YAŞANMIŞLIKLAR VE KORKULAR...

4131 Words
Kocamla beraber yarın işimizin başına dönecektik Hülyam geldi eşi ve oğlu Toprak Ethemle... Aman da aman sen kocaman olmuşsun çok yakışıklı olmuşsun Toprakcığım deyip sarılıp öptüm biraz soğuk davrandı tabi uzun zamandır görmediği için beni normal karşıladım Ekrem'de hoşgeldin yakışıklı meşhur Toprak sen misin dedi gülerek elini uzattı tokalaşmak için bilmem meşhurmuymuşum kendi çapımızda var bir namımız deyince hepimizi gülme tuttu... Ne laflar varmış sen de bea dedim güldüm yine eee herhalde dedi artist... O ara Ketty geldi ne alırsınız diye Ekrem ve İlkay çay istedi bizde türk kahvesi içelim dedik Hülya'yla... Çağan'la Serdar yokmu dedi Hülya Toprak la oyun oynarlardı dedi Çağan burda ama Serdar babasında kalıyor dedim Çağan'ı sordum bobla oynuyorlar dedi Toprak gel bak sana iki arkadaş dedim şöyle bir baktı oflayıp oturdu tanıştırıyım oğlum Çağan ve bu karizma da Bob deyince Bob hemen hoplayıp üstüme yaladı beni... İyi de ben köpeklerden korkarım dedi içeri gitti babasının yanına... Gerçekten mi dedim Hülya'ya maalesef canım korkusunu yenemiyor bir türlü maşallah bu karizma pek karizmaymış hani diyerek sevdi Bob'u Hülya... Bob bana baktı korkuyormuş senden üzgünüm dedim... Bob kuyruğunu sallayarak benim eve girdi bahçeye açılan kapıdan... Yavaş yavaş gitti Toprağın yanına bir yere yattı duruyor öylece... Kahvelerinizi nereye bırakıyım dedi Fatma hanım bahçe de oturalım mı tatlım dedim valla iyi olur hava da çok güzel dedi Hülyam bahçe de oturacağız oraya bırakın dedim Peki hanımım deyip dediğimi yapıp işinin başına geri döndü... Ara ara Bob'a ve Toprağ'a bakarken işler ne durumda randevulara bir bakalım mı canım dedim içeri geçip çantasından ajandasını alıp geri yanıma geldi hülya... Açtı yarın biraz hafif tuttum tatlım gelir gelmez yormayalım seni dedi gülerek iyi yapmışsın kuzum dedim bakmaya başladık... Yarın ki programa bakıp geçtikten sonra randevu isteyenleri söyledi yanlız bir adam var ismi Mahmut Yapıcı tanıyor musun dedi Hülya... Yok tanımıyorum hayırdır dedim... Bu adam bir haftadır sürekli arıyor seninle görüşmek istediğini söylüyor dedi hangi konuda dedim bende soruyorum ama her seferinde özel bir konu diyor başka birşey demiyor dedi Hülya... Allah Allah bu adam kim ki niye böyle ısrar ediyor ki diye düşünürken Ekrem'le İlkay geldi sigara içmek için... Hayırdır gülüm dedi Aşkım Mahmut Yapıcı diye birini tanıyor musun dedim... Yok gülüm hayırdır dedi benim gibi... Bilmiyorum bu adam ısrarla benimle görüşmek istiyormuş dedim sebep dedi sinirli bir şekilde bilmiyoruz özel diyormuş Hülya'ya dedim Hülya da onayladı beni... Önce bir araştıralım Hülya sonra randevu verirsin gerekirse randevu vereceğin zaman bende orda olmak istiyorum Akşın'la irtibat halinde olun kimmiş bu Mahmut efendi bende bir görüyüm dedi Ekrem'de... Tamam abi dedi Hülya notunu aldı hemen canım birde Erkan bey geldi iki kişiye iyi not vermiş dedi baktım tamam bende kalsın bu dedim sonra gülden birini bulmuş geçiş yaptırma niyetinde anlaşılan senin baş belası yazı göndermiş resmi olarak dedi Hülya... Asla bunun geçişi olmayacak Hülya ben oluyum olmayım sende bu iş dedim tamam canım sakin ben zaten red cevabı verdim direk sadece senin bilgin olsun istedim dedi tebessüm ederek... Özür dilerim adını bile duymaya tahammül edemiyorum artık bunun ve birkaç kişinin direk sinirlerimi tavan yapıyor istemsiz dedim... Önemli değil kuzum kim bilir neler yaşattılar sana ki sen böyle kin ve öfke beslemişsin diye ilave etti kin ve öfke beslemezsin damarına çok basılmadığı sürece dedi Hülyam çok iyi tanıyorduk birbirimizi artık yıllardır süre gelen bir dostluğumuz arkadaşlığımız vardı her ne kadar uzun zamandır görüşemesekte birbirimizin huyumuzu suyumuzu çok iyi biliyorduk... Ekrem'in o ara bana bakarak daldığını farkettim el sallayarak aşkım dalma dedim abin geliyor dedi Hülya'yla beraber kahkahayı bastık... O zor gelir bu ara Ebrum almaz eve dedim... Bir dakika geçti geçmedi araba sesi geldi... Direk Ekrem'e baktım geldi dedi gülerek... Şaka dedim ama o ara abim kapıdan içeri girdi biz Hülya'yla birbirimize bakıp tekrar kahkaha attık... Ne oldu dedi abimde güldü... Daha bir dakika olmadı Ekrem abin geliyor dedi dedim... Doğru söyleyin sözleştinizde bizimi kekliyorsunuz dedim gülerek... Kız ben bile buraya geleceğimi bilmeden geldim normalde başka yere gidecektim son anda buraya dönüp sizi görmek istedim diye ilave etti ki bunun üç harflileri var haber veriyor buna deyince bana inanmıyorsunuz dedi abim... Yok artık dedim güldük hep beraber... Sen hayırdır kıran tuvalet giyinmişsin nereye dedim göz kırparak bir görüşmem var diyor bir yandan da gözleri fildir fildir Ebru'yu arıyor... Yavrun yemek yapıyor dedi Ekrem gülerek ne yapıyor güzel güzel kokular geliyor zere dedi abim... Karnı yarık dedi Ekrem gülerek ama sana yok dedi kahkaha attı bu sefer... Hadi len diye trip attı Ekrem'e ballı lokmam ben çıkıyorum yarın geliyorsunuz demi dedi geliyoruz abiciğim dedim tamam yarın görüşürüz o zaman dedi saçlarımı öperek gitti abim... Hülya da kuzum bizde müsade isteyelim dedi tamam canım teşekkür ederim geldiğiniz için ayaklarınıza sağlık dedim o ara Toprağ'a baktı Hülya aaa dedi ne oldu diye döndük bizde Toprak işaret parmağı ile Bob'u sevdi geri çekildi annesi bağırınca.. Bob'ta kuyruğunu sallıyor Çağan da gel sev sev yine sev Bob'u diyor sen sık sık getir buraya Hülya toprağı Bob onu kendine aşık eder dedi Ekrem gülerek aynen abi ben şoklardayım şuan biz neler yaptık bir bilseniz dedi... Teşekkür ederim Bob harikasın sen diye içeri girince Hülya Hülya'nın yanına kuyruğunu sallaya sallaya gitti elini yaladı hemen Hülya'nın İlkay da bende teşekkür ederim Bob dedi onunda elini yaladı bir de totosuyla bacağına vurdu İlkay'ın Toprak kahkaha attı hemen çok komikmiş bu ya dedi... Hülyaları da uğurladıktan sonra sevgilim ben bir duşa gireceğim deyip dudaklarını iki avucumun arasına alıp öptüm ahh geliyim mi dedi dişlerini sıkarak Çağan sana bakıyor deyip kaçtım üst kata çıkarken de yemeğe yetiştirim dedim... Yarın ne giysem acaba diye düşünürken bornozumu ve saç havlumu alarak banyoya geçtim... İşe gideceğim zaman bir gün öncesinden mutlaka o gün giyeceğim kıyafetlerimi ayarlardım ertesi gün sabah vakit kaybetmeden tık tık giymem lazımdı... Duş alırken aklıma siyah elbisem geldi diz üstü kalın askılı göğüs dekoltesi de fazla yoktu onu giyiyim resmi olur hemde dedim kendi kendime... Çıkınca hemen baktım o elbiseme buldum hemen elbiselerin arasında giydim denemek için üzerine ne giysem diye bakındım beyaz bir ceket gözüme ilişmişti kolu dirseklerime kadar belimde bitiyordu hafifte spor olur oldu böyle deyip yarın ki giyeceklerimi bir kenara astım acaba altına topuklu mu giysem düz spor ayakkabı mı derken çok rahat bir ayakkabım gözüme çarptı hafif topuklu ama çok rahat bir ayakkabı onu da ayarladım güzel kombin oldu dedim... Gidip üzerimi değiştirdim... sonrada aşağıya indim yemek yemeye... baktım Ekrem'le Çağan boğuşuyorlar yine Vedat Ata da gelmiş hoşgeldin kuzum dedim Hoşbuldum Evrim abla dedi... Sen bi gelsene benimle seninle birşey konuşmam lazım dedim tamam dedi kalktı yerinden... Hayırdır dedim hemen Ekrem... Hayır sevgilim benim şerle işim olmaz kocam gibi gözlerimi kırparak... Gel gel bu bizim Yaren senin arkadaşlarından biriyle mi takılıyorlar dedim yok mok filan diye kıvırmaya başladı yalan söyleme bak Yaren kaçırdı ağzından bende salak değilim dökül çabuk dedim biraz sert yaptım... Vedat Ata aynı Ekrem gibi panikledi hemen eli ayağına dolandı su içebilir miyim dedi su bardağına suyu koyacakken sürahiyi düşürecekti son anda tuttu bir yandan da bana bakıyor suyu koyarken bardağın dışına döktü yine biraz daha eli ayağına dolandı oyalanma çabuk söyle dedim sinirlendim bardağı yere düşürdü hemen ben bir kahkaha attım gözümden yaş geldi hemen Ekrem de kapıda izliyormuş oda güldü baba ne gülüyorsun ya yardım etsene dedi... Sen bir kere Evrim ablanın radarına girdin sana odaklandı başkasını dinlemez benim gülüm istediğini alana kadar da bırakmaz dedi güldü yine Ekrem... Biran önce söyle kurtul bence oğlum dedi göz kırptı Vedat Ata'ya... Rüzgar dedi bizim ince bacak Rüzgar mı dedi Ekrem arkasına kahkahayı bastı ama yakışıklı çocuk dedi tamam ben izin verdim gitti dedi yine güldü... Kimmiş o bizden önce sen izin veriyorsun hayatım dedim bu eşşek sıpasının arkadaşları hep çakal en efendisi o saygılı da dedi gelsin bir tanışalım o zaman dedim dışarda zaten Evrim abla dedi ne nerde dedim Yaren le kapıda konuşuyorlar dedi aha yaktım ikinizinde çıranızı deyip Ekrem'e göz kırptım güldüm... Vedat Ata baba koş koş gitti gençler dedi Ekrem biraz ağırdan alıyor ya baba hadisene dedi iyi gidelim filan diyene kadar ben Yaren'in yanına geldim bile Yaren tatlım dedim Yaren bir panikledi eli ayağına dolandı aynı şekilde Rüzgar dedikleri çocuğunda... Ekrem bıyık altından gülüyor ama hiç müdahale etmiyor izliyor sadece... Ne yapıyorsunuz siz bakıyım burda dedim hafif tatlı sert yaparak... Hala biz şey Rüzgarla diyor kalıyor hala biz şey Rüzgarla diyor gerisi gelmiyor ne yapıyorsunuz bekliyorum Yaren dedim Vedat Ata geldi şey Evrim abla ders notu getirdi Rüzgar dedi Ders notumu dedim evet dedi hani nerede o notlar birde ben bakıyım Yaren sonuçta benim gibi iç mimar olacak bir bakıyım dedim biraz sesimi yükseltince de iyice tutuştular ama... Gülmemek için zor tutuyorum kendimi Ebrum duymuş ne oluyor diye geldi bakıyor ne oluyor burda dedi önce Yarene sonra sırayla herkese son olarak bana baktı göz göze geldik Yaren'in yavuklusu damadın kaynana dedim neeeee dedi sesli bir şekilde Ekrem'le ikimiz kahkahayı bastık çocuklar siz asıl şimdi korkun deli kaynana geldi dedi Ekrem... Biriniz bana çabuk burda ne olduğunu açıklasın dedi hiçbirinden çıt çıkmıyor kime diyorum aloooo diye bağırdı tekrar... Geçin çabuk içeri hepiniz içerde konuşacağız sizinle hadi çabuk dedi Ebrum... İçeri girdiler kaçırır mıyız Ekrem'le bizde gittik sarmaş dolaş... Ya baba birşey yapsana az önce onay verdim diyordun Ebru yenge çiğ çiğ yiyecek ikisini de diye yalvarıyordu babasına Vedat Ata... Geçin oturun şöyle hepiniz dedi Ebrum... Bizde baş köşeye geçtik oturduk izliyoruz Ekrem'le Vedat Ata hadi baba ya dedi yine yoookkk öyle yağma bende bu yollardan geçtim bu işi nikah temizler anca Ebrucuğum dedi Ekrem gülerek... Yaren bir heyecanlandı hemen... Ne nikahı abi Yaren'in okulu var daha dedi hele sen bi tanıt bakalım kimsin nesin necisin bir öğreniyim ben dedi Ebrum Rüzgar'a bakarak... Vedat Ata Ebru yenge dedi sana sormadım sıpa sen sus dedi susmak zorunda kaldı... Efendim benim ismim Rüzgar dedi evet ne iş yaparsın okuyor musun çalışıyor musun dedi Ebrum ben okuyorum efendim dedi nerde dedi Ebrum peş peşe soruları sıralıyor çocuğa nefes aldırmıyor o ara Ketty geldi sofra hazır efendim dedi Ekrem kısa süreli de olsa kurtaralım mı çocuğu yemek yiyelim çok acıktım ben Ebru'nun da sabaha kadar ahiret soruları bitmez bende açlıktan ölürüm dedim güldü dur tamam hallediyorum gülüm dedi Ebru benim bir teklifim var dedi Ekrem abi yine nikah masası diyeceksen unut dedi Ebru da çocuktan gözünü ayırmıyor ama çocuğunda kafası yerde yanakları al al oldu... Bir masa olduğu doğru da nikah değil dedi Ebru bir hışımla Ekrem'e döndü ne masası abi dedi yemek masası sofra hazır benim gülüm çok açıktı sizi de bırakamıyor ama benim gülüm yemek yemezse ölür sonra bende ölürüm yaşayamam filan diye devam ederken anladım tamam abi anladım hadi yemeğe geçin dedi Ebru çocukları önden buyrun diye işaret etti çocuklar geçerken de Ekrem'le bana çocukların arkasından güldü... Nihayet yemek yiyebilecektim çok acıkmıştım yine ya diye homurdandım tamam yiyeceğiz şimdi kuzum sakin diyor Ebru bir yandanda koluma girdi kulağıma eğilerek sıkıştırıyım mı biraz daha sofrada diyor gülerek...Yemeklerimizi yiyip çaylarımızı da içip yattık erkenden... Yarın iş var biraz dinlenmemiz lazım erkenden yattık Ekrem'le ama bir türlü uyku tutmuyor bizi uzun zamandır çok geç yatıyoruz yada yirmi dört saat hiç uyumuyoruz... Ekrem dedim söyle gülüm dedi hemen uyuyamadın mı sende dedim yok gülüm tutmadı tutmuyor uyku bünye ne zamandır hırpalanıyor rahatlığı istemiyor dedi güldü... Aynen ya bende senin gibiyim dedim durdum biraz ne yapalım dedim bilmem ne yapmak istersin gülüm dedi Ekrem'de... Sohbet edelim dedim edelim gülüm aç bir konu o zaman dedi Ekrem de... Ne açıyım dedim aklına gelen ilk şeyi anlat dedi durdum düşündüm düşündüm neyse iyi bir fikir değilmiş biz en iyisi uyumaya çalışalım tekrar deyip sarıldım iyice ne geldi aklına sustun gülüm dedi hiççç dedim hemen aklıma ilk Umutun şerefsizliklerinden biri geldi en fenası aslında sınırını en çok aştığı yer denilebilir ama sustum aklımdan göndermek için konuyu kapatıp Ekrem'in kollarının arasına en güvende olduğum yere girdim anlatırsam Ekrem umutu öldürürdü kesin... Ne zaman istersen anlatabilirsin gülüm ben dinlerim biliyorsun dedi... Biliyorum canım dedim yapabileceklerini de biliyorum dedim içimden... Ertesi gün alarmın sesine uyandım esneyerek baktım aşkım uyanmış beni izliyor direk göz göze geldik günaydın sevgilim dedim günaydın gülüm deyip dudaklarıma peş peşe tacizde bulunuyor öperek ben her sabah isterim ama sen böyle yaparsan dedim iste gülüm emret sen dedi tekrar öptü... Bugün çok işimiz var biliyorsun demi gülüm dedi yooo ne münasebet benim işim az ilk gün bugün öyle birden yüklenilir mi dedim nasıl yani dedi benim çok bir yoğunluğum yok Hülya ilk günü hafif tutmuş dedim vay amına koyum bu Akşın niye böyle yaptı benim full bugün gülüm dedi ben nerden biliyim aşkım senin asistanın dedim Hülya'ya söylesek bana da baksa yada bu benim salağa işi mi öğretse dedi Ekrem sinirle bir şekilde yok öyle yağma herkes kendi kulvarında dursun dedim hemen kalktım elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçaladım üzerimi giymeye gittim hafifte bir makyaj yaptım giyinme odasından çıktım hazır mısın gülüm dedi oda kravatını bağlamaya çalışıyor ama beceremiyordu hiç beceremez zaten kravat bağlamasını... Hazırım olmuş mu bitanem dedim ellerimi kravatını bağlamak üzere yakasına götürdüm yine Ekrem donakalmıştı gülüm efendim canım dedim bir yandan da kravatını bağlıyorum bugün acaba iptal mi etsek hastayız mı desek dedi gözleri göğüslerime indi hemen amcamda kırsın bizim bacaklarımızı hemen dedim gülerek niyeymiş o dedi kaşlarını çatarak niye olacak aşkım bayağıdır işleri boşladık sıkıntı olacak belediye için dedim offf pufff tamam ya dedi ama belime sarılmıştı diye öpmeye başladı beni aşkım ben çok acıktım dedim gülerek benim gülüm acıkır da ben onu oyalarmıyım hiç dedi kucaklayıp beni aşağı indik Fatma hanım la Ketty gülmeye başladı ne gülüyorsunuz benim karım acıkmış hani çayı nerde benim karımın diyor bir yandan da zeytinden atıyor ağzına bana diyorsun da sen de acıkmışsın hayatım dedim seni görüpte acıkmamak mümkün mü gülüm dedi.. Kahvaltımızı yapıp çıktık belediyeye geçtik herkes hoşgeldiniz hayırlı olsun mutluluklar filan diliyor nihayet odamıza giriyorduk bir müzik sesi geldi Ekrem'in bana yazdığı şarkı Ekrem'in gözlerine baktım aşkla aşkımmmm gülüm vallahi benim bir ilgim yok aklıma nasıl gelmedi tükürüyüm ben bu aklıma kim yaptıysa çok iyi yapmış dedi... Hülya güldü Emrahla Murat ın işi abi hoşgeldiniz dedi kuzum hoşbulduk dedim vay eşşek sıpaları vay afferim onlara dedi Ekrem... Önceleri sadece ben odaya girince çalışıyordu şarkım nasıl ayarladılarsa artık sonra akşama kadar sürekli çalıyordu benim şarkım... Hülya önce Fethiyeyi arayarak abi kahve mi dedi evet dedi Ekrem'de kahvelerimizi söyledi... Akşın Ekremden sonra geldi nerdesin sen dedi özür dilerim başkanım geldim dedi gelmeseydin ben geldikten sonra gelmene gerek yoktu dedi başkanım aslında erken gelecektim diye başladı kes senin erken gelip karşı masaya kahve ikram etmiş olman lazımdı oysaki sen geç geldiğin için karşı masa buraya kahve gönderiyor dedi kaşlarını kaldırarak bizde güldük Hülya'yla... Bir kahvenin lafı bile olmaz hayatım dedim gülerek... Al işte ordan turna sıçratıyorlar bu tarafa hepsi senin yüzünden dedi bir daha olmasın hemen işinin başına dedi Ekrem bu sefer ciddileşmişti... Hülya'nın telsiz telefonu çaldı Mahmut Yapıcı diye biri geldi dedi bir dakika dedi Evrim Mahmut Yapıcı gelmiş seninle görüşmek istiyormuş dedim O arada Akşın başkanım ilk randevunuzla başlıyorum dedi başlama beklesin biraz çay kahve ikram et dedi Hülya'ya dönerek Hülya gelsin ben görüşeceğim dedi Hülya bana baktı şuan en mantıklısı bu görünüyor dedim... Buraya kadar eşlik edin Buse hanım dedi kapadı telefonu... Kız Hülya benimde özel kalemim olur musun boş vakitlerinde dedi abi bütün gücümü Evrim'e harcıyorum boş vaktim kalmıyor hiç dedi bana bakarak... Mahmut Yapıcı denen adam geldi bu arada Evrim hanım kızım merhaba dedi böyle çok tok bir ses tonuyla sonra elini uzattı merhaba dedim bende elimi uzattım tanıyamadım ısrarla görüşmek istemişsiniz ama dedim gülümsemeyerek... Ekrem geldi Evrim'in eşiyim Ekrem dedi tokalaşmak için elini uzattı Ekrem'de tanıyorum sizi mutluluklar dilerim deyip Ekrem'in havada kalan eliyle tokalaştı... Mehmet başkanımdan önceki belediye başkanı benim kaynımdı dedi bakıyoruz Ekrem'le biz hala Hülyacığım sandalye Ekrem'e dedim ayakta kalmıştı çünkü tamam dedi hemen aldı getirdi... Israrla neden görüşmek istediğinizi anlayamadık dedi ben bir konuda sizden rica da bulunmaya geldim dedi biz pür dikkat dinliyoruz Hülya da elinde ajandası ve kalemi ile heran not alması gereken birşey varsa almak için dikkatle dinliyor Ben Umut'un babasıyım deyince hangi Umut dedi Ekrem Evrim hanım kızımın sürgün ettiği Umut deyince ben yerimden kalktım cama döndüm Ekrem bundan sonrasına isterseniz beraber başka odada devam edelim dedi Evrim hanım kızım çok özür dilerim ben buraya sadece konuşmak için geldim ve sizden rica bulunmaya geldim kötü bir amacım yada kavga etmek gibi bir niyetim yok sadece konuşmak istiyorum dedi ben o ara daldım gittim dün akşam dalmak istemediğim yere... Bir gün Umut denen it bana yine yükleniyor bütün bayanlarla beraber oluyor ya isteyerek yada zorla uçkuru düşük adi pislik burdan gitmek istiyorsanız bu benim altımdan geçiyor diye gözüne kestirdiği dağ evine temizliğe götürüyor orda kadınlara tacizde bulunuyormuş işi bitince veya canı tekrar isteyipte o kadın gelmezse veya istemezse yapmadığı pislik kalmıyor sınırı yoktu pislikerinin çünkü birgün sürekli beni baştan aşağı süzüyor sikiyle oynayıp duruyormuş Erkan bey farketmiş ben onun sesini duymak yüzünü bile görmek istemiyorum o derece tiskiniyorum midemi bulandırıyor geldi yanıma Evrim dedi döndüm ama ne suratına bakıyorum nede efendim diyorum benim dağ evinin camları silinecek diyor ee dedim bende sen sileceksin dedi benim görevim değil o dedim ben diyorsam görevin beni sinirlendirme diye bağırdı ya sabır diliyerek elimi pantolonun yan cebine attım bunun bir kaç sefer tacizine uğramıştım biber gazı aldım yanıma bir daha yaparsa sıkacaktım... Tamam dedim sinsi sinsi güldüm arabaya bindi bende arkaya oturdum hiç ön koltuğa oturmazdım öne gelsene yol uzun biraz miden bulanmasın arkada dedi gerek yok deyip kestirip attım camdan dışarı bakıyorum bir yandan elim sürekli biber gazında... İki saat yol sürdü gerçekten yol uzunmuş dedim içimden... İndim malzemeler nerde dedim şurda dedi ben tam eğilip kovayı bezi alıyım derken kalçama sürtünmeye başladı eliyle de basenlerimi okşamaya başladı ne yapıyorsun sen lan dedim itekledim buraya seni sırf cam sil diyemi getirdim azıcıkta bunu sil bak seni bekliyor kalktı hemen dedi şerefsiz hemen kaçmaya çalıştım ufak tefeğim salaklık bende niye geliyorsam buraya diye kendime kızıyorum bir yandanda boğuşmaya başladık ben kaçmaya çalıştıkça bu daha hoyrat davranıyor bana imdatttt diye bağırdım istediğin kadar bağır burda kimse duymaz seni dedi biber gazı geldi aklıma alıyım dedim yok boğuşurken düşür müşüm kapının orda duruyor Allah'ım ne olursun yardım et dedim bu pislik hemen seni ilk gördüğüm andan itibaren arzuluyorum sen bana atarlandıkça beni daha çok azdırdın içeri geçmek ister misin ben seni başka bir birime geçiririm sen beni ne kadar mutlu edersen ben seni daha çok mutlu ederim bir yandan da her yerime ellerini sürüyor en son sert bir şekilde sikine dizimi vurdum ahhh diye inliyordu zor bela itekleyip attım üstümden koştum hemen kapıyı açtım koşmaya başladım buda kendine toparlar toparlamaz peşimden gelmeye koşmaya başladı hem kaçıyorum hem imdatttt yardım edin diyorum o ara bir araba gördüm ne olursunuz yardım edin diye hem bağırıyorum hemde elimi kolumu sallıyorum araba birden bana doğru daha gaza basarak yanıma geldi ne olursunuz yardım edin arabadan hemen biri indi camlar filmli olduğu için kimin olduğunu görmedim hemen arabadan inene baktım Evrim hanım gel bin hemen arabaya dedi Erkan bey çok kısa bir şok geçirdim hadi geliyor dedi hemen yanına bindim ilk defa öne bindim sıkı tutunun deyip ani bir dönüş yaptı patinaj çekerek hemen kaçtık o adi pislikte küfür ediyordu arkamızdan... Şurda su var için biraz dedi ama kafasını bana hiç çevirmedi suyu aldım içtim Allah sizden razı olsun zorla sahip olacaktı bana deyip ağzımı kapatıp ağlamaya başladım sakin ol Evrim hanım geçti dedi siz peki niye buradasınız dedim sana bir fenalık yapacağı belliydi sabah ki hallerinden anladım takip ettim sizi ama bir ara kaybettim sizi yardıma ihtiyacın olabilir diye düşündüm sizin koştuğunuzu görünce Evrim hanım bu dedim hızla geldim yanına diyor ama bunları derken bile yüzüme bakmadı gözünü bile kaydırmadı o ara Ekrem yanıma geldi bana sesleniyormuş gülüm gülüm en son ayağa kalkıp yanıma geldi elini sırtıma koyarak gülüm dedi ben o ara dişlerimi sıkarak sinirli bir şekilde dokunma banaaa diye bağırıp birkaç adım geriye kaçtım ellerim havada yumruk olup kilitlemeye başlamıştım kendimi atak geçirmeye başlamıştım farkında olmadan... Gülüm iyi misin sen Hülya ilacı Evrim'in ilacını getir hemen hemen çabukkkkk diye bağırdı ben tam atak geçirmeye başlarken vücudum yere birden bırakırken Ekrem tuttu beni Hülya nerde kaldınnnn diye bağırdı yine Ekrem o anda kafamı tuttu kalorifer peteğine kafamı vurmak üzereyken... Vücudum titremeye başladı ama her zamankinden çok daha şiddetli ilaç ve su getirdi Hülya ama dişlerimi bir türlü açamıyor Ekrem hadi gülüm hadi gülüm yapma ben burdayım Ömer'i arayın hemennnn diye bağırıyor tekrar abim Ekrem'in sesine koşup geliyor hemen Ömer elinde iğneyle geliyor... İğneyi vurunca hemşire hanım sedye geldiyse sedyeye alalım ablamı diyor beni sedyeye alıp revire götürüyorlar müşahede altına alıyor hemen Ömer beni... O ara Ekrem Umut'un babasının yakasına sarılıyor benim karıma ne yaptı da sinir krizi geçiriyor benim karım diye hesap soruyor yaşlı olduğu için zor tutuyor kendini Ekrem o adama vurmamak için... Bilmiyorum Ekrem bey evladım gerçekten bilmiyorum diyor... Güvenlikler Ekrem'i tutuyorlar amcayı da belediyenin dışına çıkartıyorlar... Emrah kapıda Umut'un olduğunu tahmin ettiği birini görüyor babasına kızıyor sen neden benim işimi hallettirmiyorsun sen nasıl babasın deyip babasının yakasına sarılıyor Emrah emin olunca koşarak gidip amcayı oğlunun elinden alarak dövmeye başlıyor kızılca kıyamet kopuyor lan orospu çocuğu sen benim ablama ne yaptında ablam bu halde nasıl dövüyor Ekrem abim belediye de kim varsa koşup gidiyor ama Emrah döve döve bayıltıyor Umut'u ama Emrah hala vuruyor öldürürüm seni diyor bir yandanda... Amca yavaş yavaş bastonuyla gelip Emrah'a oğlum yapma yeter öksüzdür o anası yok yapma deyince Emrah duruyor ya amca bu gavat oğlun az önce seni dövüyordu ben aldım elinden sen şimdi bu iti deyip bir tekme vuruyor karnına doğru niye koruyorsun siz ne tür bir manyaksınız ya diye birkaç adım geriye gidiyor bir sağa bir sola sinirli sinirli gidip gelen Emrah abimle Ekrem'i görüyor tamam diyor Ekrem eliyle dur diyor... Emrah'ta kafasını sallayarak tamam diyor ama burnundan soluyor hala... Abim gel hele amca şurda bir kamelya var oraya yürüyebilir misin diyor yürürüm diyor gıdım gıdım yürüyebiliyor ama amca kamelyaya oturunca amcaya bir su verin diyor abim amca ben Evrim'in abisiyim sen hele birde bana anlat bakalım derdinizi diyor İsminizi bahşeder misin evladım diyor abim Vedat diyor bende Mahmut Umut'un babasıyım diyor ben kendimizden bahsediyim size efendim diyor Umut'un annesi umut küçükken başka bir adama kaçtı gitti umut yıllarca annesini aradı en sonunda buldu annesi kabul etmedi oğlumuzu sürekli aşağıladı hor gördü oğlumu oğlumda bütün bayanlardan nefret etti her türlü hem ana hem baba olmaya çalıştım ama görüyorum ki becerememişim ne tür bir canavar yaratmışım az önce Evrim kızımı görünce anladım kim bilir ne yaptı da o kızcağız bu duruma geldi inan bilmiyorum ama çok üzgünüm ölseydim Evrim kızımı öyle görmeseydim bugünü görmeseydim deyip ağlamaya başlamış amca... Abim biraz beklemiş amcanın ağlaması dursun diye ağlaması hafifleyince sormuş abim amca buraya neden geldin demiş... Umut beni getirdi buraya baba benim hiçbir suçum günahım yokken Evrim başkan diye biri beni sürgün etti diye binbir türlü yalan söyleyip ağlamış babasına ben daha farklı birini beklerken dünya güzeli bir kız çocuğu çıktı karşıma güler yüzlü demiş benden için bende rica edecektim Evrim kızımdan oğlumun yerini rica etsem değiştirir misin dedim Evrim kızım rahatsızlandı vazgeçtim şimdi Evrim kızımın iyileşmesinden gayrı birşey istemiyorum deyip susmuş... O ara gelen ambulansla Umut'u hastaneye götürüp tedavi altına alıyorlar... Ama babası o oturduğu kamelyadan ben çıkana kadar hiç kalkmamış... Ben üç saat sonra kendime gelebildim Ekrem elimi tutuyor benim kendime geldiğimi görünce gülümm çok korkuttun beni deyip şakağımdan peş peşe öpüyor hemen burdayım geçti diyor endişeli gözlerle bana bakıyor istediğin birşey var mı gülüm aşkım bitanem yaşama sebebimsin sen benim diyor gözümün içine bakıyor benden onun gözünün içinden anladım çok korkmuş hemde çok... Evimize gidebilir miyiz dedim önce Ömer'e baktı olur enişte deyince sonra bana bakarak olur gülüm gidelim dedi yavaşça beni kaldırıp koluna girdirdi ellerimi de sıkıca tutup çıktık belediye binasından durdum önce derin derin nefes aldım peş peşe etrafa bakarken kamelya da amcanın oturduğunu gördüm amca gitmedi mi daha dedim yok gülüm senden iyi bir haber almadan gitmem demiş abine araba geldi gülüm gidebiliriz dedi Ekrem amcanın yanına gidebilir miyiz hayatım dedim emin misin gülüm rahatsızlanma yine dedi amca da umutta hissettiğim kötü enerjiyi hissetmedim amca babacan birine benziyor dedim aynen öyle gülüm adam çok merhametli adama vuramadım bile seni öyle görünce adamın yakasına sarıldım ama vuramadım elim kalkmadı yoksa yeri göğü yıkardım ben biliyorsun karıcığım dedi... Amca beni görünce zar zor kalkmaya çalıştı benimde pek halim yok amca kalkma rahatsız olma dedim ne rahatsızlığı benim verdiğim rahatsızlıktan dolayı affet güzel kızım benim bu eşşek oğlum kim bilir sana ne yaptı da bu durumdasın affet güzel kızım deyip elime sarıldı elimi öpmek amca lütfen olur mu benim senin elini öpmem lazım asıl dedim... Hafif başım döndü sendeledim Ekrem hemen sarılıp gülüm iyi misin gel buraya otur deyip kamelyaya oturttu beni su getirin yengenize buraya hemen dedi Ekremim... Amca zor bela geldi yanıma oturdu güzel kızım iyisin demi bir yerinde ağrı sızı var mı dedi yok amcacığım iyiyim merak etme sen dedim gülümsemeyerek... Bir saate yakın amcayla konuştuk çok merhametli yıllarca oğlunu adam etmek için didinmiş çabalamış ama olmamış... Aradan on onbeş gün geçtikten sonra amcadan acı haber geldi kahrından ölmüş diye çok üzüldüm bende oğlunun saçma sapan hırsları yüzünden olan merhametli amcaya oldu Allah rahmet eylesin ses tonuyla huzur doluyordu insanın içine hemen...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD