Doğu daha sözcükler dudaklarının arasından dökülürken, Defne’nin gözlerinde oluşan üzüntüyü fark etmişti ama kelimeleri, namludan çıkan kurşun misali geri alınmaksızın, genç kızın kalbine saplanmıştı. Arkasından odasına gitti, fakat kapısının önüne geldiğinde içeriden yükselen hıçkırık sesleri, bütün cesaretini kırdığı için kapıyı çalamadı. Onun gözyaşlarına kendisinin sebep olduğunu bilerek, yumruk yaptığı sağ elini öfkeyle sol avucunun içine vurdu. Kendi canı yandığı için onunda canı yansın istemişti evet. Sırf o yüzden, kırmak için bilerek açmıştı ağzını. Lakin dilinin telaffuz ettiği hiçbir kelimeyi, isteyerek söylememişti. Bir anda başka bir adama dönüşebildiğine inanamıyordu. O gece Doğu da Defne gibi sabaha kadar uyuyamadı. Kalbini saran kasvet saatler ilerledikçe nefes almasını z