4 Temmuz 2017 Mert, yanına geldiğinde epeyce gergindi, yüzümü sabit tutmaya çalışıyordu, onunla konuşmalıydı. Ama böylesine ürkütücü görünürken heyecanlanmış ve biraz ürkmüştü, sesinin çıkacağından şüpheliydi. “Gümüş, acele et.” deyip bileğine yapıştığında şaşkınlıkla sendeledi. “Ne?” diyebildi. Çoktan yürümeye başlamış, onu da neredeyse sürüklercesine peşine takmıştı. “Murat, geldi. Yalnız da değil.” Sözcüklerini algıladığında, nedenini anlamasa da ona ayak uydurup ilerlerken düşündü, doğum günüydü. “Gelsin, artık beni götüremez.” Evin arkasında duran araca ilerlediklerini fark etmişti. Genç kızı araca binmesi için beni teşvik ederken, “Elimizde hala raporun yok. Sen hastaneye gitmeden de olamaz. Onlar burada oylanırken şu işi halletmemiz gerekiyor. Zaten hepsi hazır, sadece Sava