Mike, mesajı göz ucuyla görse de ne yazdığını anlayabiliyordu. Olsen adlı ekip çalışanı az önce öğrendikleri olayla ilgili bir şeyler bildiğini veya fark ettiğini söylüyordu. “Vicky, onu ara.” Mike’ın söylediği tek şey buydu. Adam da Olsen’ın diyeceklerini duymak istiyordu. Vicky telefonu açarken “Sesi hoparlöre ver.” demeyi ihmal etmedi. Bundan çekinen Vicky yine de onu onayladı ve sesi hoparlöre verdi. Ne duymayı beklediğini bilmiyordu ama yine de Olsen’ın telefonda bir pot kırmayacak veya özel hayatlarını konuşmayacak kadar zeki olmasını umuyordu. “Sonunda.” diyen genç adamın sesi sitem yüklü çıktı. Başka bir şey demeden önce sadece “İyi misin?” diye sordu. Giriş cümlesine başka bir şekilde başlamadığı için Olsen’a teşekkür bile edebilirdi. Sakin bir şekilde onu cevaplamaya çalıştı.