Bölüm 4: Özür Dilemek

946 Words
"Far, sakin ol," dedi Time, hemen arkadaşının kolunu tutarak. "Senin gibi birinin nesi çekici olabilir ki?" diye karşılık verdim, artık sabrım taşmıştı. "Ah! Ah!" diye bağırdı patronumuz Je Dao, topuklu ayakkabılarının sesiyle hızla yanımıza geliyordu. "Ne oldu, Faren Bey?" diye sordu Je Dao, masaya yaklaşırken. "Sakin olun lütfen, sakin olun," dedi Je Dao, yüzü aniden asık bir hal aldı. Çünkü benim beş parmak izim Faren'in yüzünde açıkça görülüyordu. "Senin çalışanların nasıl cesaret eder de yüzüme tokat atar?" diye hiddetle sordu Faren. "Je Dao, ama bu adam bana kaba davrandı," dedim, hala sinirli bir şekilde titreyen elimle. "Kes sesini hemen!" diye bağırdı Je Dao bana. "Faren Bey VIP müşterimizdir ve bu masada oturan herkes VIP," dedi Je Dao, gözlerini açarak bana doğru bağırdı. "VIP'nin ne demek olduğunu biliyor musun, Nam Khing?" dedi Je Dao, dişlerini sıkarak. "Eğer VIP ise ama kötü davranıyorsa, yine de kabullenmek zorunda mıyız?" dedim, dudaklarımı sıkıca bastırarak. "Nam Khing!" diye bağırdı Maple tekrar. "Onları memnun etmezsek, zararı kim ödeyecek?" dedi Je Dao, bana baskı yaparak. "Hemen Faren Bey'den özür dile!" dedi Je Dao, beni Faren'in önüne sürükleyerek. "Çabuk ol!" dedi Je Dao, başını eğip Faren'e alçakgönüllü bir şekilde gülümsedi. "Je Dao, ama ben suçsuzum," dedim, kolumu çekerek. "Ben sadece içki hazırlamak için buradayım," dedim ısrarla. "Bu adam cinsel hizmet teklif etti, bu yasadışı değil mi?" dedim ve etrafa bakındım, yasanın ona karşı gelmesini umarak. "Polise şikayet et o zaman," dedi Faren gülerek. "Özür dilemek mi yoksa ayaklarıma kapanmak mı istersin?" diye sordu, gülerek. "Senin gibi birinden asla özür dilemem!" dedim sertçe. "Zorundasın," dedi Je Dao, kolumu sertçe çekerek. "Faren Bey bu kulübün kiraladığı arazinin sahibi," dedi, sabrını kaybederek. Faren, yüzünü okşayarak alaycı bir şekilde baktı. "Sadece özür dile, VIP müşteriye tokat atmak yüzünden," dedi Je Dao, yüzü ter içinde endişeyle. "Sadece sen zarar görmeyeceksin," dedi Je Dao, endişe dolu gözleriyle. Faren'e bakarak çaresizce teslim oldum. "Diz çök ve özür dile," dedi Faren, zafer kazanmış gibi. "Bu ilk sefer değil, bana zarar verdin," dedi Faren, gözlerini benden ayırmadan. Önceden de Faren ile bir sorun yaşamıştım ve ona tekme atmıştım. "Onur karnını doyurmaz, Nam Khing," dedi Je Dao, beni Faren'e döndürerek. "Far, yeter artık," dedi Time, arkadaşını durdurmaya çalışarak. "Hayır, yeter değil," dedi Faren umursamazca. "Seninle bu kadar zor mu?" dedi Faren. "Eğer özür dilersen, belki affederim," dedi. "Yoksa," Je Dao'ya baktı. "Bu kadın işten kovulacak," dedi Faren sert bir şekilde. "Bu kadının nasıl müşteri memnuniyeti sağlaması gerektiğini bilmiyor," dedi Faren, Je Dao'ya bakarak. "Özür dilerim, Nam Khing'in yerine," dedi Je Dao, diz çökerek. "Je Dao, yapma... Kabul ediyorum," dedim, Je Dao'yu tutarak. Je Dao benden on yaş büyüktü, onun bu duruma düşmesine dayanamazdım. Ve sebep bendim. Diz çöktüm ve derin bir nefes alarak özür diledim. "Far, yeter artık," dedi Time, arkadaşını durdurmaya çalışarak. "Ne oldu Time, bu kız beni birçok kez yaraladı, özür dilemesini istiyorum," dedi Faren. "Çabuk ol, dinliyorum," dedi Faren. "Özür dilerim..." ellerimi birleştirerek özür diledim. "Memnun oldun mu?" diye sordum, gözyaşlarımı kontrol ederek. Faren, ellerime bakarak dudak büktü. "Sadece bu kadar," dedi. "Gidiyorum," dedi arkadaşlarına. "Sabah dersim var," dedi Time, ayağa kalkarak. Ama tam kalkarken Faren omzuma çarptı ve çıktı. "Gece boyunca ne kadar?" diye sordu Clint, Maple'a. "Yirmi bin," dedi Maple tatlı bir sesle. "Tamam, bugün olan her şeyi bana yaz," dedi Clint, Je Dao'nun omzunu okşayarak. "Teşekkürler, Clint," dedi Je Dao. "Maple, Clint'e iyi bak," dedi Je Dao. "Evet," dedi Maple, Clint ile birlikte çıkarken. Dizlerimin üzerine çöktüm, konuşamıyordum. Az önce gece boyunca hizmet için mi anlaşmışlardı? Ayağa kalktım ve Clint ile Maple'a baktım, içim sıkışarak. "Bazıları bu işi seçmek istemez," dedi Je Dao. "Maple'ın kardeşi kaza geçirdi," dedi Je Dao. "Yoğun bakımda tedavi görüyor," dedi Je Dao. "O parayı kardeşine nefes aldırmak için kazanıyor," dedi Je Dao. "Eğer daha iyi işler varsa, burada olmazlardı," dedi Je Dao. "Yirmi bin kazanabilir misin?" diye sordu Je Dao. Başımı salladım. "Yapamazsan, yarın gelme," dedi Je Dao, omzumu okşayarak. Kulüpteki genç kadınların parayla yaşamlarını sürdürebilmek için çalıştığını anladım. --- **@Nam Khing'in Öğrenci Yurdu** "Mezun olduğumda, iyi bir işim olacak," dedim, kız kardeşimle birlikte olan bir fotoğrafa bakarak. "Sabret, sana yardım edeceğim," dedim, eski bir fotoğrafı sarılarak ve ağlayarak uyuyakaldım. --- **Ertesi Sabah** Sabah erken kalkıp dişlerimi fırçaladım ve ders çalışmaya başladım. Bugün öğleden sonra dersim vardı, bu yüzden sabahı değerlendirdim. Burslu bir öğrenciyim ve bursumu kaybetmek üzereyim, çünkü sınavlara çalışacak zamanım yok. Tüm zamanım yarı zamanlı işlerle geçiyor, gün içinde hiç boş vaktim yok. --- **Telefon Çalıyor** (Arayan: Yam) Yam, akşamları çalıştığım dondurma dükkanındaki müdürüm. Yam neden arıyor ki? Hemen açtım. "Alo, Yam abla, beni aradın mı?" dedim nazik bir şekilde. "Nam Khing, dün gece ne oldu?" diye sordu Yam abla, sesi endişeliydi. "Dün gece mi?" dedim, kaşlarımı çatarak. "Evet, dün gece seni çalışmaya gönderdiğim yer," dedi. "Je Dao mu?" dedim hemen. "Evet." "Patron kovuldu," dedi Yam abla. "Kovuldu mu?" dedim, şaşkınlıkla. "Ağladı ve beni suçladı," dedi Yam abla, sessiz kaldım. "Je Dao bekar bir anne," dedi Yam abla. "Çalışıyor ve eski kocasının kumar borçlarını ödüyor." "Ve şimdi işsiz kaldı," dedi Yam abla. "Beni suçladı," dedi Yam abla. "Ne olduğunu anlat, Nam Khing," dedi. "Faren!" dedim, yumruklarımı sıkarak. "Tamam, Yam abla, Je Dao'yu teselli et." "Ben halledeceğim," dedim. "Özür dile," dedim. "Tamam, haber ver," dedi Yam abla, kapattı. --- **@Üniversite** Mühendislik Fakültesi Binası Bir süre Faren'i bekledim. Sonunda geldi. "Faren," dedim, seslenerek. "Ah, Nam Khing!" dedi Faren, bana bakarak. "Gece diz çöküp özür diledim," dedim. "Niye işten kovuldu?" dedim, öfkeyle. "Özür diledin, ama affetmedim," dedi Faren. "Beni yendin," dedim, öfkeyle. "Evet," dedi Faren. "O, işsiz," dedim. "Saçmalamayı bitirdin mi?" dedi Faren. "Dinlemem," dedi Faren. "Kıza sarılarak yürüdü," dedi Faren. "Benimle uğraşma," dedi Faren. "Sonunda diz çökeceksin," dedi Faren, alay ederek. "Faren," dedim, sesim titreyerek. Bir bardak su aldım ve yüzüne fırlattım. "Serseri!"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD