Selma Hanım koştu hemen. Leyla'yı hazırlamak için kadınların arasından aldı. Odaya götürdü. Sabah beri kıza sormadıkları soru kalmamıştı. Gelini de hanımlıgını hiç bozmamıştı. Bir şey değil nazar edeceklerdi Leyla'sını. Leyla'yı bir yandan hazırladı. Bir yandan da " Leyla kızım korkma bu nikah sadece aranızda haremlik selamlık kalksın diye kıyılacak. Babanın işleri belli olmaz, olur da Alparslan'la gitmen gerekirse sıkıntı çekmeyin diye emi yavrum. Elif neyimse sen de osun benim için. Yüzün hep gülsün annem, ben senin arkandayım. " Leyla kafasını salladı "Tamam" dedi. Leyla tamamdan başka ne desindi? Kim ne derse o yöne çekiliyordu zaten. Selma Hanım hemen Leyla'ya abdest aldırdı. Başına özene bezene işlediği beyaz oyalı eşarbı örttü. Sonra nikah kıyılacak odaya getirdi. Hocanın önünde diz çökmüş oturan Alparslan'ın yanına Leyla'yı oturttu. Leyla resmi nikah kıyılırken hissetmediği ne varsa şimdi hissediyordu. Leyla yanında ki adama baktı. Onunda hali Leyla'dan farklı değildi. Alparslan gözünün içine bakan kıza gülümseyince Leyla sonunda rahatladı. Alparslan'a güvenmeyi seçecekti. Hem bu sayede belki arada sırada da olsa Alparslan'ı görme şansı da olurdu. Öyle de düşününce de kalbi ferahladı. Alparslan'ın yanındayken sahipsizliğini unutuyordu. Annesin'den sonra ilk defa birinin yanında olmayı bu kadar sevmişti. Hoca nikah akdine geçince Leyla'ya "Mehir olarak ne istersin kızım? " dedi. Leyla soruya şaşırdı. Ne isteyecekti? Leyla aile istiyordu. Sahiplenilmek, sevilmek istiyordu. Başka ne isteyecekti? Alparslan'a bakınca onun da kendine baktığını görünce yanakları kızardı. Alparslan gözlerini Leyla'nın gözlerinden almadan "Neyim var neyim yoksa bu zümrüt gözün olsun. " dedi. Leyla efsunlanmıştı... Leyla şimdi tam Leyla olmuştu... Dayısının da " Benden de kızıma bir daire. " demesiyle kendine geldi. Nikahtan sonra şerbet dağıtan annesine Kerem kahkahayla güldü. "Ulan anam şerbetleri bile hazırlamış. O kadar garantilemiş işi yani. " dedi. Alparslan kardeşine " höstt yavaş kişne!!" deyince Kerem " Emredersiniz komutanım! " deyip Elif'le daha çok güldüler. Ohh abilerine iyi olmuştu. Leyla'nın peşine kedi gibi süründürsündü Allah onu. Ev sonunda boşalmış, herkes rahat bir nefes almak için koltuklara yığılmıştı. Ne gündü ama sonunda bitmişti. Elif merdivenlerden tam Leyla'yı daha önce Leyla için hazırladıkları odaya götürürken gelen kapı sesine yerinden sıçradı. Çalan kişi kapıyı kırmaya niyetli gibiydi. Bu saatte hangi densiz böyle kapı çalardı?! Alparslan öne geçti. Kim olduğunu bilmiyordu ama bu saatte böyle kapı çalan davara ne yapacağını iyi biliyordu. Evdekilere " Geri çekilin siz! " dedi. Belindeki beylik silahını çıkarıp kapıyı açtı. Yine Halit ise bu sefer affı yoktu ayağına sıkacaktı iki tane. Kapıda taş çatlasa yirmi dört yaşların da iki tane delikanlı vardı. Kapıyı vuran hemen öne atladı " Leyla nerede lan? " deyince Alparslan'ın sinirden boynunun damarları bile şişmişti. Bu herif Leyla'yı ne yapacaktı? İçerden Emirhan abisinin sesini duyan Leyla kapıya koşup "Abiii! " deyince Emirhan Leyla'ya döndü. Kolunu tuttu gibi "Gel Leyla gidiyoruz! " dedi. Emirhan üzerinde gelinligiyle kapıda kendine bakan Leyla'yı, kolundan yakalayıp kendine çekti. Kendisi yurt dışında bir şirkette staj görüyordu. Haberi alır almaz gelmeye çalışmış, anca yetişebilmiş. Ama geç kalmıştı. Yine de ne olursa olsun Leyla'yı burada bırakmamayı kafasına koydu. Leyla'yı arkasından evlendirsinler diye mi bırakmıştı? Leyla onların evinde fazlalık mıydı? Kimse istemezse, Emirhan isterdi bacısını. Gerekirse alır peşine yurt dışına götürürdü. O kardeşlerini babasına güvenerek bırakıp okumaya gitmişti. Bu yılda son senesi olacaktı. Geri dönünce ilk işi Leyla'yı okula gönderecekti. Bilseydi babası bile böyle yapacak hiç arkasında bırakır mıydı? Leyla'ya baktı tir tir titriyor " Korkma abim! Seni almaya geldim. Benimle beraber yurt dışına götürecegim seni." deyince Alparslan Leyla'nın kolunu tutan Emirhan'ın elini itti. Leyla'nın kolu serbest kalınca kızı hafiften arkasına çekip kendi önüne geçti. Kimdi bu yol yordam bilmez? Daha önce de dügünde de görmemişti. Bir de Leyla'yı götürecekmiş. Öyle kolay mıydı bu işler? Sinirden çenesi iyice kasılan Alparslan'ın dişlerinin gıcırtısı duyuluyordu " Kimsin sen destursuz kapıma dayanıyorsun? Kimi nereye götürüyorsun? Karım lan o benim. Karımı nereye alıp gidiyorsun? " dedi. Emirhan çıldıracaktı hala karım diyordu. "Ne karısı lan! " Yanında duran Seymen'i gösterip " Seymen haber vermese haberim bile yokken bacımı vermişler. Evi aradım Suna'yı sıkıştırınca her şeyi anlattı. Sahteymiş işte bu evlilik! " Leyla'ya döndü " Gel Leyla. Gel abim. Seni bir daha arkamda bırakmayacagım. Korkma benimle gel. " dedi. Leyla şimdi ne yapsaydı? Abisi çıldırmış gibi anlamadan dinlemeden etrafa saldırıyordu. Alparslan desen sabrının son sınırındaydı. Üstüne bir de Seymen abisi de gelmişti. Anlamadıgı şey Seymen, Leyla'ya niye böyle bakıyordu? Uykusuzluktan göz altları morarmış genç adam, etrafında sanki kimse yokmuş gibi Leyla'ya bakıyordu. Mustafa Bey " Ne sahte evliligi oglum? Demin imam nikahları bile kıyıldı. " deyince Seymen'e son darbe bu oldu " Nasıl ya? " diye inler gibi çıkan kelimeleri herkez duymuştu. Alparslan bir hışım sesin sahibine döndü. Ulan bunları sırayla mı veriyorlardı? Alparslan delirsin katil mi olsundu? Zaten o kadar sabırlı bir adam da değildi. Başka yerde olsa asla bu kadar sabırlı davranmazdı. Ama şimdi Leyla'yı korkutmak istemiyordu. Seymen'inse dayak yemek şuan umrunda bile değildi. Zaten bütün vücudu bildiğin ateş gibi yanıyordu. Seymen'in çocukluğu gençliği Leyla'yı sevmekle geçmişti. Leyla'yı mahallede, sokakta gölgesi gibi korumuştu. Leyla'ya sevgisini açılmayı çok denemiş, Emirhan'la olan yakın arkadaşlıklarından dolayı kıza abilik yapmak zorunda kalmıştı. Leyla'nın yaşı küçüktü. Az daha yaşı büyüdüğünde Emirhan'la konuşup Leyla'yı isteyecekti. Böyle olacağını bilse bir gün bile beklermiydi ki? Kendine çok kızgındı. Keşke Leyla'ya onu sevdiğini bir kere söyleyebilseydi. Leyla'nın davetiyesini gördüğü gün Seymen'in bittigi gün oldu. Tuhaf olan ortalıkta Emirhan yoktu. Kızı istemediği birine bir hafta da apar topar mı veriyorlardı? Emirhan'ı aradı haber verdi. Tam da tahmin ettiği gibi Emirhan'ın haberi yoktu. Artık son umudu arkadaşındaydı.Yetişip Leyla'yı evlenmekten vazgeçireceklerdi. Alparslan Seymen'e dönüp bakınca bu adamı hatırladı. Bu herifi kına da birkaç kez Leyla'ya bakarken görmüştü. Sarhoş gibi bir hali vardı. Bir masaya yığılıp uyuya kalmasaydı, Alparslan onu kınadan atacaktı. Alparslan, Emirhan'a döndü "Ulannn! Şu iti de al defolun gidin kapının önünden! Yoksa vuracağım ikinizi de! "dedi. Bu sefer Emirhan'da belinden silahını çıkardı. Alparslan'a dogrulttu. " Leyla'yı almadan gitmiyorum lan! " diye bağırınca silahı gören Elif korkudan çığlık attı. Emirhan çığlık atan kızı görünce içinden kendine küfür etti. Evdekileri de korkutuyorlardı. Ama ne olursa olsun bacısını böyle oyunlara kurban etmeyecekti. Silahı gören Kerem öne abisinin yanına geçti. Düzgünce konuşmak varken neydi bu tantana? Onu da anlamış değildi. İnsandık birbirine silah çekilmeden meseleler halolmuyor muydu yani? Leyla abisini durdurmak için Emirhan'a doğru atılınca Alparslan kolunu yakaladı. Bu ürkek Ceylan silahların arasına ne diye atılıyordu acaba? " Nereye Leyla vurulacaksın ? " dedi. Arkasına geri çekti. Seymen'in gözü bile Leyla'ya değsin istemiyordu. Leyla şuan kimseyi anlamıyordu ki bu kadar gerginlik niyedir? Etrafı ates hattı gibiydi. Kime dönse diğeri arkasında kalıyordu.Alparslan'ın gömleğini arkadan sıkıca tuttu. Alnını da Alparslan'ın sırtına dayayıp "Korkuyorum " diye mırıldanınca Alparslan dahil herkes Leyla'ya bakmıştı. Leyla tarafını seçmişti. O Alparslan'a sığınmayı seçmişti. Leyla artık herkesin rüzgarına sürüklenen sahipsiz Leyla değildi. Kendine hayret ve şefkatle bakan Alparslan'a " İzin ver abimle konuşayım lütfen. "deyince Alparslan'ın, Leyla'nın yakınlığından gevşemiş kasları tekrar çelik gibi gerildi. Konuşmasına izin verecekti. Ama ya onlarla gitmek isterse? O zaman dur diyebilecek miydi? Leyla gider miydi? Peki Leyla'nın gitmesinden niye bu kadar korkuyordu? Gitmesi ne fark ederdi? Zaten bir gün gitmeyecek miydi? Leyla gitmesindi. Leyla, Alparslan'ın etrafında dolaşan zümrüt gözlü ceylanı olarak kalsındı. Alparslan'ın her gidişi de dönüşü de Leyla'ya olsundu. Alparslan ne kadar yanması gerekiyorsa razıydı artık ama Leyla gitmesindi. Silahını indirip Leyla'nın önünden bir adım kenara çekildi. Leyla'nın korkmus perişan halini gören Emirhan, Leyla'yı tuttu sarıldı."Benimle gelecek misin abim? "dedi. Leyla nasıl gidecekti? Babaannesi zaten abisinin de tepesindeydi. Üstelik artık evlenmişti." Abi ben evlendim. "deyince Emirhan Leyla'yı kollarından bırakıp "Tamam gülüm evlen. İstersen çocukların olsun. Gene benim başımın tacısın. İstemediğin hiçbir şeyi yapma abim. Niye beni aramadın haber vermedin? Ben o evi yıkar gene seni Halit'e vermezdim. Bana hiç mi güvenmedin Leyla? He abim! "dedi. Leyla'nın gitmesinden korkan Hanife Hanım "Oğlum Leyla'yı o evden almak için senelerdir debeleniyorum. Torunumu ne o eve ne de başkasıyla bir metre öteye göndermem artık. Ben torunumu bırakıp her gün kötü haberi gelecek mi diye yaşamak istemiyorum. Sen de Leyla'yı düşünüyorsan bu şekilde üzmeyi bırak. Şimdi var git yoluna kızı da korkutmayı bırak "deyince Emirhan'ın geri adım atacağını gören Seymen, Leyla'ya yalvaran gözlerle çaresizce baktı. Ne olursa olsun şansını deneyecekti. "Leyla seni bir daha babaannenin evine sokmayacağız. Biz her şeyi planladık. " deyince Alparslan daha fazla kendini tutamadı. Seymen'in suratına yumruğu geçirdi kükredi "Nikahlı karımı nereye götüreceksin lan? Bir de planını yapmış şerefsiz herif! " vurdugu gibi zaten halsiz olan Seymen yere düşmüştü. Alparslan hırsını alamadıgı adamı düştüğü yerden çekip kaldırdı. Bir daha vuracağı sırada Yakup beyin sesi duyuldu. Oğluyla konustugu halde gene sözünü dinlememiş buraya gelmişti. Geldiği gibi de Seymen'le, Emirhan'ın yakasından tuttuğu gibi kapının önünden öteye savurladı. "Size mi kaldı lan benim yeğenimin iyiliğini düşünmek? Rezil ettiniz bizi! " diye bagırdı. Hala hır gür eden Emirhan'ı yanında gelen adamlarına isaret etti arabaya aldırdı. Emirhan götürülürken Alparslan'a "Seni damat diye bizim kapıya sokarsam beni kurşuna dizsinler! " diye bağıra bağıra gitti. Emirhan büyük konuşuyordu. Ama bunu çok sonra bedelini ödeyerek öğrenecekti. Yakup Bey, Seymen'e döndü "Bu yaptığın yakıştı mı Seymen? "dedi. Seymen'de yakışanı yakışmayanı düşünecek akıl mı kalmıştı? Artık Leyla ellerinden kayıp gitmişti. Seymen'in hali perişandı. Onca senenin sevdası üstüne çöküp kalmıştı. Onun gözü bu zamana kadar Leyla'dan başka kimseyi mi görmüştü? Leyla'yı görebilmek için yaz kış cam diplerinde, sokak başlarında duran oydu. Son kez Leyla'ya baktı. Leyla'ya bakmayı Seymen'e kim haram etmişti.