bc

içimdeki çığlık

book_age18+
17
FOLLOW
1K
READ
HE
forced
drama
loser
detective
magical world
harem
kingdom building
like
intro-logo
Blurb

Bir genc kızın başından geçen caresizlik ve kaderine boyun bükmeyişi erkeklerin zulmü ve kendini bir mum gibi yanıp bitişi cocukları icin verdiği bir çaba güçlü bir kadın oluşu okurken keyif alıp acaba dedirten bir hikayedir .sonunu merakla beklemek ayrıca bir olay..... .okurken sizde kendinizden bir örnek bulacaginizdan eminim.yorumlarınızı beklemek de güzel ilk kitabımız hayırlı olsun insallah allahın selameti üzerinize olsun diyerek başlıyalım kitabımıza . Bir hatamız olduysa af ola tesekkürler

chap-preview
Free preview
tarih 1978 yılında basliyan bir hayat hikayesi ...3 erkek çocuyla mücadele veren bir anne ama sonu belki hüzünlü belkide acıklı.
Benim adım yıldız göklerde duran parlıyan yıldızlar gibi degildim. Bu hikayemi anıları yaşadiklarım okudukça anlıyacaksınız. kimisi kendi hayatlarindan birşeyler çıkaracaķtır. Kendimi hatırliya bildihim kadar her seyi bir kitaba sıgdırmaya çalışacagım. Ben beş kişilik bir ailede büyüdüm akrasif,titiz,yakışıklı bir baba,dışardan cok güclü görülen ama evde hep boynunu büken sadece bize sözü gecen bir anne,Güzeller güzeli bir abla,birde sarışın kardesim vardı.ha unuttum birde yaşlı tonton bir babannem vardı arada yengemlerde üst katda duran bazende bizde kalan canım babannem vardı.elinden kuran dilinde dua eksik olmazdı.Annemlere kalsa ozamanlar kötuydu ama ölünce dünya tatlısı oldu,bana sorarsanız ? dünya tatlısıydı benim koruyucu melegimdi .bazen köye giderdik bazen istegimle bazende zorla neden zorla babamız öyle emrederdi,köyde canımız cok sıkılırdı cocuk yok televizyon yok oyuncak yoktu.aksqmla4ı babannemle yatardık o sarımsak kokulu nefesini bugunku gibi aklımda.kıvırcık saçlarımla siyah önlükle beyaz yakalıkla okul zamanlari hayelleri olan bir yıldızdım ben .Babamın asi kızıydım.Haksızlıga gelemezdim ,kıskanctım sevdiklerimi paylaşamazdım,kendimce mutlu olmaya çalışan bir kızdım işte. Herkezi dunyayi yaşamayı seven neşe sacan bazen delilige vurduran bir yıldızdım ama taki kendini bilene kadar sonra ne oldumu o yıldız aklı başina geldi hayat istedigi gibi gitmemeye başladı. şimdiki gencler gibi şanslı degildi,ama kendine ufak küçük bir dunya kurmuştu. icimdekileri herkeze anlatmak istemiyorum artık.Anlattıklarımı hissettiklerimi yaşadıklarımı ya vahlıyorlar yada acıyorlardı yada inanamıyorlardı.Tek sevdigim sevgilim gözumde büyüttügum yaķışıklı bgüclü babam vardı. Gozumde kız evlatların tek versiyonu babadır. Zordu ulaşılamazdı sevgisini dile getiremiyen göstermiyen, çorabını,tırnagıni bize kestiren bir babaydı. Memur kıyafetini hatırlıyorumda yeşil takımdı.O boncuk gözlerine yakışıklı bedenine ćok yakışırdı sadece evde hükümlüydü. sayfalar yetmezdi babama anlatmaya farklıydı birsey dediginde anliyamasak birdaha sormaya korkardık . Ne yapardı sizce ya kükrerdi yada dayak yerdik Anneme eziyetini gördükce ona cok kızardım.Bazen kendi Annesine bile saygısı olmıyan bir adamdı.Özgüveni tavan yapmış, dünya kendi etrafında dönüyordu.çocuklugumu fazla anlatamadim farkındamısınız yoktu cünķü ip atlıyan evcilik yapan çamurlarla oynıyan bir çocukluk yaşamadık... Şimdiki gibi ellerindetelefon internet,cok kanallar olan bir televizyonumuz yoktu.Çamaşırları bile ellerimizle yıkardık,Evimizin arka tarafında yerimiz vardı,orada yıkardık. Annemi hatırlıyorumda çamaşır kazanında beyazlarımızı kaynatır uzun makaralı bir ipimiz vardı. Bembeyaz çamaşırlar asardık ipe sanki komşulara nisbet yaparcasına,Garipti annemiz dışarıya el işi oya yapardı bizim ceyizlerimizi almak için ,bazen babamla savaş eden kavgalar yapan,havada uçuşan hersey bir köşede ağlıyan biz .Arada sinir kırizi geciren şaclarını yonan dişlerini sıkan yumruklarını çözemedigimiz saçlarından alamadıgımız ellerini çok korkuyorduk.Babamı kahveden çagırirdık,gel diye kolanyaların kokusu evin içinı sarmış bir zaman sonra kendine gelmiş avucunun içinde bir tutam saç kırmızı gözlerle şaşkın bakişlar, bize bakıp sarılışı korkmayın bir seyim yok deyişi çok acıydı bizim için beni televizyonun tam önüne otuttururdu babam yemek yerken bakmim diye yerde soframız kurulu bende çok severmişim televizyonu izlemeyi yasaklar tatlıydıya Babam çok kızardı bana ozamanlar ozaman kapat ailece sohbet muhabbet nerde . Hep kızardım babam beni sevmezdi karşı geldigim icin . kahveye bakardık hep ayaklarımızı bile uzatamazdık Annem el işi yapar bizde rahat ederdik.saatler gec vakite gelince fırından sıcak ekmek cıkardı getirirdi babam tereyag surer yerdik. Cok tatlı gelirdi o ekmek şimdi o ekmeğin tadını bulamiyorum . şuan ailemi seviyordum.Bizde sevgi eksikligi vardı.Neyi nerde nasıl yapacaklatını bilmiyorlardı ergenlik bile yoktu icine kapanıklılık bile yoktu kurallar vardı sevgiden ziyade saygı beklerlerdi. Bilmezlerdiki sevgi olmayan yerde saygı da yoktuki, biz ufacık bir gülümsemeye muhtactık,eksiklik onlar için yok bizim için cok şeydi.Özgürlügümüzün alındıgı kızlara ,kadınlara deger verilmeyen bir aileydik.Acaba herkez böylemi derdim,Amcam karısına cok saygı ve sevgi icindeydiler üst katımızda oturuyorlardı arada kaçıyordum oraya huzur buluyordum deger veriliyordum yengemi örnek almayı onun gibi olmayı cok isterdim.Ama ben o bu degildim ben bendim . Yapmacık olmayan ama ablamı cok kıskanan insandım o farklıydı agırdı icinde yaşardı,sorunlarını anlatmaya korkardı isyqn edemez bağıramazdı.onun için cok sevilirdi bense dik başlı Asi bir genç kızdım Beş parmak benzemezki birbirlerine bende buydum degiştirmeye çalışsalarda ben Yıldızdım.Tek bir ışıktım,küsmezdim konuşurdum hep güelerdim Ben Ailem 8çin bu hayatıma geldim hic gurur duyucu bir şey yapamadım. Ablam kuran hocası oldu bense ilk okulu ortayla bitiren biriydim. çünkü onlar için bir lekeydim çıkmayan hayatda varlığı olan içlerinde olmayandım.Şuan 45 yaşındayım yaşadıgım herseyi tek tek hatırladıgım kadarıyla yazmaya çalısacağım belkide kendimi rahatlatmak belkide isyanımı dökmek belkide elinizdeki herşyin kıymetini bilin diye belkide ben ölürsem çocuklarıma tek hatırqm kalsın diye . Cunku ben hep güclü gözuktüm aslında çok yorgun bitkin ,kırılgan bir kalbim oldugunu bilmiyorlar.Kimse yıldızın varlıgının bile farkında degiller.Içinde ne fırtınalar koptugunu bilmiyorlar hep şükür diliyen saglıgına hayatına şukür diyen bir insan oldum.Şuan nasilım kalbim katılaştı duygu yok artık. Anı yaşıyan ufacık seylerde mutlu olmaya çalısan biriyim.Artık duygu düşun celerimi hepsini atıp güneşin Havanın suyun ,yeşilligin ,yemegin, gülümsemenin,bile kendi için oldugunufarkına vardım.Kendin için kendiniz icin yaşayın bunu unutmayın ben unutmuyorum.Şuan olgun bir bayanım herşeyi cahilce degil olgunca düşünerek yapmaya çalışıyorum kötü insanları çıkarıyorum hayatıma kendimi herzaman degerli oldugunu hissediyorum. çocukluk neydi,oyun oynayan kafasına buyruk davranan hayelleri olan neşe saçan bir ufacık cocuktur ama bizden beklenen sadece olgunluktu.Ben Aileme icimden davrandıkca bu deli dolu bir kız diyorlardı. sarışın tatlı bir erkek kardeşim vardı .Ailemizin en tatlısıydı onunla isterdimki cok vakit geçirmek ama tam kaynaşcagimiz zaman ben o evden uzaklaştırıldım.Yazları köye giden fındık toplayan babannemle kalan bir maşa gibi hissederdim kendimi,Babam sadece bize hükmü gecerdi.Gidilecek yapilacak derdimi sözün bittigi yerdi. Aylardan agostos geldi fındık zamanı halamlar yengemler herkez köydeydi köyler cıvıl cıvıl en sevdigim aylardan biriydi. yeşillik çicekler insana mutlulugu huzuru sergiliyordu.Taki kötü gün yaşayana kadar Annem o gün Aşüre yapmıştı fındık bitiyordu harmanda serili fındıklarımız neşemiz cok güzeldı Babannem bize birer tabak aşure vermişti ve çok lezzetliydi ama yedigım son Aşürem oldugunu bilmiyordum. Babannem oradan seslendi bir tabak veririm ama komşulara dagıtalım dedi.Halamın kızıylq babannem ve ben cıktık dagıtmaya iki,üç ev gezdik verdik komşulara vedalaştık derken uzaktan bir yüksek ses havlamaya başladı . köpekti bağlı diye sevinirken birden zenciri koparıp üstüme dogru geldi.Elimizdeki Aşüreler o anda babannem halamın kızını kenara çekerken ben yolun ortasında kaldım kücük boyumla titrek bacaklarımla üzerimde ince elbisemle şaşkın bakışlarımla üstume gelen köpekle bocalıyarak bacağımdan bir parça et kopardı. . bağrışlar kulaklarımda tek, kalmışım ama etrafımda kimse yoktu. Ben ağlıyarak kanlar icinde bacağım dan salkan et parçasını gördüm o hali korku olan halimle etimi yapıştırıp anneme gidiyordum yokuş aşşağı evimizin önünde soguk olan büyük bir çeşmemiz vardı. Annem bacagımı gördü ve orada bayılı vermiş Ben farkında değildim acımıyordu ya da sıcaktı köyde şimdi bu kadar yoğunluk ta araçlar yoktu günlerden cumartesiydi ya da Pazardı köy arabası hafta sonları gelmiyordu etrafıma Bütün herkes toplandı vah vah diyorlar bana acıyorlardı korkuyordum. çünkü onların tepkisi ve bacağımın kanları görünce ne yapacağı şaşkın bakış artarak bütün ilgiyi üzerime çekmeye başlamıştım. araç yoktu hastaneye yatağın sağlık ocağı yoktu herkes ne yapalım derken oradan hayvanlara bakan köpeğin sahibi akrabamız amcamız vardı. bacağıma bir şeyler yapıp duruyordu şimdi burada olsa biz hastanelere iğnelerle çoktan kavuşmuştuk zaten gereksiz bir insandım çok da önemli değildi. halamın kızı ya da ablam değildi halamın kızı ya da ablam olsaydı çoktan hastanedeydi bence anlıyordum onları da tuvalete bile gidemiyordum . şimdilik pansuman yapılmıştı iğne vurulma ve dikiş atılması lazımken ben size yatakta yatıyordum pazartesiye kadar ilgi alaka çok güzeldi hoşuma da gitmişti. pazartesi oldu ve ben götürüldüm şunu hatırlıyorum doktorun bağırdığının ya da kuduz olduysa yarama pansumanı yanlış yapılmış diye hemşirenin sözü ama kimse aldırış etmedi Allah'tan sudan korkmuyordum iğne bu ye vurup o dikiş attılar ben evimize geldim. fındık bitmişti zaten köyden de aşureden çok tiksinmiştim artık görmek istemiyordum. evin arasına serdiğimiz fındığın başına beni oturtturuyorlardı .. çalan Çırpan olmasın diye ilgilen bitiyordu her istediğim önüme geldikçe çocukluk ya seviniyordum evet birkaç tane iğne vuruldum ve kendimi toparladım artık ayaklanmıştım annem elime iplikle tığ verdim mutfak tutacağı yapardım büyüdüm söyleniyordu ama ben hala çocuk ruhluydum. içimde fırtınalar kopan boy vardı ama yaşım daha ufaktı ip atlamak saklambaç oynamak isteyen bir kız vardı babaannem istedi diye başımızı kapatan bir ailemiz vardı Ablam Kur'an kursuna gidiyordu o ara ailemizin göz bebeği hanım kızımız hoca olacaktı annemle çok samimiydi her şeyi anlatırlar yengemi konuşurlar babaanneme bana bir şey demezdi hala da denmez ya en son olayları ben duyardım. benden bir yaş da büyük olsa bir ablam vardı o hiç ceza yemezdi ben sürekli tuvalete kapatılan karanlıkta tutulan asi bir kızdım anlatamazdım haykıradığım zaman hemen dayak ve ceza idi. her ceza yediğimde babama öfkem daha büyüyordu ilk tanıdığım erkek babamdı o hayran olduğum erkek gözümde büyüyor düşman belliydi bir yandan sevdiğim bir yandan nefret ettim ikisinin ortasında kalıyordum annemi döven ailemizden Emirler yağdıran sanki başkomutan kendi egosunu bizi ezerek kendini yücelten bir erkek vardı. gözümde karısının bile nefret ettiği almış nefretini almış o zamanlar boşanma söz konusu bile olmazdı evliliği ağzımıza almazken boşanmayı hiç alamazdık ava giderdi arkadaşları ile 2-3 gün kalırdı rahatlardık ama özlerdik. doya doya gülemez eğlenemezdik soğuk hava eserdi evimizde çok şükür tek iyiliği vardı aç açık bırakmazdı bizi bir gün ister işten çıktığını duydum arkadaşlarıyla kavga etmiş iş yerinde deli raporu almış emekli. ben bunu yıllar sonra duydum şimdi olsa yapması zor olan şey o zamanlar kolaymış pek de akıllı sayılmaz ya gerçi davranış bozukluğu vardı babamda Avdan arkadaşlarını getirirdi eve bazen gece yarısı o çamurluk botlar ayakkabıları ve çoraplarını yıkattırırdı bize arkadaşlarına çok iyiydi yemekler çaylar sıcak sobanın yanında keyifler iyiydi. biz hazır ol da bekliyorduk istekleri olur diye hep her zaman haklı görüyordu kendini kadınlar kızlar çok da önemli değildi onun için. evdeki zulümler biri başlar biri biterdi küfür etmezdi beddua etmezdi ama sözleriyle ses tonuyla bizi korkuturdu hep erkeklerden nefret ettim derken evimizin karşısında bir kahvehanede vardı orada mavi bakışlı yakışıklı bir genç gördüm yaşım küçüktü ama evdeki zulümler mutsuzluklar .benim ilgimi daha çok çekerdi. kalbim pırpır atar ona bakarken yüzümde hep gülücükler vardı sanki karanlık dünyama ışık olmuştu onunla birkaç saniyelik bakış bile bana yeterdi günler geçtikçe uzaktan bakışlarımız gelişiyor duramıyorduk vdekiler bir duysa beni firar ederlerdi herhalde ama o evden kurtulmak için miydi bu sevgim acaba yoksa bir gülüşe ilgiye hasret kaldığım için miydi. bilmiyordum sadece anı Yaşar yarını düşünmezdim belli etmeden camlardan ayrılamıyordum ablam hoca olmuştu evdekiler çok seviniyordu o gidince çok yalnızdım. ama ona yaklaşamazdım farklıydık evet aşk gelelim bizim işi ilerlettik nasıl mı buluştuk mu hayır elele hiç tutuşmadığım sesini bile duymadığım birisini seviyordum geceler herkes uyurken mektuplaşmaya başladık bir gece o atardı balkonumuza bir gece ben atardım ben akşam olmasını dört gözle bekleyen hayalleri olan bir genç kızdım ha çoktan küçük bir kız değildim ben de Kur'an kursuna verirler 2 yıl kaldım yatılı hafta sonları bile almazlardı beni sevmezdim kursu orada zenginler torpilli bense 1 kademeydim hayat naylon'du benim için üstüne bir bitlendim hiç unutmam eve yollamışlardı bitlendiğim için annem siyah ince uçlu tarağıyla gazla beni saçlarımı yıkardı annemin söylenmeleri arada kafama vurması sanki benim suçumdu bit bit olduğuna pişman oldu ben size bitlendiğimi hastalanırdım kimsen gelmezdi çocuklardan haberleri olmayan genç hocalar daha cahillerde kurallar kurallar her yerde ve ben yine yalnızdım bir gün sular kesikti kursta ve su yoktu dediler cahillik ya biz de çamaşırhaneye gittik arkadaşımla. bidonun dibinde az su vardı ben içtim acıydı tükürdüm ama olmadı nemi oldu kaldı o çamaşır suyuymuş hiç unutmam dilim bir kabardı sanki her şey beni buluyordu hocalar baktı bundan bir şey yok dedi yatırdılar sağ olsunlar farklıydı orası zengin ya da ilgili bir anne baba olsaydı hastaneye giderdim nerede ölsem acaba üzülürler mi diye düşünürdüm hep sanmam varlığın farkında bile değillerdi yokluğumun olsunlar 2 yılın sonunda bir sabah kalktığımda üstüm başım batmıştı korktum kimseyi anlatamadım bir bir koku vardı üstüme sinmişti nemi olmuştu sizce genç bir kız olmuştum bana kimse bu konuda hiçbir şey anlatmamıştı şimdiki gibi okullarda yoktu bilinçlendirme herkes bana bakıyordu sanki ne oldu nasıl olacak ne yapacağım ne kadar sürecek hiçbir fikrim yoktu ta ki eve gelip ablamı anlatana kadar anlatınca beni teselli edeceğine korkma diyeceğine anneme koşup anlattılar gerçi ablamdan da çok şey bekliyordum o da benden 1 yaş büyüktü ne kadar teselli verecekti annem geldi karşıma doğru mu dedi, anneme mahcup şekilde baktım onda bir şey yok korkma genç kız oldun dedi büyüdün artık dedi bilemezdim ki büyümek ne olduğunu zaten hiç küçük olmadım ki aile bu muydu dedim yoksa televizyondaki diziler gibi miydi çok fark vardı arada içimden derdim ki ben böyle aile olamayacağım acımasız hayata getirmeyeceğim ama o karşıma çıkana kadar evet hikayemin başında da anlattığım gibi sevdiğim vardı dokunmadan eleştirmeden gözle bakışla anlaştığımız bir insan sevmiştim. hayalim hep onlaydı şarkılar gibi bir gün benim elimden tutacak götürecek de bir gün gece o bana dileklerini sevgisini hayallerini satırlara yazıyordu bir gün ben resmimizi yollardık birbirimize benim için çok yakışıklıydı Coşkun sabah'ın kasetini yollamıştı bana anılar diye çok güzeldi 2 ay olmuştu ta ki ablam mektupları bulana kadar. bana sormadan hemen anneme gitti söyledi her şeyi birden gece mektup sırası bendeydi annem girdi odaya ben şok balkonda odun vardı ona yapma etme derken o da yağı hiç unutmadım yine ceza en son beni yine köye yolladılar babaannemle o ara oğlan uzaklaşsın diye yolladılar arkadaşı varmış anneannem gitmiş yanına kızı rahat bıraksın diye onun niyeti ciddi demiş arkadaşım ben köyden 2 hafta kaldım geldiğimde geldi gördüm ve çok sevindim onu gördüğüme benden vazgeçmemişti.o kadar mutlu oldum ki kaçmamıştı korkmamıştı tek engelimiz askerliğiydi hep beni gelinlik içinde hayal ederdi tertemiz bir aşkımız vardı yengesini anlatırmış beni ama kısa sürdü bitirdiler yine ailenin yüzünden ailemin bu davranışları yüzünden yüz karısıydım her şeyi dile getiren mutsuz olan Yıldız kanatları kırılmış her duasında sevdiğine kavuşmaktı gözyaşları durmayan bir yıldız artık parlamıyordu ışıltı gitti gözlerinden Bir gün annemle ablam evde yoklardı babam girdi içeriye odaya benim ellerimden tutup banyoya götürdü korkuyordum ne oluyor yapma baba demeye kalmadan babam cani gibiydi yalvarışlarım haykırışım sesli bağırışım evi inletiyordu banyoya ellerimi bağladı hiç sesi çıkmıyordu suyu açtı beni boğmaya çalışıyordu bağırışlarım yukarıya kadar gitmişti ki babaannem duymuş geldi yanıma babamdan beni kurtardığını hatırlıyorum gözyaşlarımla canım babaannem ne diyeceğini bilmiyordu artık yeter diye bağırdığını duydum kaç kere beni o kurtardı gözyaşlarımı silerdi anlatırdı namazda hep dua et ki seni kurtarsın derdi.ben hiç kızımın olmasını istemedim bu zamana kadar olmadı da şimdi çok şükür 3 tane güzeller güzeli yakışıklı oğullarım var babamın sana de bu değildi vukuatleri vardı. neden benden bu kadar nefret ediyordu. kız olduğum için isyanlarım için mi o kadar mı kötüydüm neden hiç sormadım babama neden diye mutluluk neydi ailen neydi hepsi bana bir sınavmış diye öyle duydum ben bu sınava eninde sonunda geçecektim savaşacaktım boyun eğmeyeceğim. bu yaşıma kadar yıkıldım tökezledim düştüm ama kimseye belli etmemeye çalıştım ayağa kalktım babama rağmen bir günde odaya beni kilitledi gaz maskesi almış Ruslar pazarından elinden bir poşet fındık ilacıymış odaya sert de koku yayıldı yine haykırmış yine bağırır yine Çığlık ama babam da tık yoktu yine babam düşmanımdı . kahramanım yakışıklım yerini canavara dönüşmüştü nefretim kat kat artıyordu o kadar yalvarıyordum ki duymuyor görmüyordu o an cam geldi aklıma pencereyi açtım nefes aldım öksürük içindeydim yazarken bile ellerim hala titriyordu ben kimdim babam mıydı o kişi babam odadan çıktı odaya kapattı kendini ben hemen yukarıya yengemlere kaçtım. korktum ağladım anlattım sadece üzgünlerdi. bir zaman sonra annem geldi ve anlattığı şey maskeyi deniyormuş. babamın zulümleri beni görmezden gelmeleri canımı acıtıyordu sevdiğim de uzaklaşmıştı haber alamıyordum askere gidecekti telefon yok arayamıyorduk haberleşemiyorduk unuttu mu derdim beni çok üzgün mutsuzdum beni seven tek erkekti seviliyordum ne güzel şeydi sevmek sevilmek beni kimse böyle sevmemişti masum çıkarsız bir gün yine evde sesler yükselmişti babam evet yine babam esip gürlüyordu baktım annemi dövüyordu ablam önünde herkes ağlıyordu birisi dur demeliydi ama yoktu o gün karar verdim evden kaçmaya kurtulmak istiyordum bu hayattan bilmiyordum dışarıya nasıl bir yerde ama bu kadar kötü olmamalıydı küçüktüm korkuyordum babamdan gideceğim para kazanıp hayallerimi kimseye muhtaç olmadan yaşamak istiyordum ama nasıl zordu kafesteki bir kuş gibi düşünün serbest bırakın nereye uçacağını bilemezsin.gidecek yeri yoktu gece oldu sessizce evden kaçtım herkes uyurken karanlık sessizdi daha bilmiyordum arkamdan kimse gelmezsin diye koştum ama nereye bilmiyordum boş bir ev gördüm eski yıkılmış orada oturdum. sabaha kadar her sokağı gezmişim sanki otururken köpek sesleri beni korkutuyordu bir titrek ürkek vücudum çaresizliğim yüzüme vurmuştu ağlıyordum ne kadar da geriye dönmesem bulamaz bulamazdım o kadar kendimi kaybetmiştim gün ışığıma ya dururken gözlerim ağlamaktan yorulmuş yorgun düşmüş uyumuşum belki de beni arıyorlardı yokluğu fark etmişlerdi ama ne fayda ben yoktum belki de hiç üzülmemişlerdir kurtulmuşlardır bir sesle uyandım çocuklar top oynuyordu kaçtım sanki herkes beni tanıyordu babamı şikayet edecekler diye korkuyordum yürümeye başladım acıkmıştım param yoktu hiçbir şeyim yoktu o an sevdiğimi çok ihtiyacım var ama ne evini bir ne de nerede olduğunu biliyordum biz iki aydır konuşuyorduk sadece sevgi hayallerden mi bahsetmişiz gerçi adres varsa bulabilir miydim ki yapacak bir şeyim yoktu yaşım küçüktü hiçbir şeyim yoktu geri döndü mü babamdan yine dayak ve ceza yiyecektim elden bir şey gelmiyordu bir büyüğümüz yoktu maalesef, yolda giderken polis gördüm yanına yaklaştım acıktım dedim. bana sorular sordu ben sadece acıktım dedim yaşımı sordum 15 dedim evimi sordu bilmiyorum dedim karakola götürdü beni bana yemeğe bir şeyler verdiler büyük bir amca vardı bana yanaştı tatlı dilli kızım canım dedi anlat dedi mecburdum anlatmaya çaresizdim kimsem yoktu sığınacak anlattım babamın zulümlerini yaşadıklarımıza sordu bana babamın ismini anlattım baktım çağırmışlar Babamı korkuyordum korkma dediler biz varken sana hiçbir şey yapamaz dediler sevindim bir an baktım sesler yaklaştı ve babamla cemal amcaydı o kimdensiniz babamların av arkadaşı ailece gelen arkadaşları otururlar konuştular şu zamanda biz çocuklarımızın yanında konuşmazken kavgalarımızı duymasın diye çabalarken babam benim leydi savaşı anlattılar dinlediler ve beni aldılar geldik eve çok korkuyordum annem söylenirken bana seni doğuracağıma taş da olsaydım sözleri bugünkü gibi kulaklarımda benden nefret ettikleri çok belliydi ama olmuyordu varlığım kaybolamıyordu babam bana bağırırken Cemal amca biraz İstanbul'a gezmeye götüreyim dedi abam izin vermedi bakkala dahi gitmeyen ben İstanbul'a gidecekmişim komikti Cemal amca 3 erkek babasıydı en büyüğü 17 18 yaşlarındaydı babamın bir teklif daha sundu dedi ki ben gelin arıyorum bilezik biriktirdik yanımızda duracak şakacıydı severdim kendisini ama yalancı olduğunu bilmiyordum ben evdekilere söyleyeyim çok sevinecekler dedi. oğlum çok hevesli dedi ama bilemezdim hepsinin yalan olduğunu ben tek Kurtuluş olarak hayallerle bir tarafına evet derdi bir tarafından gitme dedi ama babamdan ne kadar kötü olabilirdi ki dedi kurtulurdum dedim istemiyorlardı beni biliyorum. İstanbul'a gidecektim evet dedim gerçi bana soran olmadı ki beş kuruş paraları yokken beni ne hayallere soktular emanet bilezikler emanet gelinlik her şey emanetli babam beni dul kadın gibi verdi hiçbir şey yapmam dedi sadece alın götürün dedi sanki en belalı düşmanıydım. annem çeyizi bayrama ablamınkileri götürürsün dedi 2 dantel iki yorgan çeyiz dediklerine babam evdekilere dedi ki bunu mutfağa temizliğe her yeri alıştırın yemeği yapmayı öğrensin dedi. bulaşığı öğreteyim ki gittiği yerde bize sövmesinler o an bile kendini düşündü kimse üzülmüyor orada herkes mutluydu evden bir yıldız kayacaktı ben yoktum zaten kurtuluyorlardı. bense görmediğim huyunu suyunu bilmediğim babamdan sonra yakın olacağım erkek olacaktı çok sevecektim onu hayallerim çok güzeldi ama buruktu nedense oysa ki zorla eğlendirilecek bir erkek vardı yeni ölü .istemeyerek evleneceğini bilmiyordum. düğün günü yaklaşıyordu oğlan geldi ilk defa görecektim nasıl biri hiç bilmiyordum sesini bile duymadığım bir insandı duygularını merak ederdim hep meğersem çok ileride duydum ki istemezmiş beni .evlatlıktan reddedermiş babası zorla gelmiş sevdiği varmış ama ben ne yapabilirdim bana söyleseydi bir şekilde babam da olsa öldürse de vazgeçerdim kimsenin hayallerini yıkmaya hakkım yoktu. zorla güzellik olmazdı ki neden sustu ki karşılaştık Kara az da olsa eli ayağı sağlamdı çok da tipsiz değildi onu da Allah'ım yaratmıştı hakkım yoktu bir şey demeye o da insandı onu da bir anne doğurmuştu. acaba beni neler bekliyordu bu evlilikten ama daha çocuk yaşta hayallerim vardı ama hayat televizyondaki izlediğimiz hayat gibi olmadığını bilmem lazımdı düğün günü gelmişti ve ben heyecandan artmış elimi ayağımı nereye koyacağımı bilmiyordum. babamdan sonra tanıdığım ikinci erkekti ama bu benim için özel olacaktı hiçbir bilgim yoktu Kara cahil dedikleri bu olsa gerek ti. emanet alınan gelinliği giydirdiler ve kuaföre gittik saçımı yaptılar ha düğün dediğinde şimdiki gibi değil salon falan değil bu farklı elden alınıp eve götüreceğim evin önünde iki oynama 2 öpme selamlaşma derken akşam bilmiyorum ki beni neler bekliyor yönlendiriyorlar ne diyorlarsa onu yapıyordum. başka da bir şey yoktu gelinlik ince bedeni me dar gelmişti. ama kimin umrundaydı ki kına gecem vardı bu akşam saçlarımı yapıldı oturdum evimizin salonuna etrafında bütün gözler bendeydi duygularım çok karışıktı o gece ailem için büyük şerefti beni Telli duvaklı vermeleri bu evden gelinlikle çıkıyorsun kefenin ve gireceksin dedikleri zaman asla dönmeyeceğim diye kendime söz vermiştim ve öyle de oldu o akşam kırmızı duamı başımı örtüler ilahiler türkülerle ağlatmaya çalışırken benim gözümden bir damla bile akmadı yaş. çünkü üzülmüyorlardı gittiğime ki feryat yoktu arkamdan ben de ağlamaya gerek duymuyordum. herkes eve dağıldı yarın düğünümüz vardı heyecandan uyuyamamıştım saçlarım bozulmasın diye yatamıyordum çünkü daha kuaföre götürmek yoktu ne yapacağımı ne edeceğimi bilmiyordum teselli ve akıl veren kimsem yoktu yalnızdım camdan kafamı uzatıp baktım analar canlandı ben de bir tarafım hüzünlüydü bir tarafım heyecanlıydı sevdiğimin bana verdiği kaset gibi anılar şarkısı sanki bunlar olacağını biliyormuş gibi hep hissederdim ki gitmeden bir kare olsun görmek isterdim hatta asker kıyafetiyle görmek isterdim onu. apar topar bir şeyler yedirdiler öğlenleyin almaya geleceklerdi beni. gelin gidecekti artık kornalar çalmaya başladı ve ben de bir heyecan titremeye Sevinç başladı saçlarım bozulmuştu kimsenin gerçekten umrunda değildim ki..... artık gitmek vakti gelmişti çocukluğumun geçen bu evden ayrılıyordum özleyecektim belki ama hep bir umut olacak içimde bunu biliyordum oynadığım evcilik oyunları gibiydi herhalde evlilik gelecek yemek yiyecek yatacağız şakalaşmalarımız olacak cilvelerimiz olacak olması lazım bunlar adece hayallerdi içimde kalan evet herkes kapıya geldi ben hazırdım kardeşim elini aldığı kırmızı kurdeleyi 3 kere belime bağlıyordu ablası gidecekti ağlamaklı gözleri daha küçücüktük kaynaşamadık sevemedik birbirimizi amcamın aldığı hediye sandığın üzerine oturdu harçlık koparmaya çalıştı ve kapıdan çıkış zamanı gelmişti vedalaştık herkesle babana söylediği söz kefenin gelecek unutma annemin söylediği tek kelime akıllı ol sen bense Bir tatlı söz beklerken içimde hem Sevinç hem korku varken verdikleri teselli buydu bana harikaydı. evimizin merdiveninden inerken kafamı kaldırıp bakarken herkes bana bakıyor alkışlıyordu ve o an bütün dünyam yıkıldı neden mi? sevdiğim adam asker kıyafeti içinde uzaktan bana bakıyordu tökezledim birkaç saniye baktım yaşlı gözlerle al diye bağırmak istedi geldi içimden ama o askerdi eli mahkumdu kızgındım ama hasrettim ona ben asla yıllar geçse de ona asla unutamayacaktım acaba o beni unutur muydu. evet nerede kalmıştık merdivenden iniyordum gördüğüm son yüzü oydu o kadar da güzel yakışmıştık ya asker giysisi sarılmak istediğim tek kişiydi düğün aracına binerken gözlerim hala ondaydı elimden gelen şey sadece ağlamaktı başkasının olmuştum koluna girmiştim çok geçti geriye dönmem için kornalar eşliğinde köye erkek evine giderken ne hissedeceğimi bilemiyordum 15 yaşından nikahın bile olmadan sadece babamın zulümünden kurtuluştu benimkisi verdikleri öğüt kefenin gelir akıllı ol ve babaannemin sözü gelme kızım mutlu ol ama nasıl akışına bıraktım ne olacağını bilmiyordum hayallerim farklıydı yüzü gülmeyen konuşmayan utangaç biri olan var da o da benim gibiydi bence düğün evine vardık araçtan indik adetleri yerine getirdik söylenenleri yaptık hiçbir şeyi anlamış da değildim acaba ne düşünüyordu benim hakkımda o da bir Allah kuluydu o da benim gibi mutsuz muydu ki hoş geldin miş gittin derken akşam oldu. akşam oldu korkularım çoğaldı neden mi yalnız kalacaktık tanımadığın huyunu bilmediğim bir insandı 2 rekat namaz kıldık ve dua ettim Allah'ım ne olur utandırma mahcup etme yardım et güç ver mutlu olayım diye ellerimi açıp dua ettik o an elektrikler gitti kapı çaldı gaz lambası getirmişlerdi. ben odada üstümü çıkardım geceliğimi giyindim bir sohbet etmeye başlamıştık tanıştık huylarını her şeyini anlatmaya başladı utanıyordu nasıl davranacağımızı bilmiyorduk ben utanın kaç şekilde her şeyine evet deyip kafamı sallıyordum. bilmiyordum ki yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını neden böyle dedim çünkü babamdan eteri varmış meğersem karşımda özgüveni tavan yapmış kendini beğenmiş bir erkek vardı insan ısınıyordu ilk başlarda çünkü bir şeyler paylaşmıştık dertleşmiştik beni anlayacağını sanarken fark yokmuş meğersem. sabah oldu ve kapıya vuruldu birkaç saat anca uyumuşuz benim dişim ağrıyordu gözler üstümdeydi duvak günü olacakmış bilmiyordum kız tarafı gelip yemek oyun oynayıp gideceklermiş. eşimin amcası dişime baktı ilaç verdi bana çok kızdı meğersem kıskançmış ağzımı neden açıp göstermişim ne kadar komikti acaba sevini mi kızimi kıskanılmak güzeldi ama bu kadar değildi. daha da bu başlangıçta iyi olayım derken her dediğine yapmaya başlamışım meğersem seviyordum eşim olarak belki muhtaçtım ona geriye dönmemek için sonradan öğrendim ki evlatlıktan reddedileceğini. duvak günü oldu o gün yengem oynayalım demişti kolumdan tuttu bilezikler acıkmıştı canımı moralim de diş için kıskançlık için dediği laflardan dolayı moralim sıfırdı. yenge dur demeye kalmadı bana söylediği kelime bir gecede gönlüm büyümüş dedi yengemi severdim o benim için farklıydı o sözü kırdı beni bilmiyordu bir gecede neler yaşadığımı hamileydi o zamanlar duvak da bitti gelinliği çıkardım yerine verildi emanetti kolye alındı o da verildi o da emanetti. benim olmayan her şey verildi ha bilezikler şimdilik duruyordu gözleri hep benim üzerimdeydi eşimin ama çözemiyordum seviyor mu yoksa bana ait bir varlık mı düşünüyordu elinden gelse beni hiç kimseye göstermemekte İstanbul'a gitme vakti gelmişti aile ile vedalaşma vakti çok da üzüleceklerini sanmıyordum zaten görevimi yapmıştım namusları temizlenmişti ama tek bir şey kafamdaydı yengemin gönlünü almak istiyordum yukarıya çıktım kapıda oturuyordu hoş geldin dedi gülmeyerek istemeyerek kalbini kırmıştım farkındaydım benim için değerli olduğunu söyledim anlattım yaşadıklarımı anlayışlı şekilde dinledi ve kızacakladı içimde son sorun kalmamıştı. annemden fazla severdim onları özendiğim imrendiğim insandı.Ünye hayatın burada bitmişti her şeyi arkamda bırakıp yeni yıldız olarak parlayacaktım bitecek de bütün sorunlarım gülecektim artık benden kendime söz vermiştim geriye dönmeyecektim otobüse binerken annemin babamın bakışı hiç hüzünlü değillerdi sevgin bu kadarmış çok mu kötüydüm acaba her gün kendime soruyordum. iyi bir evlat olmayabilirdim ama hataları ile günahlarıyla onlar bizim evlatlarımız demeleri lazımdı. biz bu devirde böyle yapmıyoruz ben asla böyle davranmayacağım çocuğuma derdim. özleyecektim, onları kardeşlerimi ısınmadan zaman geçirmeden evlendirildim. daha bir zaman geçirmeden birbirimizi bile tanıyamıyorduk ki çocuktuk kavgamız olur paylaşırdık ama biz kardeştik ben yalnızdım artık yeni yolumda kimsem yoktu. arada bakardık otobüste birbirimize �ok ciddi idi cicim ayı derler ya biz yaşamadık adam hiçbir şey yapmıyor iyi sevmiyordu ki babasının yanında su istemezdi kaşlarla hareketle anlaşırdık bazen anlamazdım sorardım onun için çok ayıpmış ne saçmaydı. ... evet evlendim ama hayal ettiğim gibi olmadı aile kalabalıktı 4 erkeğin içinde iki kadındık bazen güzeldi bazen de hep kavgaydı kayınpederimin dili maşallahı vardı her şeye karışırdı çaycıydı kendisi herkes akşamları gelirdi yarım saat arayla ayrı ayrı yemek verirdim herkese kaynanam sessiz sakindi ama hep ben şakalaşırdım onunla küsme nedir bilmezdim. evin neşesi bendim eşim beyaz eşya tamircisiydi çok sinirli bir eşim var üstüne de çok kıskançtı bir kere tavizi vermiştim. her şeyim sensin demiştim o da biliyordu benim çaresiz olduğumu ama el mahkumdu ben daha küçüktüm herkese şaka yapardım eşim bana çok kızardı onunla samimi olma bununla konuşma dışarıya çıkma perdeyi açma bildiğin hapisti. karakterlerimiz çok farklıydı o hiç konuşmayı sevmeyen çok ciddi kimseydi ama ben aksine farklıydım benle yaşıt kardeşi vardı onlarla aram çok iyiydi onlar içimde benim aileye katılman iyi gelmişti eşim her şeye tartışma çıkarırdı bir sebep bulurdu sevgisini göstermezdi bir gün pazar günü beni çok kötü dövmüştü ben de anlatmaya çalıştığımda geri laf verme deyip ilk şiddeti görmüştüm ondan. ailesine hep beni şikayet eder sabır ederlerdi maalesef yine ben suçlu olurdum kabul ettiremediğimde çalıştığını dükkana gider orada kalırdı boyalarım pisliklerin içinde cezayı bana mı kendine mi verirdi bilemezdim kadın gibi küserdi herkes gönlünü almaya çalışırdı sanki çok büyük kötülük yapılmış gibi tavırları ağırdı. ben hep mektup yazardım kardeşleriyle yollardım ona yalvarırdım dön diye özür dilerdim benden sormasın diye ama yanlış yaptığımı bilmiyordum düşünmüyordum telefon olmadığı için hep mektup yazardım o da akşama gelirdi öyle alıştırdım onu aslında bütün suçlu bendim üstüne çok düştüm maalesef babamdan sonra ikinci erkek modeli de böyleydi...... bir iki derken kavgalarımız her hafta olurdu hep aynı sorunlar kıskançlık neden güldün neden konuştun neden gittin artık yorulmaya başlamıştım evi temizler 6 kişinin çamaşırlarını yıka ütüle yemeklerini yap sanki ısırdım sessiz kaynanam aslında sessizdi ama sinsiydi içinden uyanıktı saf görünüp öyle yapardı herkes de farklı tanırlardı. gündüz gezerdi onların gelmesini yakın eve dönerdi. o zamanki tek dostum eşimin teyzesiydi çok anlayışlı çok sabırlı çok dinliydi o olmasaydı ben kendimi toparlayamazdım hep yanıma gelirdi sohbet ederdik bana akıl verirdi tatlı dille dinlerdim çünkü hayatta tektim eşimle bile konuşamazken onunla konuşuyordum. birkaç ay sonra babaannem beni ziyarete gelmişti anlatırdım her çektiğimi üzülürdü bana bir akıl biraz da kadersiz derdi çocuk yap belki düzelir derdi bir ümit de onun dediği yanlıştı ama o an mantıklı gelmişti bana. bu kalabalığa nasıl olacaktı bilmiyordum ama tek yoldaşım o olacaktı bana ilaç olacaktı belki ama bilemezdim ki sorunlar devam edeceğini çocukları sevmediğini bile bilmiyordum ağzından çocuk hakkında bir kelime dahi çıkmamıştı hiç. birkaç ay olmuştu hiçbir şeyi de anlaşamıyorduk ama yatakta bile yüzünü bile dönüyordu hep nazla niyazla gönlünü yapıyordum ama nereye kadar işi bitene kadar elden bir şey gelmiyordu sözüm vardı kendime geri dönmeyecektim. evime süsler tertemizi yapardım çocuk halimle midem bulanmaya başladı ne oldu üşüttün mü derken test aldırdım teyzeme. ve hamile olduğumu öğrendim 15 yaşındaydım yüküm ağırdı. bir yandan seviniyordum bir yandan da korkuyordum ama hiç kalbi atan bir can vardı tek yoldaşım benim içimden bir candı ne garipti ana rahmine düştüğünden bile onu hissediyordum. farklı hissediyordum kendimi büyümüş hissediyordum akşam kaynanamına söyledi herkes eve bir kişi daha katılacak diye kimisi mutlu oldu ama tek kişi mutlu olmadı insan sevinmez mi evladı olacağına nasıl bir yürek Duygu taşıyordu hiç anlamış değildim... o gece çok kavga etti benimle? çok üzülüp ağladım söylendim karnıma vurdu kaç kere düşmesini istiyordu ailesi duyuyordu sesleri imkanı yoktu duymamalarına hiç kimse müdahale etmezdi o gece sancılanmıştım kimseye söyleyemezdim her yerim morarmış şekildeydi. arkamda Bir ailem yoktu ki kime dert yanaydım sabahın ilk saatlerinde erken kalkmıştı beni doktora götürüp aldıracaktı çocuğumu asla derdim o benim tek şansım hayatıma renk katandı canımı verirdim doğmadan elimden tuttu ailesi karşı çıkacağını biliyordu gizli götürmeye çalıştı. ben tam kapıdan çıkarken dayak yiyeceğimi bile bile seslendim annesine babasına kurtarın beni diye. kalktılar bir gürültüye herkes uyku modu ile bakıyorlardı bana dedim bebeğimi aldıracak aldırmak istemiyorum diye tuttular kolumuzu yapma etme diye isyanları vardı aldılar içeriye konuşmaya başladılar ben yatak odama geçtim ağlıyordum karnımı tutuyordum sanki anlıyormuş gibi bebeğim acıtıyordu canımı konuşmaları odama kadar geliyordu o kadar aşağılayıcı kelimeler kullanıyorlardı ki bir çıtımı bile çıkarmadım korkuyordum babası kardeşleri herkes ikna etmeye çalışırken o dedi ki ben istemiyorum onu da çocuğunu da yarın bugün vereceğim kadının bir de çocuğuyla uğraşamam dedi biz onun hiçbir şeyi değildik. çok mutsuzdum neden ama ne yaptım ona babası ben bakacağım ona ve bebeğine sen karışma dedi doğru yapayım derken babası aslında yanlışın üzerine yanlış yaparlardı. sanki ben dul geldim üstüne çocukla gelmiş gibi konuşuyorlardı o akşam amcası yengesi geldi onların kaç yıldır çocukları olmuyordu beni duyunca çok duygulandılar bana moral oluyorlardı severdim onları ama eşim amcasından bile kıskanırdı beni. kıskanılmak güzel diyen vardır bunu okuyan ama bu aşırısı beni bu

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

KARANLIK ATEŞ

read
9.5K
bc

MİLYONER BEBEK

read
35.2K
bc

DERİN ACI (+18)

read
22.5K
bc

Kod adı :Buz

read
3.4K
bc

ARAF ~ KAYBOLUŞ

read
1.7K
bc

Ruhun Haritası

read
13.1K
bc

Çıkmaz Sokak 18+

read
6.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook