Kaşlarım çatıldı, kafamı çevirerek etrafı tekrar kolaçan ettim ancak kuş uçmuyordu. Ürperdim, tüylerimin dikeldiğini hissettim. Aklımı kurcalayan bir şey vardı. Ben yalnızdım. Tedirgince etrafı izlemeye başladığım sıralarda bir silah sesi duydum. Gözlerim irice açıldı. Silah sesini takip eden bir bağırtı koptu. Bu sesin sahibini tanıyordum. Sedat abiydi. Ardından telefonum tekrar çaldı, yine Zehirdi bu sefer açtım. Ancak açmamdan saniyeler sonra mezarlığın etrafında karartılar oluştu. Ve bu karartıların ellerinde oldukça aşina olduğum bir şey vardı. Silah. Bir ölüm makinesi. Korkarsın, belli etmek istemezsin. Belki de şoka girersin... bütün ifadesizliğin bunların esiridir. Tıpkı benim şuan olduğum durum gibi. Korkarsın, belli etmek istemezsin. Belki de şoka girers