bc

Mafyanın Bebeği +18 (Sisli Anılar)

book_age18+
392
FOLLOW
2.1K
READ
sex
love after marriage
dominant
badboy
mafia
gangster
bxg
serious
lonely
love at the first sight
like
intro-logo
Blurb

1. kitap: Tatlı Bela - Bulut & Furkan

2. kitap: Sevgili Bela - Aren & Armina

3. kitap: Püsküllü Bela 1 ve 2 - Güzide & Ersin

4. kitap: Platonik - Nehir & Ayaz

5. kitap: Sisli Anılar Burak & Püren

Sırayla okumanız şart değildir. İstediğiniz kitaptan başlayabilirsiniz.

chap-preview
Free preview
Giriş
Karanlıktı. Gökten düşen kar taneleri sokak lambasının ışığıyla buluşurken elmas gibi parlıyordu. Ne bir araba kornası ne de bir çocuk sesi vardı şehirde. Issızlığın ortasında yapayalnız hissettiriyordu hem de karşısında tüm ihtişamıyla göğe kadar uzanan, ışıltılı gökdelenlere rağmen. Düşünüyordu. Günlerdir kara kara ne yapacağını düşünüyordu. Ne yapacağına, hayatına nasıl devam edeceğine bir türlü karar veremiyordu. Mavi gözleri camdaki yansımasına kaydı. Çökmüş göz altlarına, rengi solmuş yanaklarına aynı boş gözlerle baktı. Kıvırcık sarı saçlarını tiksintiyle süzdü. Sonra yavaşça arkasını dönüp banyoya ilerledi. Her bir lüleyi, etinden söküp atmak istediği yara kabuğu gibi hırsla sıyırıp attı ince parmakları. Uzun bukleler yere düşerken hem canı yandı hem de rahatladı. İşi bittiğinde klozetin üstüne oturup ağlamaya başladı. Neden diyemiyordu, nasıl da... Sadece "Aptal," diyordu. Onu da kendini bu hale getiren adama değil, yalnız kaldığında yansımasına fısıldıyordu. Âşık olmuştu. Aptala dönüşmüştü. Üzgündü, kederliydi ama pişman... Pişman değildi. İşte en çok canını yakan da buydu. Bir kez bile onu sevdiğini dile getirmeyen, ona âşık olmayan bir adamı sevmişti. Aşkını vermişti, ruhunu, bedenini... Canını istese onu da verirdi. İstememişti. Bir kez birlikte olduktan sonra ne onu görmek ne de birlikte olmak istememişti adam. Pişman değildi ama o, o pişmandı belli ki... Şimdi uzak bir ülkede, adamdan binlerce kilometre uzaktaydı. Bir daha ne zaman görüşeceklerini bilmiyordu. "Ya istemezse?" diye fısıldadı. Midesi yeniden ayaklanırken yere kayıp klozetin kapağını kaldırdı. Dakikalar sonra banyoya dalan abisine bakıp yutkundu. Ondan saklayamazdı. Artık daha fazla gizleyecek hali de kalmamıştı. "Abi," dedi acıyan boğazının izin verdiği kadar. "Ufaklık?" "Ben," deyip derin bir nefes aldı. Korku ve merakla onun cümlesini bitirmesini bekleyen abisine yalvaran gözlerle baktı. "Hamileyim!" "Ne?" diyen abisi yanına çöktü. Öyle şaşkın görünüyordu ki kızmak aklına gelmemiş gibiydi. Bakışlarının bileklerinde gezindiğini fark edince burukça gülümsedi. "Ben bu bebeği istiyorum, pişman değilim," diye mırıldandı utana sıkıla. Bir hata yapmıştı zamanında. Saçmalamış, çocukluk aklıyla bileklerini kesmişti. Hem de sudan sebepten... Bunu ancak üzerinden bunca zaman geçince anlayabiliyordu. Bir bebeği olacağı için kendine zarar vermek aklından bile geçmemişti. "Konuştunuz mu? Haber verdin mi? Sana kötü bir şey mi dedi?" dediğinde başını salladı. "Haberi yok, haber vermeyi istemiyorum. Beni istemeyen bebeğimi ne yapsın?" "Öldüreceğim," dedi abisi sadece. "Gidip öldüreceğim onu." Yüzündeki ifade, yakında olsa Burak'ın çoktan ölmüş olacağını söylüyordu. "Abi, yanımdasın değil mi?" dedi kız yeniden. "Bu bebeği büyütmeme, iyi bir anne olmama yardımcı olacaksın değil mi?" Tam yanına oturdu abisi. Yorgun görünüyordu. Sağı solu belli olmaz, sinirlenince gözü kimseyi görmezdi ama o gün sakinliğini koruyabilmişti. Kız kardeşini korkutmak, kendinden uzaklaştırmak en son istediği şeydi. "Olan olmuş artık... Üzülme sen! Dünyada milyonlarca kadın bebeğini yalnız büyütüyor, bir babaya ihtiyacınız yok. Çocuğun babama gitmek istiyorum diyene kadar babasını anmak yok." Bu konuşmanın üzerinden beş yıl geçmişti. Kızı dillenmiş, akıcı bir şekilde konuşmaya başlamıştı. Üstelik sadece ana dilini değil, birkaç dili birden... Aşırı zeki bir çocuktu Talin. Tıpkı babası gibi iri, muhteşem kahve gözlere, annesi gibi sarı lüle lüle saçlara sahipti. Ve o hafta ilk defa babasını sormuştu. "Babam beni sevmiyor mu?" "Babam nerede?" demiyordu kızı. Onu neden görmek istemediğini soruyordu. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip onun minik yatağının yanına oturdu. "Öldü mü? Senin baban ve annen gibi o da öldü mü? Sen de ölecek misin? Ben de ölecek miyim? Anne ben ölecek miyim? Babam o yüzden mi gelmiyor?" "Hayır kızım. Ölüm yok. Baban uzakta. O yüzden gelmiyor." "O gelmiyor ama biz gitsek... Uçakla gitsek? Yine mi uzak?" "Babana gitmek mi istiyorsun?" dedi sesi titrerken. Korktuğu o an gelmişti. Şimdiye kadar ne istediyse verdiği kızının bu isteğini de yapacaktı. Hasta yatağından doğrulan kız ışıl ışıl bir gülümsemeyle başını salladı. "Babama gidelim!"

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Kalbimin Derininde

read
11.6K
bc

HÜKÜM

read
165.8K
bc

Leyl Tutkusu

read
424.0K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
8.9K
bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
19.6K
bc

Ufaklık | Texting

read
2.8K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
12.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook