Yazdığı her satırda buz gibiydi. Sanki her duygudan tamamen soyutlanmıştı. Kurduğu her cümle, Türker’in ölüm haberini almadan önceki Başak’a aitti. Çünkü sevdiği adamın artık yaşamadığını öğrendiği an, zaten ölmüştü. Annesine karşı ne kırgınlık ne öfke ne de sevgi barındırıyordu. Bu mektubu yazmasındaki amacı eğer kızına karşı birazcık vicdanı varsa onu üzmekti. Bir çeşit intikam alıyordu. Gerçi nefretinden emin olsa bile vicdanından biraz şüpheliydi. Belki de sonsuza kadar ondan kurtulacağı için mutlu olacaktı. Sonrasını düşünmeyi bırakarak, kâğıdı katlayıp yatağının altına sıkıştırdı. Öldükten sonra başka bir hayatta sevdiği adama kavuşur muydu, ondan da emin değildi. Sonuçta Allah’ın yasaklarından birisine karşı gelip kendi yaşamına son veriyordu. Girdiği bunalım yüzünden sağlıklı düşün