DEVRAN Genco karşısında umursamaz davranmak benim için bile bir noktadan sonra zor oldu. Çünkü haklı olduğunu yerden göğe kadar biliyordum. Fakat ona karşı duyduğum intikam hissi öylesine kuvvetliydi ki bazen zaaflarıma yenilebiliyordum. Bu yüzden ne ona vurmak gibi bir hata yaptım, ne de üzerine gittim. Kolunu kırması benim suçum değildi kesinlikle. Ben gayet hakkaniyetli bir şekilde ağzımı burnumu dağıtmasına izin vermiştim. İnleyip duran Genco'ya baktım. İşimiz gücümüz yok, bir de adamı hastaneye götürme işi çıkarmıştı başıma. “Kalk, kalk. İnleyip durma. Hastaneye gidelim.” Kolundan tutup ayağa kaldırdım. Benim arabaya doğru sürüklerken “benim araba ne olacak?” diye sordu. “Siktiğimin dağına getirmeseydin amına koyayım. Kurda kuşa yem olsun!” dedim asabi bir sesle. Onu yan koltuğ