“Defne, gel benimle. Yalvarırım.” Hayatında ilk defa yalvarıyordu Kenan. Adana’dan ayrılmak üzere, iki saat sonra bineceği uçağında Defneyi de yanında götürmek istiyordu. Söyledikleri üstüne, kızın derin bir nefes aldığını duydu. Küçük bir hıçkırık kaçtı güzel dudaklarından. “Gelemem.” Dedi. Ağlıyordu yine. Kenan yüksek kattaki otel odasından şehri seyrederek konuştu.“Yapamayacağın hiçbir şey yok benimle. Kabul ettiğin an, arabam kapında olup seni bana getirecek.” “Kenan lütfen. Senin için her şey mümkün, ama benim için değil işte.” İkisi de anlaşılmak istiyordu. “Ağlıyorsun. Çünkü gelmek istiyorsun benimle.” Kenan dışarıyı seyrettiği cama dayadı yumruğunu. “Öyle bir şey yok. İstemiyorum.” dedi Defne. “İstiyorsun, biliyorum.” Kenan inatla diretti. Defnenin sesi daha acıklı geliyord