When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
KARDELEN Öfkem mideme çöreklenmişti, zihnim ise Cihan Ali’nin cümleleriyle doluydu. Her söylediği kelime hâlâ kulaklarımda çınlıyordu. Bu adam… gerçekten deliydi. Hem de öyle bildiğin deli değil, sabrı taşmış, sevgiyi nefretle karıştırmış, öfkeyle düşünmeye çalışanlardan. Kaçırılmam yetmiyormuş gibi bir de ağzından çıkan her kelimeyle sinirimi bozmaya devam ediyordu. Üstelik bunu planlı yapıyor gibiydi. Sanki damarımı bulmuş da bastıkça basıyordu. Yatağa sırtımı yasladığımda içim hâlâ kaynıyordu. “Uyuz herif,” diye fısıldadım yorganın altına gömülürken. “İlla beni delirtecek bir şey yapacak. Kaçırdığı yetmiyor, bir de o kendinden emin halleri yok mu... Aptal herif! Hele bir bulsun abim seni, kafana sıkacak haberin yok.” Ama kendi kendime saydırırken, bir yandan da içimde tuhaf bir his k