BİRCE “Masa hazır,” diye seslendim fısır fısır konuşan iki adama… Ne konuştuklarıyla zerre ilgilenmiyordum çünkü benim için ne konuştuklarından ziyade ulaştıkları sonuç önemliydi. Bizi bu karmaşadan çıkarsınlar da nasıl çıkarırlarsa çıkarsınlar diye bakıyordum artık. Fırat’ı bu duruma sokmak belki haksızlıktı ama zamanında beni buna iten sebepler de bana haksızlıktı. Salatayı masaya yerleştirip yerime oturdum. Onlar hala konuşmaya devam ederken çorbamı kaşıklamaya başladım. Umursamaz ve meraksız görünmek zordu ama başardığımı düşünüyordum çünkü kafam Bedir ile yeterince doluydu. Aklım onunla olan konuşmada kalmışken dalgın ve ilgisiz görünmek çok da zor olmuyordu. Yemek teklifini reddetmek benim için kolay olmamıştı ama reddetmeyi başarmış ve ardından eve geç kaldığımı söyleyerek gitm