Aynı gündü. Geceye evriliyor, hanım ağanın hükmü dört bir yana duyurulurken diller şimdilik sessizliğe bürünüyordu. Fazlasını söyleyip başlarından, dillerinden olmaktan korkanların sayısı epey fazlayken haberi alan akrabalardan biri de Babür bey konağının artık kendi adıyla anılması emrini veren Mirza'ydı. Oturduğu büyük varaklı koltukta uzun, yapılı bedeni heybetlice belli oluyor, oynadığı uzamış bıyıkları dudaklarından içeri doluyordu. Sakalındaki tek bir telin bile düşüncelerini duyduğunu bilse, koparıp atacak adamdı. O yüzden sesli sesli değil de, içinde fırtınalar kopararak düşünüyordu. Yaklaşıyordu değil mi? Hanım ağanın sonsuz güvenine, karşılık alabileceği sevgisine layık olmaya yaklaşıyordu. Hissediyordu, çok yakındı. Aşırı güvenin oldukça yavaş, ve bir o kadar da sins