BEDİR “Sence yanındaki kim?” Başımı kaldırmamla Naz’ı karşımda görmem bir oldu. Sülük konduğu yere nasıl yapışıyorsa Naz da tıpkı öyleydi. Delirtecekti beni! “Senin ne işin var burada?” “Görümcem ne haltlar karıştırıyor merak ettim,” derken geçip karşıma oturdu. Sanki baş başa yemeğe çıkmışız gibi karşıma otururken Birce’nin sırtının bize dönük olması iyi bir şeydi. “Yani Fırat’ı tavladın, görümceliğin mi kusur kaldı?” “Ben görümce değilim, görümce olan Birce! Neyse kim bu yanındaki?” Sabırla oturmaya devam etmemin sebebi adamın kim olduğunu bilmememden kaynaklıyordu zaten. Bir haftadır tüm sözlerimi unutmuş ve Birce’yi yeniden takibe başlamıştım, Boran’ın ne bok yediğiyle ilgilenmiyordum artık. Onun ne mal olduğu az çok ortaya çıkmıştı. Kerem beni arayıp Birce’nin bir adamla bulu