Serin hava içine işlemişti, bu rahatlığı bir ömür boyu yaşamak isterdi. Ama rahat olamayacak kadar önemli işleri vardı, çok önemli işleri...
Gece kadar karanlık bir elbise vardı üzerinde. Dekoltesi gören erkekleri iştahlandıracak kadar açıktı, kısa elbisesi ve topuklu ayakkabısıyla bacakları her zamankinden uzun duruyordu.
Bakalım kimler bakacak, diye düşündü. Erkeklerin gözlerinin üzerinde olduğunu biliyordu, tek bir söz duymak istiyordu onlardan.
Issız bir sokağa girdiğinde çantasını daha sıkı tuttu, özgüvenini kaybetmemek için çaba gösteriyordu.
"Baksana, bu gece yatağımı kaç paraya ısıtırsın?" Bunu arkasından gelen bir adam söylemişti. Bu gülümsemesine sebep oldu. Yavaş hareketlerle arkasına dönüp adama gülümseyerek bir bakış attı.
"Parayla çalışıyor gibi mi duruyorum?"
Adam onu baştan aşağı süzdü. Kadın escort olmayacak kadar zengin duruyordu. Bu güzellik adamın aklını başından almıştı. Gerekirse zorla olacaktı, ama bu kadını hemen şimdi becerecekti.
"Bu gece parayla yapamaz mısın, beni azdıracak kadar ateşlisin!"
Bunu duyduğunda güldü kadın, sonunda bir av bulmuştu. Adama yavaş adımlarla yaklaştı. Yanına tamamen geldiğinde elini adamın göğsüne koyup iyice yaklaştı.
"Bu teklifi normalde başkası yapsa uzaklaşırdım. Ama senin gibi yakışıklı bir adamın koynuna girmekten şikayetim yok."
"Aferin, fahişeliğini yap ve benden yüklü miktarda para al!"
Bu laflar kadını ne kadar sinirlendirse de kendini tutmaya çalıştı. Tekrar bir gülüş yerleştirdi yüzüne.
"Para için değil, zevk için kabul ediyorum. Benim evime, ya da bir otel odasına gidelim."
Adam bunu duyduğunda sırıttı, o kadar iğrenç duruyordu ki kadının midesi bulanıyordu. Bunu belli etmemek için kendi içinde savaş veriyordu.
"Bir otele gidelim, senin amını sikmek için herşeyi veririm!"
"Herşeyi verir misin gerçekten?" Kadın bunu tutkulu bir sesle söylemişti. Bu adamı baştan çıkarmak için iyi bir hamleydi, zonklayan erkekliği bir an önce bu tanımadığı kadının içine hapsolmak istiyordu.
"Aynen öyle güzelim, şimdi benimle gel, seni buraya en yakın olan otele götürüp sikeceğim!"
Kadının bileğini tuttu ve daha önceden bildiği genelev tarzı bir yere götürmek için harekete geçti.
Burası tenha bir yerdi, leş gibi kokuyordu. Kadın etrafı kontrol etti kamera olup olmadığını görmek için, böyle bir yerde kamera olmasını beklemiyordu zaten.
Bu işinin daha kolay hallolacağını gösteriyordu, memnuniyetle çıktı adamla beraber merdivenlerden.
Odaya girdiklerinde adam hemen soyunmaya başladı. Kadın henüz bunun için hazır değildi.
"Önce bir şarap ikram etmeni beklerdim açıkçası, tabi benimle daha ateşli bir gece yaşamak istiyorsan?"
Soru sorar gibi çıkmıştı sesi. Adam her ne kadar onu hemen becermek istese de bu teklife yok diyemedi. Sıkıntıyla orada duran dolaba yöneldi ve iki bardağa şarap koymaya başladı.
"Bu şarabı amına döküp emmek daha cazip geliyor doğrusu, buna hazır mısın?" Elindeki iki bardağı alıp arkasına döndüğünde bedeni korkuyla gerildi.
"Bilmem ki, sence nasıl olur?" Kadının elinde bir silah vardı, ucuna susturucu takılmıştı. Adam onun neden bir anda değiştiğine anlam veremiyordu.
"O silahı hemen bırak, yoksa..."
Kadın buna histerik bir kahkaha atarak karşılık verdi, daha sonra yüzü acımasız bir hale büründü.
"Yoksa ne, ağlar mısın? Bu durumda yapabileceğin hiçbir şey yok! Beni otel diye bir geneleve getirdiğini biliyorum, bağırsan bile burada kimse seni umursamaz. Ölsen kamera kayıtları olmadığı için kimse suçluyu bulamaz, bir de genelevde öldüğün için ailenin utanç kaynağı olduğunla kalırsın."
Yutkunamadıı orta yaşlı olan adam, bu kadın delirmiş olmalıydı. Bir adım attığında kadın öfkeyle bağırdı.
"Eğer tek bir harekette bulunursan bu silahtaki tüm kurşunları sıkarım! Şimdi soyun, sakın ters bir hareket yapma, bu sadece ölümünü hızlandırır!"
Adam korkuyla bakıyordu ona. Kendi ecelini mi yazmıştı onu buraya getirerek?
"Eğer beni bırakırsan o zaman sana istediğin kadar para veririm. Ben çok zengin bir insanım, gerekirse tüm servetimi veririm sana?"
Kadın bunu duyunca düşünceli bir ifadeyle süzdü onu, adam onun bunu düşündüğünü görünce bir an umutlandı.
"Yok, teklifin beni pek kendine çekmedi. Şimdi dinle beni, ve gömleğini indir, ardından da duvara dönüp yaslan!"
Korkuyordu bu kadından, hızla dediğini yapıp gömleğini indirdi, ardından duvara döndü.
"Bak sakın kötü bir şey yapma, ne istersen yaparım, yemin ederim ki!"
"Ellerini uzat," dediğinde adam dinledi onu daha fazla kışkırtıp ölmemek için. Kadın onu kelepçeledi. Hangi manyak çantasında kelepçe taşırdı ki?
"Aklında ne var bilmiyorum, ama evde beni bekleyen iki çocuğum ve eşim var. Bana acımıyorsan bari onlara acı!"
"Onları bu kadar çok düşünüyorsan gecenin 2'sinde evinde olurdun. Burada gelip sokaklarda tacizci olarak dolaşmazdın! Kalk, bana doğru dön ve diz çök!"
Adam karşı koymak istese de korkudan bedeni istemsizce onun dediklerini yapıyordu.
Döndüğünde kadının yüzü ona ilk gördüğü anki gibi gelmiyordu. Şeytani bir ifade vardı yüzünde, ilk anki gibi tutku barındırmıyordu.
"Bana ne yapacaksın?" Sesi korku barındırıyordu. Bu kadının hoşuna gitmişti. Erkeklerin önünde tir tir titremesi inanılmaz derecede rahatlatıcıydı.
"Sence?"
"Yapma, ne istersen yaparım!" Kadın çantasına yöneldi, adamı kontrol ediyordu her hareketinde kaçmasın diye. Çantasından bir çakı çıkardı.
"İstediğim her şeyi gerçekten yapar mısın?" Adam bu sözlerle umutlandı, heyecanla konuştu.
"Ne istersen yaparım, yeter ki beni bırak!"
Kadın bıçağın keskin kısmını inceleyip güldü. Adama yaklaşıp yanına çöktü.
"Seni bırakacağım, bu konuda şüphen olmasın. Ama yapmanı istediğim bir şey var!"
Bırakılacağını duyunca adam az da olsa rahatlamıştı. Bir daha böyle bir şey yapmayacağına dair yemin ediyordu içinden.
"Ne istersen yaparım, yeter ki canımı bağışla!" Kadın hiç lafı dolandırmadı.
"Öldüğünde aklında sürekli kullandığın kadınlar olsun, ruhun hiçbir şekilde rahat olmasın, sen bunu hak ediyorsun!"
Bırakmayacaktı, adam bunu anlayınca hareketlenmeye başladı. Tam o sırada kalbine yediği bıçak darbesiyle gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Fahişe!" Bağırarak söylemek istemişti bunu, ama acıdan sesi kısık çıkmıştı. Güldü duyduğu kelimeye karşı kadın.
"Hadi ama, biraz yaratıcı olur musun lütfen? Hepiniz benim ellerimde gebermeden önce aynı lafı söyleyip duruyorsunuz, daha iyisini diyen çıkacak mı merak ediyorum."
Adam ona karşı haykırmak istese de çabası boşa gidiyordu. Gözleri kocaman açılmış bir şekilde yere yattı, ve bir daha da kalkmadı.
Kadın çıplak bedenine yazması gerektiği şeyi yazdı. Tüm eşyalarını topladı ve hiçbir delil bırakmadığından emin olarak pencereyi açtı.
Yangın merdivenine yakındı, balkondan ilerledi, bir metrelik mesafe vardı arada. Topuklusunu indirip o yöne zıpladı, çıkan sesle bir süre sessizce durup kimsenin gelmediğinden emin olmak için bekledi.
Birkaç dakika sonra ellerinde ayakkabısı ve çantasıyla merdivenlerden indi. Telefonunu çıkarıp korumasını aradı.
"Gelip alabilirsiniz, bu işte tamam!"
Birkaç dakika sonra arabasına binmişti, koruması Ayda ona merakla bakıyordu.
"Her seferinde nasıl bu kadar iyi iş çıkardığını bilmek isterdim."
"Öğreteceğim hepinize, sadece biraz dayanın. Bize yapılan herşeyin cezasını keseceğiz onlara, tüm erkeklere!"