Üzerinde sanki dağlar vardı da kımıldayamıyordu. Nefes aldıkça ciğerlerinin acıdığını hissediyordu. Boğazı da acımıştı. Bedeninde ise kamyon çarpmasına benzer bir ağrı vardı. Gözlerini aralamak istedi. Kirpikleri birbirine girmiş resmen saç telleri gibi dolanmış hissi veriyordu. İrisleri az da olsa aralanan göz kapaklarından ötürü ışığa maruz kalırken başına daha şiddetli bir ağrı saplandı.
Ağzından kaçan bir inleme kaldığı yere dağılırken genzine dolan koku rahatlatıcıydı. Kendi odasında olduğu o koku sayesinde anladı. Usulca biraz daha irislerini araladığında yatağında yatıyordu. Başını oynatmak istediğinde boyun ağrısı kendini belli etti. Odanın içine bakmaya çalıştığında Alkan’ı camın önünde tekli koltukta otururken gördü. Üzerinde beyaz bir tişört altında ise koyu gri tonlarda bir
