(Yazardan) Sonunda on hafta geçmişti ve Elif'in karnındaki bebeğin Miran'dan olduğu kesin olarak anlaşılmıştı. Ertesi gün, konağın avlusunda sade bir düğün merasimi yapılmıştı. Elif, bir zamanlar Miran'ı çok sevse de artık zorla evleniyor gibi hissediyordu. Miran'ın ona karşı olan tutumu oldukça soğumuştu, ancak ne olursa olsun yıldırım nikahı kıymışlardı. Nikah kıyılırken Hamza Ağa, 40 kilo altın alıp Elif'e taktı ve takarken, "Eğer karnındaki erkek olursa bunun iki katını daha takacağım," dedi. Elif'in gözleri dolmuştu, hissettiği yalnızlık ve çaresizlik içinde kıvranıyordu. Miran'ın yanında duruyor olması, ona hiçbir güvence veya teselli vermiyordu. Konağın avlusundaki insanlar, bu evliliğin sadece bir zorunluluk olduğunu biliyorlardı. Herkesin yüzünde farklı ifadeler vardı; bazıları