Her anımız birbirimize özel olacaktı. Bu beni çok mutlu ediyordu. Aras "Hava soğudu. Artık seni eve bırakayım." dediğinde "Sen nereye gideceksin? Balkondan bakışır mıyız?" diye sordum. Kaşlarını havaya kaldırdı. Söylemesi için baskı kurardım ama tatlı dille işi halletmeliydim. "İşlerim var. Sen doğruca eve gidiyorsun. Zaten ben bırakacağım. Ben eve geldiğimde yazarım sana ve balkona çıkarsın,” dediğinde göz devirdim. “Sen eve geç gelirsen ben uyurum,” dediğimde bana yaklaşmaya başladı. Kalpten gidecektim. Neden yaklaşıyordu ki? "Ha. Ha Hapşu." deyip yüzüne doğru hapşırdım. Aras kaşlarını çattı. Resmen çocuğun yüzüne hapşırdım. Hemen elimle yüzündeki tükürüklerimi sildim. Aras ellerimi yüzümden çekti. Umursamamış mıydı? Ya da iğrenmemiş miydi? "Şey, pardon." dediğimde elinin tersiyle y