Nişan hazırlıkları başlamıştı. Sultan’ı da bu süreçte yanımda görmek istiyordum, ama onun tepkisinden endişeliydim. Nihayetinde onu ikna ettim ve hep birlikte Rojda ve ailesini alışveriş için evlerinden almak üzere yola çıktık. Yanımızda annem Berfin Hanım, amcamın karısı Nesrin Hanım, kuzenim Meltem ve kız kardeşim Aysima da vardı.
Berfin Hanım: “Azat, Sultan’ın yanında olması iyi oldu. Bu şekilde belki de duruma alışır.”
Başımı salladım ama içimde bir huzursuzluk vardı. Rojda’nın evine vardığımızda annesi Meryem Hanım bizi kapıda karşıladı. Rojda ise hazırlıklarını tamamlamış, bekliyordu. Hep birlikte şeh grubuna katıldık ve alışverişe başladık.
Rojda için altın kemerler, bilezikler, kolyeler, yüzükler ve diğer takıları seçtik. Her biri servet değerindeydi ve kuyumcu vitrinlerinden parıldıyorlardı. Mardin’in en pahalı butikleri bizim için özel olarak açıldı. Rojda’ya hediye edilen altın kemer, neredeyse bir servet değerindeydi. Onun dışında altın bilezikler, kolyeler ve küpeler de seçildi. Herkes alışverişimizi konuşuyordu; milyarlarca lira harcanmıştı. Ancak benim aklım başka yerlerdeydi.
Sultan, alışveriş boyunca zorlukla ayakta duruyordu. Onun yüzünde yapay bir gülümseme vardı ama içinin kan ağladığını görebiliyordum. Rojda’ya olan ilgimi fark ettiğinde ise kıskançlıktan kahroluyordu. Elinden hiçbir şey gelmiyor, sadece olanları izliyordu.
Alışverişten sonra hep birlikte yemeğe gitmeye karar verdik. Yemekte aile büyükleri de bizimleydi: Yaşar Ağa, Halil Ağa, amcam Hamza Ağa ve kuzenim Miran. Rojda, yolda arkadaşını aradı. Elif de bize katılacaktı. Mardin’in en lüks restoranına vardığımızda restoran sahibi bizi ayakta karşıladı ve hemen masamıza geçirdi.
Elif: “Rojda, olanlar rüya gibi. Miran’ı yakından gördüğüme inanamıyorum. İnşallah Azat’la evlenmen sana şans getirir.”
Rojda: “Bu gece bizde kal, konuşalım Elif.”
Elif: “Tabii, kalırım.”
Yemekte herkes keyifli görünüyordu, ama Sultan’ın içindeki huzursuzluğu hissedebiliyordum. Yemekten sonra herkes kendi arabalarına geçti sultan da kardeşim Aysimayla beraber babamın arabasına geçti ben de Rojda ve elifi eve bırakmak istedim o sorada Rojdanın kapısını açtım ve Sultan babamın arabasında bunu görü eve gidince ağlayacağından emindim ama buna mecbur gibi hissediyordum Elif ve Rojda’yı eve bırakmak üzere yola çıktım. Miran da bize eşlik etti. Rojda’nın arkadaşı Elif, Mardin Kalesi’ndeki bir kafeye gitmeyi önerdi ve hep birlikte oraya yöneldik.
Kafede otururken Elif, Miran’a aşkla bakıyordu. Miran da Elif’in ona karşı bir şeyler hissettiğini anlamış gibiydi. Yemekten sonra Miran, Elif’e birkaç soru sordu.
Miran: “Siz ne iş yapıyorsunuz burada?”
Elif: “Mardin’de tarih öğretmeniyim. Sizi daha önce gördüm ama siz beni görmediniz sanırım.”
Miran: “Böyle bir güzelliği görsem unutmazdım. Ayıp etmişim.”
Elif’in yüzü kıpkırmızı oldu ve mutluluğunu belli etmek için masanın altından Rojda’nın elini sıktı. Gülümseyerek Miran’a teşekkür etti.
Rojda: “Azat, Sultan neden alışverişe bizimle geldi?”
Azat: “Aslında doğru değildi bu yaptığı ama gelmek isteyince kıramadım.”
Rojda’nın yüzü düştü.
Rojda: “Lütfen bizi mümkün oldukça yan yana getirmemeye çalış. Zaten yeterince üzgünüm, o da bizi görüp üzülmesin.”
Rojda’nın elini tuttum ve onu rahatlatmaya çalıştım.
Azat: “Merak etme, ben halledeceğim her şeyi.”
Bir şeyler içtikten sonra Elif ve Rojda’yı eve bırakmak üzere kalktık. Miran, Elif hakkında birkaç şey sordu.
Miran: “Elif tatlı bir kızmış. Acaba sevgilisi var mıdır?”
Azat: “Bilmiyorum ama istersen Rojda’ya sorarım.”
Miran: “Olur, sor.”
Rojda ve Elif’i eve bıraktıktan sonra konağa döndük. Konağa girerken Sultan’ın ağlama sesleri tüm evi kaplamıştı. Hızla Sultan’ın yanına koştum.
Azat: “Sultan, ne oldu? Neden ağlıyorsun?”
Sultan: “Ya onu benden çok seversen?”
Sultan’ı sakinleştirmek için sarıldım.
Azat: “Öyle şey mi olur? Ben senden başkasını sevmem.”
Sonrasında birbirimize daha da yakınlaştık, Sultan’ın kıyafetlerini çıkarttım ve daha fazla yakınlaştık. Sultan çok güzeldi; ona yakınlaştıkça bana daha da bağlıyordu. O da gömleğimi çıkarttı ve daha fazla yakınlaştık. Sonra onu öpmeye başladım. Sanki birkaç saat önce başka biriyle evlenmek için nişan alışverişine çıkmamış gibi seviştik. Ona onu çok sevdiğimi ve asla bırakmayacağımı söyledim. Ama bunları söylerken içten içe Rojda’yı düşünüyordum. Hatta Sultan’la yataktayken bile Rojda’yı hayal ediyordum ama bunu Sultan’a belli edemezdim.
Sonra Sultan uykuya daldı. Ben de balkona çıkıp bir sigara yaktım. Rojda’yı düşünmeye başladım. Onunla olan duygularım, Sultan’a olan bağlılığımı zorluyordu. Kafamın içinde bir savaş vardı ve hangi tarafa çekileceğimi bilemiyordum. Rojda’nın güçlü ve bağımsız kişiliği beni etkiliyordu, ama Sultan’ın saf sevgisi ve bağlılığı da beni cezbediyordu.
Rojda’yı ve Sultan’ı aynı anda sevmek, iki kadının hayatında adil olmayı zorlaştırıyordu. İkisine de zarar vermeden bu durumdan nasıl çıkacağımı düşünmeye başladım. Ama her ne olursa olsun, içimdeki duyguların kontrolünü ele almak zorundaydım.
Eve geri dönüp yatağa uzandım ve Sultan’ın huzur dolu uyku yüzüne baktım. Her şeyin bir çözümü olacağına inanarak gözlerimi kapattım ve Rojda’yı hayal ederek uykuya daldım.