Odadan çıkıp tüm hırçınlığımla yeri döverek asansöre ulaştım ve düğmesine bastım. Böyle berbat bir adam olamazdı dünya üzerinde! Daha iki ay önce aşkımdan deli divane oluyordu güya! Telefonda yalvarıyordu, benimle gel dünyanı gezelim, diye! İyi ki de kabul etmemiştim işte! Bugün de başkasına aldığı, o koca kafası kadar olan yüzüğü utanmadan bana gösteriyordu! “Eşek!” Kendi kendime söylenip asansöre bindim. Uyuz bir müzik eşliğinde lobiye kadar indim ve dışarı attım kendimi. Şimdi bir de yarım saat otobüs bekleyecektim bu sıcakta! Kenan'ın yılık yılık sırıtıp “Sevgilim seni kıskanmaz ki.” demesi aklıma geldikçe daha da artıyordu dışarının sıcaklığı hatta. “Hop! Yenge, nereye!?” Metin uzaktan beni görmüş ve üstüme doğru koşturuyordu. Kurtuluş yoktu bu adamlardan ya! “Sana ne!?” gözlerim