21 Nerde bu kız?

1768 Words
Bütün gece ev doldu taştı. Sevenlerimiz, mahalleli hepsi tek tek geldi gitti. Evimizde uzun zaman sonra bir şenlik havası vardı. Annem ve babamın sevincine, benimle duydukları gurura diyecek yoktu. Yaramaz oğulları vatan görevini alnının akıyla yerine getirip geri dönmüştü kolay mı? El ayak çekildikten sonra annem yanıma geldi ve durup durup bana sarılıp, yüzümü bir bebeğin yüzünü okşar gibi okşadı, yanaklarımdan, alnımdan öptü durdu beni. Anamıda babamıda çok özlemiştim ama onlar, özellikle annem benim onları özlediğimden daha çok özlemişti beni. Gözünün önünden ayrılayım istemiyordu. Gecenin geç vaktine kadar onunla balkonda oturup sigara içtik. Ben gideli sigarayı iyice arttırmıştı. Sağolsun Mesut abi, anamlardan elini hiç eksik etmemiş. Babam bu durumdan biraz rahatsız olmuş ve hatta anneme, “alma onlardan gelen parayı Vildan.. biz kendi yağımızda kavruluyoruz, hem nerde nasıl kazanılıyor o para bilgimiz tam değil.. haram para kursağımızdan geçmesin,” demiş. Annemde söz dinlemiş, gelen parayı geri gönderince Mesut abi kendi çıkıp gelmiş bizim eve. Babama, “anladım ben seni abi.. o para benim dededen yadigâr zeytinliklerden gelen para, seni tanırım bilirim ve Nejat sadece senin değil bizimde evladımız, kardeşimiz.. onun ailesi bizimde ailemiz, üzme beni, al şunu!” demiş ve zarfı zorla eline sıkıştırmış. Babam gururlu adamdır, kimseden bir şey istemez varsa elindekini paylaşır. Anneme, “zoruma gidiyor hanım, ben alışık değilim öyle havadan gelen paraya,” demiş. Annem ne yapsın, “tamam sen üzülme.. evlat gelince ben bir şeyler yapar gönderirim onunla, Mesut kardeşin evlenme çağında çocukları var, bizde görevimizi öyle yaparız, sen canını sıkma,” demiş. Uzun uzun bunları anlattı bana ve sonunda lafı Füsun’a getirdi. Annem babama da söylemiş Füsun’u ve babam buna biraz bozulmuş. “bizim kitabımızda mahallenin kızına yan gözle bakmak var mı hanım, niye baştan söylemedin bana konuşurdum bizim deliyle vazgeçirirdim.. ne olacak şimdi, ben nasıl bakacağım Murtaza beyin yüzüne?” demiş. Annemde kızmış ona. “bey bey, kendine gel.. ben sizin sokağın nesiydim acaba, sende beni sevmedin mi sanki? birde oğlana laf ediyorsun?” diye çakmış azarı. Babamda, “sapla samanı karıştırma, bizde öyle olmadı biz görücü usulü evlendik, ben sonradan seni sevdim hemde çok sevdim,” demiş ama annem durur mu hiç? döşemiş hemen yine ince ince lafları. “usulü musulü bırak, sonuçta sokağın çocuklarıydık ve evlendik mi evlendik.. sen buna bakacaksın! benim kuzumunda arkasında duracaksın! gönül bu ne padişah dinler ne de ferman!” Anamada bak hele. Panter kesilmiş babamın karşısında. Onu dinlerken yüreğim sıkışır gibi olda başta ama sonra babamın güldüğünü, “bizim oğlanda işi biliyor, kızımda güzel şimdi Allah için.. ne diyeyim hanım, olan olmuş madem sevmişler, eh bizede taşın altına elimizi sokmak düşer. Haklarında hayırlısı olsun, biraz geçsin isteriz kızı,” dediğini öğrenince Allaaah, yerimde duramaz oldum. Deli gibi anneme sarılıp, o çok özlediğim, sevdiğim yüzünün her noktasını öpücüklere boğdum. Kalbimde sevinç kuşları ötüşüyordu. Öyle mutluydum. Bu haberi yarın mutlaka benimkine vermeliyim kim bilir nasıl sevinecektir? Ah Allahım hemen yarın olsun ne olur? ~ ~ ~ ~ Mutluluktan havaya uçtuğum bugünün gecesi, zehir oldu bana zehir.. saatlerdir ağlıyorum. Ben bunu Nejat’a nasıl söylerim, anlatırım? Sağ parmağıma zorla taktırılan altın alyansı odama girer girmez çıkarıp fırlattım. Takmam ben onu, gitmem evlenmem ben o İhsan domuzuyla. Bir anda neye uğradığımı şaşırdım amcamlarda. Beni alınan satılan mal misali bir anda İhsan’a verdiler.. neymiş, benim beşik kertmemmiş, ondan iyisini mi bulacakmışım? işi gücü varmış, hem evlendikten sonra çalışmamada izin verecekmiş, Allah’tan belamı mı istiyormuşum ben? Eve geldiğimizde babamın ellerine yapıştım, orda çıkaramadığım sesimle nefessiz kalıp bayılana kadar yalvardım. “yapma baba kıyma bana.. o benim abim, ben nasıl onunla evlenirim!.. yapma, etme ne olur babacığım,” diye yalvardım ama Nuh dedi, pegamber demedi. “bende ele verilecek kız yok, hem fena mı salak kızım, amcanların durumu bizden çok daha iyi, yaptıkları inşaatlarla parayı hamuduyla götürüyorlar.. amcana yat, kalk dua et.. bu evliliğe karşı çıkmadı, İhsan seni yıllardır seviyor, anlamadım mı ben sanki! ayağını denk al ve sakın bir delilik yapayım deme, başkasına meyledeyim deme, yaşatmam seni!” diye de tehtid etti hiç acımadan beni.. Dondum kaldım o anda. Nefes almak neydi ki? Soluk neydi? Koskoca dünyanın altında ezilen bir zerreydim sanki? kalbim atmaz oldu sanki.. istesemde nefes alamaz oldum. Başımın akasından bir sancı bütün kafama yayıldı. Kulaklarım deli gibi uğuldarken, yüreğimde bir sancı peydah oldu. Sıkıştırıyordu kalbimi o acının sebebi sancı. Gözlerim karardı bir anda.. duramadım ayakta.. bacaklarım taşımaz oldu titreyen bedenimi.. yığıldım kaldım yerde. Anneme, “numara yapıyor, kaldır götür şunu yatağına,” dediğini duyuyordum ama tepki veremiyordum. Kalbim ona, “sen ne zaman bu kadar zalim oldun baba?” diyordu. Annem sürekli yanaklarıma vuruyordu ve bir yandanda ağlıyordu. “annem kurban olayım korkutma beni, bende istemiyorum, çok direndim ama dinlemiyor beni kızıım, kalk annem kendine gel evladım,” diye ağlayarak yalvarıyordu bana ama istesemde konuşamıyordum ki. Bilincim yerindeyken, orda salonun ortasında ölü gibi yatmak ne feciydi ama keşke gerçekten ölseydim, babam zaten diri diri mezara sokacak beni! Güç bela annemden destek alarak yerimden kalktım ama sanki yaşamıyordum, kalbim durmuştu, atmıyordu sanki. Kocaman, kapkaranlık bir boşluktaydım sanki ve çok yalnızdım, çaresizdim. Bu duygu benliğime, ruhuma, aklıma yapıştı kaldı sanki. Korkuyorum, çok korkuyorum. Nejat’ım, benim can parem, aşkım bunu duyduğunda ne yapar ya? nasıl söyleyeceğim ben bunu ona? Ahh Allahım, ne olur beni yalnız, çaresiz bırakma! ~ ~ ~ ~ İki gündür onu göremedim. Necla’ya az önce “git şunu gör ya, niye hiç sokağa çıkmadı, sana gelmedi öğren,” dedim ve şimdi haber bekliyorum. Annemde pazara gitti, gelmek bilmedi. Akşam pazarı biraz daha ucuz oluyor diye saat altıdan sonra gidiyor. “Bende geleyim, aldıklarını taşırım,” dedimsede istemedi, “sen bak keyfine, çok bir şey almayacağım zaten.. evde yeşillik bitmiş,” dedi ve itiraz etmeme fırsat tanımadan çıktı gitti. Neden beni yanında götürmedi az çok anlıyorum, yine elinde kısıtlı para var.. bütün pazarı gezecek, en ucuzu ve alınacak olanını alıp gelecek, biliyorum. Hem bunu görmemi hemde yorulmamı istemedi. Ah anacım ya! Şöyle güzel bir iş bulsamda sende vakitlice çıkabilsen pazarına.. hep böyle hesap kitap yapmadan, kıtı kıtına yetiştirmeden gönlünce yapabilsen pazar alışverişini ne güzel olurdu. Bu kızda gitti gelmedi hâlâ. Balkonda her zamanki yerimde oturdum, çaktırmadan Füsun’un evini kesiyorum. Hah! çok şükür göründü bizim sümbül. Bizim taşlığa doğru girdiğini görünce ayağa kalkıp odaya geçtim. O zile basamadan açtım kapıyı, tuttum bunu kolundan çektim içeri. “gördün mü onu, ne konuştunuz?” diye tüm heyecanımla sordum. Yüzünde garip bir ifade vardı. “valla Nejat, annesi açtı kapıyı.. biraz yalandan onunla ayak üstü lafladım, sonra sordum seninkini, aynı anda da bekledim hani sesimi duyarda gelir diye, anası Füsun, biraz üşüttü, yatıyor kızım dedi ama kadında keyifsizdi. Görebilir miyim dedim, yok kızım babası evde dedi, anlamadım ki daha öncede babası varken girmiştim evlerine, şimdi niye öyle dedi vallahi anlamadım. Yani senin anlayacağın ne görebildim, ne konuşabildim civanım,” dedi ve beni kahreden sorularla başbaşa bıraktı. Aynı anda içime bir kurt düştü. Acaba bir şeylerden mi şüphelendiler benimle ilgili? Zaten sıkılan canım burnumdaydı artık. “tamam Necla, çok sağol. İnşallah çok hasta değildir basit bir soğuk algınlığı olsun,” desemde kalbim ve aklım bu haberin doğru olduğunu inkâr ediyordu. Ben böyle hissedince hiçbir şartta yanılmam. Bu işte başka bir şey vardı ama ne? Duramadım evde. İyice bunaldım ve soluğu sokakta aldım. Murat'ın eve doğru sokağın aşağısına doğru yürümeye başladım. Aklımda deli düşünceler cirit atıyordu. Kesin bir şeyden huylanmışlardı. Belki de babası ona vurmuştu.. yapar mıydı ki böyle bir şey? Onun saçının teline zarar gelsin dayanamam ki ben. Ah Allahım neler oluyor ya? bir bilsem nasıl rahatlayacağım!.. Derin ve işkence gibi düşünceşelerin kucağında, Murat'ın eve kadar geldiğimi onun arkamdan gelen sesini duyduğumda farkettim. "yaren nereye böyle acelen varmış gibi?" Dönüp baktığımda onun evini beş on adım geçtiğimi gördüm. Geri dönerken, Atmacamda bana doğru hızlanan adımlarla gelmeye başladı. "nedir bu halin aga, yüzünden düşen bin parça!" diyince derin bir iç çektim. Koluma girdi, evlerine doğru yürümeye başladık. "gel arka bahçeye geçelim, bizimkiler pazara gittiler... rahat rahat konuşuruz," dedi ve bende ses çıkarmadım. Evine girdiğimde içerlerde duramayacak kadar kalbimi kasvet bastığını fark ettim. Yüreğime koca dünya tüm karanlığıyla, ağırlığıyla oturmuştu sanki. Mutfaktan bahçeye açılan kapıya çıktık ve ordaki terliklerden geçirdik ayaklarımıza. "çay demleyeyim hemen, sen geç otur yak bir sigara," dediğinde atladım hemden. "yok yaren ya ne çayı, gel oturalım," dedim, dedim ama yok, kabıma sığamıyorum. Oturamadım ki. Yaktığım sigarayı içmedim, resmen yedim. İkinciyi yaktığımda benim gibi ayakta dikilen Atmacam, "ya Allah aşkına söylesene artık ne oldu oğlum şiştim ya!" diyince, tüm endişemle yüzüne baktım. "aga galiba bizi öğrendiler, kızı sokağa salmıyorlar!" dedim bir avazda. Murat, kaşları çatılırken, "e Necla ilede mi görüşmemiş, onada mı yasak var?" diyince aydım birden. Tabii ya, artık emindim. Kesin durumu öğrendiler, boşuna değil Necla ne evlerine girebildi, ne aşkım çıkıp kapıya gidebildi.. Necla bizim arkadaşımız, oda amborgo yedi bizim sayemizde. Anlaşıldı, bu işin sonu boka saracak. Ben nasıl dayanırım ya onunla aynı yerdeyken onu görememeye? on sekiz ay nasıl geçti bir ben Allah'ım biliyor.. niye bazen böyle acımasız oluyor bu büyükler? "annemde babama söylemiş, bozulmuş önce bizimki ama sonra hayırlısı olsun, biraz geçsin gider isteriz demiş. Aga bizim acil iş bulmamız lazım, adam gibi bir iş bulmalıyım.. ama o sabıka kaydı çok iyi biliyorum ki yine önümü kesecek! offf Allah'ım ya offf!" Deli gibi volta atmaya başladım sekiz on adımlık bahçenin taşlığında. Alışkınız biz bu voltalara.. mapusun bazen karla kaplı bahçesinde, o uzun, upuzun tepeside dikenli tellerle çevrili soğuk yüzlü beton duvarları üstüme üstüme gelirken durmadan volta atmaya alışkındım. Şimdi de büyüklerin önüme çektiği görülmez duvarların içinde hapis kalmıştım, payıma yine volta atmak yine ayrılık düştü. "aga eğer anamlar onu istediklerinde bana vermezlerse, bilmiş ol, önce sen öğrenmiş ol duramam ben buralarda basar giderim.. onlarla kavga etmemde, ettirmemde.. kaçarız olmadı aga ha, kaçar hemen evleniriz.. hemen değil mi? reşit sonuçta, öldürmezler ya Füsun'u? zarar veremezler benimleyken ona!" dediğimde bir anda nefessiz kalmış gibi hissetmeye başladım. O benim nefesimdi, aldığım soluğumdu.. onu benden alırlarsa ölürdüm artık. "ben gidiyorum!" dedim aniden. "tamam, nereye gidiyorsan bende geliyorum, bırakmam seni böyle.. hemen kötü düşünme, kız belki gerçekten hastadır yarenim," dediğinde, artık gerçekten aşkımın hasta olmasını isteyecek hale gelmiştim. Atmaca ile birlikte yeniden sokağı adımlamaya başladık. Eve geldiğimizde annemin terliklerinin yanında başka terliklerin olduğunuda görünce eve girmekten vazgeçtim ama aynı anda fena halde sıkıştığım için içeride girmek zorundaydım. Anahtarımla kapıyı açtım ve içerden gelen ağlayan kadın sesini duyunca hemen tanıdım. Annemle hem dertleşiyor, hemde ağlıyordu. Aşkımın annesiydi ve son söylediği şeyle, kafamdan aşağıya kaynar sular döküldü. "kız istemiyor Vildan hanımcım ama benim adama laf anlatamıyorum ki! kaşla göz arasında iki dakikada beşik kertmen diye amca oğluna sözledi, gık diyemedik. İki gündür kız eridi bitti, yetmedi birde yirmi yaşında sırf evlenmek istemiyor diye dayak yedi. Ben ne yapayım, nerelere gideyim Vildan hanımcım, şişti boğazlarım.. bu kız canıma kıyarım anne dedi ya aklım çıkıyor, ben ne halt edeyim? Allahım yardım etsin bize!" * ~ ~ ~ *

Read on the App

Download by scanning the QR code to get countless free stories and daily updated books

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD