1.Bölüm "Bu Evlilik Gerçek Olacak"

770 Words
1 Bölüm “Evlilik Gerçek Olacak” Çiftlik evi gün ışıklarıyla birlikte süslenerek hazırlanmış, büyük salon düğün için kullanılır hale getirilmişti. Eve girip çıkan yardımcıların haddi hesabı yoktu. Elis’i en üst kattaki odaya kapatarak kilitlemişlerdi. Orta yaşlı adam elindeki gelinliği en süt kata çıkartarak kapıyı tıklattı ve anahtarla açtı. Odaya gireceği sırada Elis elindeki vazoyu kafasına geçirdiğinde paramparça olarak etrafa saçıldı. Adam başına aldığı darbeyle yere yığılarak bayılmıştı. Elis adamın üzerinden atlayarak kapıdan kurtuldu. Katın bulunduğu koridora bakındı. Adımları koşarak tüm kattaki boş odaları gezindi. Tüm pencereler kilitliydi. Pamir’in tüm olasılıkları düşünerek tedbir aldığı belliydi. “Lanet olsun.” Dedi ağzının içinde hafifçe söylenerek. Dip köşedeki odaya giderek son şansını deneyecekti. Kapıyı açtığında büyük kapıları olan balkon gözüne takıldı. Koşarak kapıyı sertçe zorladığında açılmayacağını anlamıştı. Sağ taraftaki camı denediğinde açılmadı. Koşarak balkonun solundaki camı denedi. Cam tamamen açıldığında hızlıca dışarı bakındı. Balkonun yönü orman tarafına baktığı için aşağıda kimse görünmüyordu. Yer çok yüksek sayılmazdı. Cesaretini toplayarak atlarsa orman tarafından kaçması için şansı olabilirdi. Bu elindeki tek şanstı. Derin bir soluk alarak camın kenarına çıktı ve aşağı çimene atladığında ayaklarının üzerine düşerek yuvarlandı. Acılar içinde yerde kıvranırken etrafta kimsenin olup olmadığını gözleriyle süzüyordu. Hareketlilik yoktu. Zorlukla ayağa kalktığında sekerek aşağı ormana doğru koşmaya başladı. Çiftlik evi yamacın biraz yukarısındaydı. Aşağı doğru ilerledikçe duvarı gördü. Hızlıca kenarlarına tırmanarak aşağı baktığında çiftliği koruyan beş tane takım elbiseli korumaları gördü. Hızlıca tırmandığı duvardan atlayarak görünmemeye çalıştı. Duvar dibine çökerek soluk alışverişlerini düzenlemeye çalıştı. Aynı zamanda etrafı kolaçan ediyor, kaçabileceği bir nokta arıyordu. Tüm taş duvarı takip ederek korumaların olmadığı kaçacağı bir nokta bulmaya çalıştı lakin yoktu. Çiftlik evinin bahçesinde kapana kısılmıştı. İleride gözüne takılan ahırla birlikte süratli biçimde koşarak içeri girdi. Etrafta atlar ve birkaç hayvandan başka bir şey yoktu. Tüm ahırlara tek tek bakındı. Saman yığının bulunduğu bölüme gözleri takıldığında hızla tüm samanları yararak içine girdi ve üzerini kapattı. Kendisini bulmamalarını sağlasa yeterdi. Tüm her yeri arayıp kendisini bulamadıklarında çiftliğin dışına yöneleceklerdi, böylelikle koruma yığını etraftan uzaklaşırdı. O da saklandığı yerden çıkarak rahatlıkla kaçabilirdi. Kısa süre içinde korumaların ayak sesleri, konuşmaları etrafta yankılanmaya başlamıştı. Elis’in kaçtığını fark etmişler tüm çiftlik evinde ve etrafta onu arıyorlardı. Bağrışmalar havada yankılanıyordu. “On dakika içinde patron gelecek. Eğer kızı bulamazsak ümüğümüzü sıkar.” Dedi kısa boylu koruma bağırarak. Uzun süre koşuşturma sesleri etrafta yankılandı. Niketim on dakika sonra etraftan çıt çıkmamıştı. Pamir çiftlik evine giriş yapmıştı. Olanları baş korumadan öğrendiğinde öfkeden yüzü kıpkırmızı kesildi. Elini havaya kaldırarak on el ateş havaya sıktı. “Kızı bulmanız için size yarım saat.” dedi kükreyerek. “Buldunuz buldunuz… Eğer bulamazsanız… Geçen her on dakikada sizden biri ölür.” Dediğinde bir el daha havaya ateş etmesiyle Elis saklandığı samanlığın içinde tir tir titremeye başladı. Korkudan iliklerine kadar titriyordu. Geçen yirmi dakikanın sonunda at çiftliğinin etrafındaki sesler oldukça uzaklaşmıştı. Muhtemelen kızı bulmak için dışarı yönelmişlerdi. “Burada kimse yok. Dışarı yönelelim.” Dedi kalın sesli bir adam. Ayak sesi ahırdan çıkarak tamamen uzaklaştığında Elis samanlıkların arasından hızla çıktı. Üzerine yapışanları eliyle süpürerek temizledi ve gizlice ahırın penceresinden dışarıyı süzdü. Kimse yoktu. Adımlarını hızlıca ahırın dışına taşıdığında bir elin kendisini sertçe çekmesiyle tüm bedeni sarsıldı. Kolundan tutularak ahırın taş duvarına yapıştırılmıştı. Pamir’in dudaklarına sertçe yapışarak öpmesiyle şoka uğramıştı. Fırsattan istifade ederek ellerini bileklerinden etkisiz hale getirilmişti. Bedeniyle onu itmeye çalıştığında aralarında sadece milim mesafe açıldı. Dudaklarından ayrılmıştı. Bedeninin tüm ağırlığı üzerindeydi. “Akıllı seni.” Dedi Pamir dişlerinin arasında öfkeyle konuşarak kahkaha patlattığında. “Benden yarım saat çalmanın hesabını ödeyeceksin. Her yanlışında bir ceza alırsın.” Dedi derin bir nefes aldı. “Bu yüzden evlilik gerçek olacak.” “Olmayacak.” Dedi kendisinden on santim uzun olan adama gözlerini yukarı dikerek diklenirken. “Beni öperek ceza vermiş oldun.” Diye ekledi. Pamir Elis’in kolundan tutarak sertçe çiftlik evine doğru sürükledi. Elis bedenini onun elinden kurtarmak için debelense de milim işe yaramıyordu. Sanki karşısında güç gösterilemez bir kaya var gibiydi. “Ahıra bakan kimdi?” dedi Pamir dişlerinin arasında kükreyerek. Tüm korumalar sıra halinde Pamir’in önüne dizilmişlerdi. Hiçbirinin çıtı çıkmamıştı. “Bunun cezasının ne olduğunu iyi biliyorsunuz.” Dediğinde dişlerini sıkmaktan çenesi gerilerek kaskatı kesilmişti. “Hanginiz?” dedi bir kez daha kükreyerek. “Yoksa hepinizi öldürürüm lan!” dediğinde tüm korumalar gözlerini yummuştu. Elis’in yüzü öne düştü. Korkudan gözlerini sımsıkı kapatmıştı. En baştaki koruma bir adım ileri çıkarak kendini izah etmek istediği sırada Pamir belindeki silahı çıkartarak silahın korumasını açtı ve adama doğru bir el ateş etti. Elis’in çığlık sesi gökyüzünü delip geçtiğinde ona döndü. Kolundan tuttu ve bağırarak kükredi. “Sen beni hayatındaki zibidilerden biri mi sanıyorsun? Burada herkesi indiririm, gözümü bile kırpmam. Yaptığın hataların bedelini sana göz kulak olamayan insanlar canıyla ödeyecek.” Bacakları zangır zangır titriyordu, zihni korkudan kapanmıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD