BEDİR İçim içimi yiyordu. Öyle böyle değil. İlk uçağa atladığım gibi Diyarbakır'a gitmemek için yerimde zor duruyor ve başladığım kursta, hocayı dikkatle dinlemeye çalışıyordum. Fakat bu düşündüğüm kadar kolay olmuyordu çünkü aklım tamamen buralardan kilometrelerce uzaktaydı. Bugün hayatımın en zor günlerinden biriydi. Hem hatalarımı telafi etmek için başlangıç yapmam gereken bir gündü hem de Diyarbakır’daki meclisin bugün toplanacağını öğrenmiştim. Önümde Birce’nin kırdığı vazo, etrafımda bu sanata ilgi duyan sekiz dokuz kişi ve karşımda hocayla küçük bir atölyenin içindeydim. Atölyenin ortamı iyiydi, camlar açıktı ve hava alıyordu ama ben nedense boğulduğumu hissediyor, bir türlü kendimi şu ana veremiyordum. Derin bir nefes aldım. Şu an oraya gitmem zaten sıkıntıydı ve Birce haber