When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
KARDELEN Hayatım tahmin ettiğimden zor geçmişti. Çok badireler atlatmış, hala daha onların izleriyle yaşamaya çalışıyordum. Ama bu da yetmezmiş gibi bir de aşiret arası intikam aracı olacağım tutmuştu. Cihan Ali Özdemir bana kafayı takmıştı. Ondan korkuyordum. Sağı solu belli olmayan manyağın tekiydi. Gözlerinde o manyaklığı görmüştüm. Bedeni benden uzaklaşırken göz göze geldik. “Beni unutma sakın Kış Çiçeği. Çünkü ben seni unutmayacağım!” Bunu söylerken iyi niyetli değildi ses tonu. Tüm vücudum buz kesmişti. Ne diyebilirdim ki? Sesindeki tehdit, gözlerindeki karanlık… Bu adam beni sadece korkutmuyordu, aynı zamanda içimde köşeye sıkışmış bir hayvan gibi tetikte hissettiriyordu. “Cihan! Kızı rahat bırak. Gel evde konuşacağız.” diyen Banu abla ile benden tamamen uzaklaştı ama hala göz