Defne ve Doğukan donmuş halde, zihinlerindeki düşünce girdabına kapılmışken Kenan'ın tek derdi birbirine kenetlenmiş parmakları ayırmaktı. Yine siyah kumaş pantolonu ve kollarını katladığı bembeyaz gömleğinin içinde acımasızca yakışıklı görünürken, tedirgin edici ve büyük adımlarla yanlarına doğru ilerleyip sağ elini kullandığı halde, özellikle sol elini uzattı Doğukan’a. Sırf ellerini, Defnenin ellerinden çeksin diye. “Doğukan bey.” Kenan'ın dudaklarından, imalı bir sesle döküldü bu isim. Doğukan olduğu yerde, omurgasına iğneler batıyormuş gibi titredi. Defne’nin elini tuttu diye kızdığı belliydi ama kendisi istememişti ki tutmayı! “İyi akşamlar, Kenan bey.” Defne’nin elini, kıza bir şey belli etmeyeceği hızda bırakıp Kenan'ın elini yakaladı tokalaşmak için. “Nişanlım, Defne.” Eliy