Bir hafta sonra...
O günden sonra o yarım kalmışlık hissi hiç geçmedi. Bugün İstanbul' a geri dönüyorduk. Karan bütün belgeleri toplamış ve beni aklamıştı. Tansel ise çok tuhaftı. Benden uzaklaşıyordu. Epey uzaklaşıyordu. Artık normal bir hayatım olacağını söyledi. Babamdan miras kalmıştı. Karan babamın akrabalarının ortaya çıkmamdan memnun olmadığını söyledi ama yine de bir evim vardı. Daha doğrusu evi babamın akrabalarına satmıştı Karan ve bana Tansel' le aynı mahallede bir ev almıştı. Şimdilik başka param kalmamıştı ama Tansel' e yakın olmam güvenliğim açısından önemliydi. Karan böyle demişti yani. Tansel bu konuda sessizdi. Sanki geri döneceğimiz için mutsuz bile olmuştu. Artık bana yaklaşmıyordu. Normal bir hayatım olunca başka insanlar tanıyacağımı söylüyordu. Şu an kimseyi tanımadığım için onu sevdiğimi sandığıma inanıyordu. Aslında bu düşünceye geri döndü demek daha doğru olurdu çünkü buna benzer lafları eskidende söylüyordu. Onun bu tavrı dönmek konusunda beni de isteksiz hale getirmişti.
Çıkmadan önce dönüp bir kez daha baktım mağaraya. Hayatımın en mutlu günlerini burada geçirmiştim. Ayrılmak zor geliyordu ama Tansel' in başındaki bela ben döndüğümde tamamen bitecekti. Çünkü testleri tekrar etmek istiyorlardı.
...
Önce bir hastaneye gittik. Orada bazı test ve tahliller yapıldı. Sonra Tansel beni Derin' in evine bıraktı. Karan bizimle gelmemişti. Onların birbirine çok yakıştığını düşünüyordum ve bu halleri beni üzmüştü. Derin' e gittiğimde Alev ve Melek' te oradaydı. Doğa yoktu. Uzun süreli bir göreve gitmişti. Oldukça uzun süreli bir göreve. Ne zaman biteceği belli değildi. Kızlar grubunun o eski neşesi yoktu. Bir sorun olup olmadığını sorduğumda yanıtlayan Derin oldu.
' Eskisi gibi değiliz biz. Bazı olaylardan sonra bana soğuk davranıyorlar. ' dedi. Olayların ne olduğunu soracaktım ki Alev söze girdi.
' Sana soğuk davranmıyoruz Derin. Senin kararındı. Doğru bulmadık ama bu bizim meselemiz değil. Daha önce de söyledim. Bu Karan' la senin meselen. Bizi ilgilendiren bir şey yok. '
Derin çok üzgün görünüyordu. Elini tuttum.
' Ne oldu Derin?'
' Sana bunu açıklaması epey zor ama senden başka kimse beni dinlemeye yanaşmıyor. ' dedikten sonra bana hamilelik ve bebekler ile ilgili biraz bilgi verdi. O an gözümde minik minik Tansel' ler canlanmıştı. Gözümün önündeki görüntü gülümsememe sebep oldu. Alev ve Melek' te bebeklerden bahsetti. Bu düşünmesi bile güzel bir konuydu. Nasıl bir soruna sebep olmuş olabilirdi ki?
' Ben hamile kaldım. Kalmışım daha doğrusu. Aslında Karan' la bu konuyu konuşmuştuk. Ben ona anne olmaya hazır olmadığımı söyledim. Öyleydim de zaten. Laf olsun diye dediğim bir şey değildi. Dünyanın en tatlı çocukları olmasına rağmen Alin ve Ertuğrul' a bir saat bakmaya bile cesaret edemiyordum ben. Daha önce özel çocuklara öğretmenlik yaptım. Her çocuk sağlıklı gelmiyor dünyaya. Bunun bir garantisi yok. Böyle bir durumda ne kadar sabırlı ve sevgi dolu olmak gerektiğini iyi biliyorum. Başkasının çocuğuna bir şey öğretmek kolay ama kendi çocuğun öyle bir şey değil. Yorulup kenara koyamazsın onu. Sağlıklı bir çocuğun bile bir çok zorluğu var anne babaya. '
' Peki çocuğun sağlıklı olup olmadığı önceden biliniyor mu?'
' Genelde biliniyor ama bunun bir garantisi yok. Doğum anında da bazı sorunlar meydana gelebiliyor. Neyse işte. Ben ve Karan. Defalarca konuştuk. Ben annelikle ilgili hiçbir şey bilmediğimi anne olmaya hazır olmadığımı defalarca söyledim. Karan' da bana baba olmayı bilmediğini söyledi. Evet onun çocuklarla arası iyiydi ama Karan daha çok arkadaş gibiydi çocuklarla. Karan' la dünyaya bir çocuk getirmek aynı anda iki çocuk büyütmek gibi bir şeydi. '
' Anne olmak istemediğin için bebeği dünyaya getirmedin yani. '
' Ben çok dikkat ediyordum İlke. Hamile kalmamak için yöntemler var. Az önce biraz bahsettik sana. Haplarım bitmişti ve Karan yakında göreve gideceğini söyledi. Bana garanti verdi. Öyle bir kaç gün içmedin diye bir şey olmaz dedi. Sonra o dönem işler çok karışıktı. Her şey çok karışıktı. Karan hep bir şey olmaz diyip geçiştirdi. Bende ona güvendim çünkü onunda çocuk istemediğini düşünüyordum. Öyle biliyordum yani. '
' Karan sana yalan mı söyledi?'
' Yalan mı söyledi yoksa kendine mi itiraf edemedi istediğini bilmiyorum ancak Karan benim rızamı almadı. Almamakla da kalmadı. İstemediğimi bile bile beni hiçe sayarak yaptı bunu.'
O sırada Alev söze girdi.
' Bu konuda Karan' a kızgın olabilirsin ama bedelini bir bebek ödememeliydi. Sana tepki gösterdiğim için değil tepki göstermemek için uzak durdum Derin. Bütün bu dediklerin bir bebeği aldırmak için bahane değil benim gözümde. '
' Zaten nedenimde bu değil Alev. Siz ani karar verdim gibi görüyorsunuz ama ben daha ilk saniye düşünmeye başladım. Her saniyede düşünerek geçti son ana kadar. Ben o çocuğu benim evladım olmaya mahkum etmek istemedim. Çok düşündüm. İyi bir anne olabilir miyim diye çok düşündüm. Hayır olamazdım. Bende annelik duygusu yoktu. Belki annelik görmediğim için yoktu. Belki de kötü biri olduğum için yoktu. '
Bu kez konuşan Melek oldu.
' Her kadının içinde annelik vardır Derin. Bazıları daha geç fark eder ama vardır. '
' O sana öyle geliyor. Karan' ın, Tansel' in, Suat' ın, Doğa' nın, Cemil' in annesinde annelik olduğu için mi yuvada büyüdüler? Tansel' in annesi içinde annelik olduğu için mi beni ailemden çalıp ikisinin çocuğu olarak gösterdi de yıllarca baba bildiğim adama sattı. Sen kocanın oğlunu öz evladın sevileceğinden daha çok sevdin ama her kadın senin gibi değil. Ben dünyaya getirip evlatlık vermeyi de düşündüm. Hatta Alev' le Soner' e vermeyi de. Bu Karan' a büyük haksızlık olurdu. Gözünün önünde çocuğunu başkalarının büyütecek olması yani. Mesleğini bırakmazdı. Çocuğa bakamazdı. Yuvaya versem onun çektiği acıları çekmeyeceğinin garantisi mi vardı?'
Alev tekrar dayanamayıp söze girdi.
' Vermene gerek yoktu. Biz bakmana yardım ederdik. '
' Ederdiniz biliyorum. Bunu da düşündüm. Bir kere hayal eder misiniz? Çocuk doğmuş büyümüş aklı ermeye başlamış. Siz çocuklarınızın etrafında pervane oluyorsunuz ama kendi annesi öyle değil. Bir derdi olunca annesine değil size geliyor. Böyle bir hayat acı vermeyecek miydi ona? Ben o gün tek bir seçim yaptım. Ya yaşatacak onu mutsuz edecektim ya da öldürecek vebalini boynumda taşıyacaktım. '
' Yani onun yerine kendini üzdün. Bu bile aslında annelik duygularının ortaya çıkma ihtimali olduğunu gösterir. ' dedi Melek.
' Peki sen çocuğunu ona iyi davranma ihtimali var diye birine emanet eder misin? Bence bir kaç saat için bile yapmazsın bunu. Ben bunun kumarını oynayamazdım. Karan' la hiç oynamayamazdım. Mesleği ortadaydı. Düşmanları vardı. En ufak bir hatasında ölüm görevlerine gönderiliyordu. Yarınının garantisi olmayan bir adamdan istemediğim bir çocuğu dünyaya getirmek bence doğru değildi. Zaten ilişkimiz bile doğru düzgün rayına oturmamış ki Karan neden bile demeden beni terk etti. Kararımın doğru olduğundan emin oldum o an. Yoksa yaptığım bana da ağır gelirdi. '
' Karan çocuktan sonra çok değişirdi bence. İdeal ev erkeği bile olurdu. ' dedi Alev.
' Çocuk esirgeme kurumunda büyüyen çocukların yarısı evlilik kurtarmak ya da kocayı eve bağlamak için yapılan çocuklar. Öyle olabilirdi böyle olabilirdi. Diyelim ki olmadı. Çocuk bu. İşe yaramadı diyip atacak mıydım yani? Bana istediğiniz kadar kırılabilir, kızabilirsiniz ama ben en azından hiçbir çocuğu benim gibi birinin çocuğu olmak zorunda bırakmadım. Sizin aksinize ben ona iyilik yaptığımı düşünüyorum. Henüz daha cenindi. Hiçbir şey anlamadı ama dünyaya gelseydi her şeyin farkında olacaktı. Karan' ın da kendi tercihi oldu gitmek. Hayal ettiği gibi olmadığı için gitti. Dalavere ile hayatıma girdi ona aşık oldum ama dalavere ile beni anne yapıp kendi hayalini gerçekleştirmesi mümkün değildi. İstediği olmayınca deliren şımarık bir çocuktan farkı yokmuş onunda. '
Derin' in elini tuttum. Mazilerinin küçük bir kısmına şahit olmuştum ama yine de Derin' e hak veriyordum. Eğer istemiyorsa onu kimse anne olmaya zorlayamazdı. Bu sevdiği adam bile olsa hakkı yoktu. Ben ne annemi ne babamı hatırlamıyordum ama en çok annemin yüzünü hatırlamamak üzüyordu beni. Annenin çocuk için önemi başkaydı.
Birden Karan merdivenlerden indi.
' İyi akşamlar hanımlar. ' dediğinde şaşkın bakıyordum. Eve nasıl gitmişti?