5. Sezon Finali: "Kan ve Ateş Arasında"

1377 Words
Pendik'in karanlık sokakları, o gece daha önce görülmemiş bir gerilime sahne olacaktı. Burak, Kara Kartel’in üyeleriyle birlikte, beklenmedik bir baskına hazırlıksız yakalanmıştı. Şehrin dört bir yanından gelen mafya grupları, Volkov’un emriyle bölgeyi kuşatmaya başlamıştı. Burak, sayıca az olmasına rağmen, savaşmaya kararlıydı. Bu çatışma, Kara Kartel’in kaderini belirleyecek, mafyanın İstanbul’daki etkisini sorgulayacak bir savaştı. Burak adamlarına dönüp kararlı bir sesle emir verdi, "Her birinizin burada ölmesi gerekiyorsa bile savaşacağız. Onlara Kara Kartel’in kolay kolay pes etmeyeceğini gösterelim!" Mermiler havada uçuşurken, Burak, sağ kolu Samet ve bir grup sadık adamıyla birlikte siper aldı. Karşı tarafta Rus mafyasının acımasız adamları, Volkov’un liderliğinde saldırıya geçti. Burak’ın yanında duran Can, gözlerini Volkov’un adamlarından ayırmıyor, onları dikkatle izliyordu. Bir fırsat kolluyordu; Volkov’a yaklaşmanın bir yolunu bulmalıydı. Bu tehlikeli oyun, onun için büyük bir riskti, ancak planını uygulamak için hazırdı. Burak, mermileri sayarken, adamlarına talimatlar verdi. "Arka çıkıştan kaçmaya çalışacağız. Ama önce birkaçını temizlememiz gerekiyor. Samet, sağ kanadı tut, geri kalanlar benimle gelsin!" Samet, hızlıca hareket etti ve sağ tarafa doğru yöneldi. Burada Volkov’un adamlarından bir grup, Kara Kartel’in üzerine yağmur gibi kurşun yağdırıyordu. Samet silahını çekip ateş etmeye başladı. Mermiler havada uçuşuyor, insanlar siper alıyor, çığlıklar yankılanıyordu. O sırada, Volkov’un yanında beliren Kore ordusunun askerleri, Pendik’te arama tarama faaliyetlerine başlamıştı. Rus mafyasıyla iş birliği içinde oldukları, buradan kolayca anlaşılıyordu. Kore askerlerinin yüzlerinde acımasız bir ifade vardı; şehirde düzeni sağlamak ve mafyayı ortadan kaldırmak için görevlendirilmişlerdi. Koreli bir subay, telsizle emirlerini iletirken Burak’ın konumuna doğru yaklaştı. "Buradaki herkes yok edilmeli. Kartelin kökü kazınmalı," dedi tok bir sesle. Bu emir, Pendik'teki savaşı iyice kızıştırdı. Her iki taraf da artık ölümüne savaşıyordu. Burak ve adamları, geri çekilirken dar bir sokakta pusu kurdu. Can, bu kargaşadan faydalanarak Volkov’a yaklaşmak için bir fırsat arıyordu. Volkov’un etrafı adamlarıyla çevrilmişti, ancak Can’ın planı çoktan devreye girmişti. Savaşın ortasında göz göze geldiler. Volkov, Can’ı fark ettiğinde kaşlarını çattı. "Bu cesaret nereden geliyor, hain köpek?" diye bağırdı, ama Can soğukkanlıydı. "Bu senin sonun olacak, Volkov," diye mırıldandı Can. Bir anlık boşluk bulduğunda, hızlıca hareket edip Volkov’a saldırmaya başladı. Ancak tam o sırada, arka cepheden gelen bir patlama sesi duyuldu. Kara Kartel’in sığınağı bombalanmıştı. Samet'in gözleri kocaman açıldı. “Herkes sığınağı terk edin!” diye bağırdı, ama artık çok geçti. Kara Kartel'in merkezi olan sığınak, alevler içinde kalmış, yerle bir olmuştu. Burak, patlama sesini duyduğunda içindeki öfke kabardı. "Volkov! Bu savaş daha bitmedi!" diye haykırdı. Ancak çevresine baktığında, adamlarının birçoğunun ölü ya da yaralı olduğunu fark etti. Kara Kartel’in sonu gelmişti. Sadece birkaç sadık adam sağ kalmıştı. Burak, gözleri dolmuş bir şekilde çevresine baktı. "Bu böyle bitmeyecek. Daha hiçbir şey bitmedi. Volkov ve arkasındaki herkes bedel ödeyecek," dedi dişlerini sıkarak. Can ise Volkov’a saldırısını devam ettirmeye çalışırken, Koreli subayların araya girmesiyle geri çekilmek zorunda kaldı. Volkov, bu ani saldırıyı atlattığı için gülüyordu. "Bugün sadece bir başlangıç," dedi. "İstanbul’da hiçbir Kartel, Rusya’ya kafa tutamaz." Burak ve sağ kalan adamları, gecenin karanlığına doğru geri çekilmeye başladı. Kartelin sığınağı yok olmuştu, ama Burak'ın intikam ateşi sönmemişti. Bu sadece bir başlangıçtı, ve savaşın asıl bölümü henüz başlamamıştı. Pendik’in sokakları o gece kanla sulandı, mermilerin yankısı İstanbul’un dört bir yanında duyuldu. Kara Kartel’in çöküşü, şehirde yankılanan bir mesajdı: Artık savaş daha da büyük bir seviyeye taşınmıştı. Burak, Pendik’in karanlık sokaklarında kaybolurken, yanında kalan birkaç adamına döndü. "Bu şehirdeki herkes, bugün burada yaşananların intikamını alacağımızı bilecek," dedi kararlılıkla. "Her birini yok edeceğiz. Volkov’un, Kore ordusunun ve onların tüm iş birlikçilerinin kökünü kazıyacağız." Bu sözlerle, Kara Kartel’in son kalıntıları şehre yayılan kanlı intikam planını çoktan yapmaya başlamıştı. İstanbul'un yeraltı dünyası büyük bir çalkantı içerisindeydi. Burak ve Kara Kartel’in kalıntıları, Volkov ve Kore ordusunun iş birliğiyle başlatılan saldırılara karşı durmaya çalışırken, geceye damgasını vuracak bir boks maçı organize edilmişti. Burak’ın gözü maçta değil, stratejik hamlelerdeydi; gece, sadece bir dövüş gecesi değil, aynı zamanda büyük bir hesaplaşmanın zeminiydi. Boks Maçı ve Samet'in Sezileri Samet, o gece ringin kenarında dururken, gözleri her hareketi tarıyordu. Hissiyatı, bir şeylerin ters gittiğini söylüyordu. Birkaç hafta önce peşine takıldığı izler, onu bu geceye getirmişti. Kalabalığın arasından şüpheli yüzler ararken, kuliste Volkov’un adamlarından birini fark etti. Kalbi hızla atmaya başladı; bu gece sıradan bir gece olmayacaktı. Maç başlarken Burak, Volkov’un kenarda duran dikkat çekici bir şekilde sakin yüzüne baktı. Volkov, her zamanki bilgece ifadesiyle gözlerini Burak’a dikti ve elinde bir kadeh şarapla konuştu. "Bazen savaş kazanmak için değil, kaybetmek için dövüşürsün," dedi. Burak, bu sözlerin anlamını hemen kavrayamadı ama bir şeylerin ters gittiğini hissediyordu. Volkov’un sakinliği, yaklaşan fırtınanın habercisiydi. Kerem ve Sevda’nın Ölümü O sırada kulislerin arkasında, Kore ordusunun birliği, Escikara ailesine ölümcül bir saldırı düzenlemek için son hazırlıklarını yapıyordu. Burak’ın kuzeni Kerem, bu kargaşanın ortasında kaldı. Bir anda çıkan çatışmada, Kerem sırtından vurularak yere yığıldı. Onun kanlar içinde yerde yatışını gören Sevda, çığlıklarla ona doğru koştu. Ancak çok geçmeden, üzerine yağmur gibi gelen kurşunlar onu da yere serdi. Kerem, Sevda'nın kan içinde yüzünü tutarak hıçkırıklarla son nefesini verdi. "Bu savaşı kazan," diye fısıldadı Burak’a. Gözleri kapanırken, Burak’ın içinde tarifsiz bir öfke patlaması oluştu. Kardelen’in Bilgileri ve Patlama O sırada Burak’ın yardımcısı Kardelen, maçın gürültüsünde gizlice Burak’ın yanına sokuldu. "Volkov ve Kore ordusu, bu gece senin sonun olduğunu düşünüyor. Ama burada sakladıkları bir gizli plan var. Silah deposunun yerini öğrendim," dedi. Burak’ın gözleri parladı. Bu, Kore ordusunun sonunu getirecek bir fırsattı. Maç sona erdiğinde Burak, kalan adamlara hızlıca emir verdi. Samet’in önsezileri doğru çıkmıştı; Kore ordusu saldırıya geçmek üzereydi. Burak ve adamları, Kore ordusunun Pendik’teki karargahına bir baskın düzenlemek için harekete geçti. Kore Ordusu’nun Yok Edilişi Burak ve Samet, liderliğindeki küçük bir ekip, Pendik’in derinliklerinde yer alan Kore ordusu karargahına sızdı. İçeri girdiklerinde, mekanın derinliklerinde yer alan devasa silah deposunu buldular. Samet hızlı bir şekilde patlayıcıları yerleştirirken Burak, bir yandan da düşmanları oyalıyordu. Samet işini tamamladıktan sonra Burak’a döndü, "Her şey hazır. Geri sayım başladı," dedi. Burak son bir kez dönüp silah dolu odaya baktı. "Bunu size unutulmaz bir anı bırakacağım," dedi kendi kendine. Dışarı çıkarken Volkov’un adamlarından biriyle göz göze geldi ve ona son bir kurşun sıkıp yere serdi. Patlama, tüm Pendik’te duyuldu. Depodaki cephane infilak etti, gökyüzüne devasa bir ateş bulutu yükseldi. Patlamanın şiddeti tüm karargahı yerle bir ederken, Kore ordusunun büyük bir kısmı bu saldırıda yok edildi. İstanbul semalarında, bu patlama, Escikara ailesinin zafer çığlığı olarak yankılandı. Noir Echo’da Bombalı Saldırı Ancak bu zafer anı, Noir Echo’da düzenlenen kanlı bir saldırıyla gölgelendi. Volkov, burayı Burak için bir tuzağa çevirmişti. Gece kulübü tıklım tıklım doluyken, birden patlama sesi yankılandı. Noir Echo alevler içinde kalırken, insanlar panik içinde kaçışmaya başladı. Ceren’in Yaralanışı ve İnfazlar Patlamanın etkisiyle Ceren savrulup yere düştü, vücudunun bir kısmı cam parçalarıyla dolmuştu. Kanlar içinde kalan Ceren, Burak’a doğru uzandı. Burak, onu kollarına alıp kulüpten dışarı çıkarmaya çalışırken gözleri öfke doluydu. O esnada İnfaz Timi’nin kalıntıları, Burak’ın emriyle harekete geçti. Burak, hain Berke’ye ulaşmıştı. Tüm bu kaosun ortasında Berke’nin ihanetini ortaya çıkaran Burak, onu yere diz çöktürdü. "Bize ihanet ettin, bu şehirde ihanetin bedeli ölümdür," dedi soğuk bir sesle. Tetiği çektiğinde Berke’nin kanı sokaklara döküldü. Ardından gelen çatışma kısa ama kanlıydı. İnfaz Timi, Volkov’un kalan adamlarını ve Kore ordusunun geri kalanını acımasızca katletti. Bu, onların son direnişiydi. Volkov’un bir diğer sadık adamı Alexei, çatışmada vurulup öldü. Adrian ise Burak’ın bıçak darbesiyle hayatını kaybetti. Sokaklar kana bulandı; İstanbul, Escikara ailesinin mutlak galibiyetine tanıklık ediyordu. Zamana Karşı Yarış ve Burak’ın Yaralanışı Burak, yaralı Ceren’i kucaklayarak arabasına koştu. Ancak kaçarken Volkov’un son tuzağına yakalandı. Volkov’un adamlarından biri, Burak’a silahını doğrultup ateş etti. Mermi Burak’ın omzuna saplandı ve Burak acı içinde yere yığıldı. Gözlerini kapatmadan önce, uzaklarda Volkov’un kaçışını izledi. Burak kanlar içinde yerde yatarken, yüzünde bir gülümseme belirdi. "Bu savaşı kaybetmedim. Daha her şey bitmedi," diye mırıldandı. Bir Sonraki Sezon İçin Merak Uyandıran Sahne Gece çökerken, Burak ve kalan birkaç adamı, harabeye dönen Noir Echo’nun önünde duruyordu. Pendik’teki Kore ordusu karargahının yok edilişinin dumanı hala gökyüzüne yükseliyordu. Volkov ve onun destekçileri kaçmıştı ama zaferin bedeli ağır olmuştu. Burak’ın omzundan süzülen kan, asfalta damlıyor, şehrin tozlu sokaklarına karışıyordu. Gözleri kararmaya başlamışken, arkasında bir gölge belirdi. Yavaşça doğrulmaya çalışırken, silüetin ona doğru yaklaştığını gördü. "Bu son değil," diye fısıldadı o siluet. Burak şaşkınlıkla başını kaldırdığında, eski bir düşmanının soğuk gülümsemesiyle karşılaştı. Sezon burada kesilirken, izleyiciye Burak’ın yeni bir tehlikeyle karşı karşıya olduğu mesajı veriliyordu. Büyük bir savaş ve kaos sezonunun ardından, gelecek sezonun ne getireceği bir gizem olarak kaldı. Burak’ın yaralı ve zayıf hali, yeni bir düşmanın habercisiydi. İstanbul’un kan kokan gecelerinde, intikam ateşi bir kez daha yanmaya başlamıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD