirmişti. Kadıköy’e doğru hızla yürürken, bir anda kalabalık bir sokağa daldı. Bağırarak Zeynep’in adını çağırıyordu. Bir adam ona doğru yaklaşıp, "Kimsin sen? Kimi arıyorsun?" diye sorduğunda, Samet kontrolünü tamamen kaybetti. Adamın yakasına yapışarak, "Zeynep’i gördün mü? Nerede?" diye bağırdı. Adam şaşkınlıkla geri çekildi, ancak Samet onu bırakmadı. Öfke ve çaresizlik içinde, sokaktaki diğer insanlar olaya müdahale etmeye çalıştılar. Bir anda, birkaç adam Samet’i tutup geri çekmeye çalıştı. "Kendine gel! Ne yapıyorsun?" diye bağırdılar. Samet, nefes nefese kalmış bir hâlde ellerini başına götürdü. "Ona bir şey olursa hepinizi yakarım!" diye haykırdı. Bu sözleri, etraftakilerin yüzünde korku ve endişe dolu bir ifade bıraktı. Orhan ve Kaniguru’nun Adamları Kadıköy’de Orhan, Kaniguru’nun adamlarıyla çatışmanın ortasında kalmıştı. Birkaç adamını saf dışı bırakmış, ancak hâlâ karşısında dört kişi vardı. Nefes alıp verişi hızlanmıştı. Gözleri bir kurşunun bile ıskalanmasına izin vermeyecek kadar odaklanmıştı. Silahını doğrulttu ve "Bu sizin sonunuz olacak," diye bağırarak ateş etmeye başladı. Karşı taraf da ateş açtı, kurşunlar havada uçuştu. Çatışma anında her şey bulanık bir hâl aldı. Birkaç saniye sonra, odada sadece Orhan kalmıştı. Kaniguru’nun adamlarının her biri yerde kanlar içinde yatıyordu. Orhan, yavaşça cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Bir yandan dumanını üflerken, bir yandan da "Bu sadece başlangıç," diye mırıldandı. Orişima Kaniguru’nun bu çatışmadan haberdar olduğunda, intikam ateşinin daha da büyüyeceğini biliyordu. Ama o an, sadece intikamın tadını çıkarıyordu. Bölümün Sonu: Kan ve Gözyaşı Samet, kontrolsüz bir şekilde sokaklarda Zeynep’i ararken, bir köşede yere çöktü. Gözyaşları yüzünü ıslatıyordu. O sırada telefonuna bir mesaj geldi. "Beni bulmak istiyorsan, doğru yolu seç," yazıyordu mesajda. Samet, titreyen elleriyle mesajı okudu. Bu mesaj, Zeynep’in yerini bulmak için bir ipucu mu yoksa bir tuzak mıydı? Burak ise Noir Echo Bar’da, Kaniguru’ya karşı planını detaylandırıyordu. Kararlılığı tamdı, ama içindeki bir şüphe de onu rahatsız ediyordu. Orişima Kaniguru, kolay bir rakip değildi ve Burak, bunun farkındaydı. Bu savaş, sadece bir güç mücadelesi değil, aynı zamanda bir hayatta kalma savaşı olacaktı. Bölümün sonunda, Burak masadan kalkıp derin bir nefes aldı. "Herkesi toplayın. Bu gece, Orişima Kaniguru’nun korkusunun başladığı gece olacak," dedi. Kardelen ve diğer adamları başlarını sallayarak dışarı çıktılar. Gece karanlığında İstanbul, yeni bir kan davasının alevleriyle yanmaya hazırdı. 6. sezonun üçüncü bölümü, Burak’ın düşmanlarına karşı stratejik hamleleri ve aile içinde yaşanan güven sorunlarıyla dolu bir dönemin habercisiydi. Gözler, bir sonraki bölümde yaşanacak olan büyük hesaplaşmaya çevrildi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD