Biri odamın kapısını hızla açtığında, üzerimdeki çarşafı korkuyla kendime çektim. Kapıdaki adam, Ateş'ten başkası değildi. Hâlâ üstü çıplak olmasına rağmen altına siyah bir eşofman altı giymişti. "Neler oluyor?" diye bağırdım. Odanın içinde beni sağ salim gördüğü için derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. Sonra hızla tekrar bana baktı. "Bu sefer odandan sakın ayrılma, ciddiyim!" "Hayır!" dedim hızla ayağa fırlayarak. "Geçen sefer böyle söylediğinde kaçırılmıştım. Bu sefer senin yanından ayrılmayacağım!" Kararsız bakışları bir kaç saniye üzerimde gezindikten sonra "Üzerine bir sabahlık giy ve acele et," dedi. Bir an önce bahçeye inmek istediğini görebiliyordum. Dediği gibi yapıp sabahlığımı üzerime geçirirken, kararlı adımlarla önden yürüyen Ateş'in peşine takıldım. Bir sürü a