Hayatımın en zor dönemleriydi belki de...
Yerime oturduk dan sonra sakince konuşulanları dinliyordum. Aslında dinliyormuş gibi yapıyordum. Böyle bir tepki alacağımı beklemiyordum.
Hâlâ bana dedikleri aklımdaydı zaten bundan sonra unutmam da çok güçtü.
Merve bana döndü ve "Sen ne dersin?" dedi. Ne dediğini anlamamıştım ama "Benim için fark etmez" dedim.
Gerçektende öyleydi artık birşeylere hevesim kalmamıştı. Burak " O zaman anlaştık hafta sonu bu işi hallediyoruz" dedi. Herkes onu desteklerken ben sessiz kalmakla yetinmiştim.
Ortama yabancı gibi hissediyordum dışlanmış...
Moralim çok bozuktu ama vazgeçmeyecektim. Emre benim herşeyimdi. Ben düşüncelerim ile boğuşurken Kaan bana seslendi.
Kafamı kaldırdım ve ona baktım. "Hadi gel seninle biraz turlayalım" dedi. Bu boğucu havadan biraz uzaklaşmak iyi gelebilirdi aslında. Başımı olur anlamında salladım ve yerimden kalktım.
Biraz uzaklaştık dan sonra "Seni biraz moralsiz
gördüm. Hayırdır bir sorun mu var?" dedi. "Sanki durumları bilmiyorsun. Burak ve Emir net anlatmıştır." dedim. "Evet durumdan haberim var ama moralini yüksek tutman gerekmez mi?" dedi.
"Nasıl olucakmış o bana bugün dediklerini unuttun mu?" dedim. "Unutmadım ama ona da hak vermek vermek gerek. Yaşadıkları yaşadıklarınız kolay şeyler değil. Bak eğer istersen teklifimi bir daha düşün. Biraz kafa dağıtmak iyi gelebilir bir kaç gün sonra geri dönücem sende benle gelirsin 1 hafta kalır geri dönersin." dedi
Biraz bekledikten sonra "Sen bunu biraz düşün hemen bir karar verme seni bekliyo olacağım"
Söylediklerinden sonra yine sessizliğe gömülmüştüm. Düşünüyordum bu aralar çok düşünüyordum...
Düşünürken baya yol almıştık galiba çünkü Burak geri dönelim mi diye bir öneri de bulunmuştu.
Yol boyunca ne o konuştu ne de ben sessizlik sanki ikimiz içinde en iyi olandı.
Kafamın içinde ki düşünceler beni yiyip bitiriyordu. Sanki bir çıkmazın içindeydim. Evet belki yolun sonu değildi ama kesinlikle bir çıkmazdı ama zorda olsa bu çıkmazdan çıkacaktım.
Gülüşme sesleri ile düşüncelerimden ayrıldım ve ortama baktım.
Herkes ve herşey sanki çok iyi ve çok güzeldi. Bir ben mi kötüydüm yani bütün herşey benim başıma mı gelmişti. Herkesin morali çok iyiydi kahkahalar hava da uçuyordu. Bu benim moralimi daha da bozdu ve ortamdan gitmek istedim. Doğuk günüydü onun bugün mutlu olması hakkıydı ama bende keşke mutlu olabilseydim. Bu kadar şeyi hazırlayan bendim en azından ufak bir teşekkür de olsa kabulümdü.
Düşüncelerim arasında bir ses duydum onun sesi...
"Zeynep, yalnız konuşabilir miyiz lütfen?"
İlk önce idrak edememiştim. Sonradan aklım başıma geldi. Olur anlamında başımı salladım ve oturduğum yerden kalktım. Biraz uzaklaştıkdan sonra konuşmaya başladı.
"Lafa nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama ben özür dilerim böyle bir tepki vermemeliydim."
"Önemli değil"
"Hayır önemli yani okadar uğraşmışsın ve ben bunu göz ardı ettim yapmamalıydım. Zaten zor bir durumun içerisindeyiz ve ben durumu daha da zorlaştırıyorum."
"Seni de anlıyorum zor şeyler yaşıyorsun hepimiz yaşıyoruz ama bazı şeyleri gözden geçir. İnandıklarından vazgeç demiyorum ama en azından herkese birer şans verebilirsin"
"Haklısın kesinlikle bu durumu düşünücem."
"Güzel artık geri dönelim mi fazla uzaklaşmak istemiyorum"
"Tabi sen nasıl istersen." dedi.
O'da düşünceli idi bende...
İkimiz için de zor bir durumdu. bu durumdan nasıl çıkacağımızda muammaydı.
Geri döndüğümüzde yerlerimize oturduk. Herkes bize bakıyordu. Ne var anlamında başımı salladım. Merve "Hiiiiçç" dedi. Burak "Buraya boşuna mı geldik. Bu tatsızlık son bulduğuna göre doğum gününe başlayalım" dedi.
Herkes o'na katıldığında hepimiz ayağa kalktık. Ben yinede onlara göre daha uzakda duruyordum. Ne olur ne olmaz yeni yaralar almak istemiyordum. Elbette hep uzak durmayacakdım sadece bugün daha fazla yara almak istemiyordum.
"Ee sen niye uzak duruyorsun gelsene hem bak herşey mükemmel duruyo" dedi Asya.
Göz göze geldik Emre'yle sanki yanıma gel der gibi bakıyordu öyle içten ve samimi. Yaptıklarımdan pişmanım ve bize bir şans vermek istiyorum gibi. Herşekilde kabulümdü. İster arkadaş olarak kalalım isterse başka şekilde benim için o ne derse o olurdu. Çok seviyorum bir bakışıyla yıkıyorsa bir bakışıylada ayağa kaldırıyordu. Gözleri bana çok şeyi anlatıyordu. O'da bu durumdan kurtulmak istiyordu. Fark ediyordum ve ben her durumda yanındaydım. Vazgeçmeyecektim o benimdi ve öyle kalacaktı.
Onun istediği gibi oldu Emre'nin yanında yerimi aldım. Hafiften sırıttı hoşuna gitmişti onu dinlemem. Benimde hoşuma gitmediğini söyleyemem.
Pastanın mumunu yaktılar ve hep bir ağızdan "İYİ Kİ DOĞDUN EMREEE İYİ Kİ DOĞDUN EMREE İYİ Kİ DOĞDUN İYİ Kİ DOĞDUN MUTLU YILAR SANAA" Hepimiz Emre'ye bakıyorduk. Ne dileyecekti acaba meraklı yanım her zaman ağır basıyordu. Heyecanla mumu üflemesini bekliyordum. Ortama baktı ilk sonra yanındaki bana baktı ve mumu üfledi.
Nefes almayı unutmuştum. Dengemi altı üst etmeyi her zaman başarıyordu. Gözlerinde takılı kalmıştım çok şeyi anlatıyordu bana o güzelim gözler. Umut vaat ediyordu.
Herkes Emre'yi tebrik ederken ben hâlâ ona bakıyordum. İçten gülüyordu çok güzeldi. Sonra bana döndü ve benim tebrik etmemi bekledi. "İyi ki doğdun her ne olursa olsun her zaman yanındayım. Umarım herşey istediğin gibi olur" dedim zorla ve gülümsedim. O'da gülümsedi. "İyi dileklerin için teşekkür ederim arkadaşım"
Arkadaşım...
Arkadaştık biz herkesle olduğu gibi. Yutkunamadım ağır geldi. Tepki bekliyordu benden. Halbuki tepki verecek gücümde kalmamıştı. Biz arkadaşdık şimdilik..
Kendimi teselli etmeden duramadım. Cevabına karşın başımı salladım ve gözlerimi kaçırdım. Gözlerim dolmuştu ağlamak istiyordum içli içli...
Bunu ona göstermeyecektim tıpkı kimseye göstermeyeceğim gibi.
"Eee hadi pastayı kes de yiyelim artık." dedi Burak. Oburluğu tutmuşdu yine.
Emre bu haline gülüp pastayı kesmeye başladı. Dilimler halinde tabaklara koyduk ve içecek doldurup yerlerimize geçtik.
"Yarın ne yapıyoruz?" dedi Emir.
"Valla bana fark etmez ne derseniz uyarım" dedi Asya.
"Benim işlerim var size katılamayabilirim." dedi Kaan
"Ne işin var la senin bizden başka?" diye sordu Emir.
"Şimdilik birşey diyemem kesinleşince söylerim"
"Olm birinimi buldun lan doğruyu söyle" dedi Burak
Bu söz üzerine hepimiz gülmüştük. Kaan yapardı böyle şeyler biraz çapkındı vesselam. Arada bir gözleri Asya'ya kayıyordu. Ama ben onları Emir ile yakıştırıyordum ve kendi meselemi halledince bu ikisine de zaman ayıracaktım.
"Yok ya yani birileri var ama yarınki işim onlarla değil" diyip Asya'ya göz kırptı.
Asya anında kıpkırmızı oldu ve utanıp başka yerlere bakmaya başladı. Bir Asya'ya bir de Kaan'a bakıyordum. Gözlerim Emir'e takıldı Kaan'a öldürecekmiş gibi bakıyordu. Gözümü seğiriyordu onun...
Ortamdaki gerginlik her geçen saniye artıyordu Herkes Emir, Asya, Kaan üçlüsüne bakıyordu.
Kaan gözlerini Asya dan çekip Emir'e baktı.
"Bir sorun mu var?"
"Yok ya nasıl bir sorun olabilir ki o arkadaki gençlere bakıyordu ondan yani hiç bir sorun yok dimi Emir?" dedi Merve gözleriyle sanki sıkıyorsa başka birşey de der gibi bakınca Emir onaylar biçimde başını salladı ve Asya'ya baktı.
Asya ise Emir'in bu tavrına anlam veremeyip dik dik ona bakıyordu sanki onu çözmek ister gibi.
En iyisi ortamı dağıtmakdı yoksa fena karışacaktı buralar.
"Kalkalım mı artık hem saat geçde oldu?" diye bir öneride bulundum. Merve ve Burak onaylayınca herkes ayağa kalktı iki kişi hariç Emir ve Kaan...
"Emir kardeşim hadi hem evde işlerimiz vardı unuttunmu?" dedi Burak
Emir yavaşça ayağa kalktı tabi onunla beraber Kaan da.
Burak kolundan tuttu ve Emir'i çekiştirmeye başladı ama Emir gözlerini Kaan dan çekmiyordu. Kaan da inatla ona bakıyordu.
Anlaşılan duruma el atma zamanım geldi.
"Hadi Kaan beni eve bırak hem annemde neden Kaan bize gelmiyor diyordu." dedim.
"Tamam gidelim madem" dedi Kaan.
Bu gergin ortamdan ayrıldıktan sonra Kaan'ın arabasına doğru ilerlemeye başladık. Arabaya vardığımızda "Asya ve sen hayırdır ne iş?" dedim.
"Bir şey yok Emir'i gıcık etmek istedim"
"Neden?"
"Bu aptallar birbirlerine karşı boş değil yani ben en azından öyle sanıyordum ama artık eminim."
"Neeeee bende aynı şeyi düşünüyordum. Sen var ya sen çok fenasın. Ama şimdi Emir ile aranız açılacak bunu düşünmedin mi?"
"Emir benim kardeşim gibi kız meselesi yüzünden aramızın bozulacağını sanmam. Elbette ki gönül koyar ama ben hallederim yarın sakin kafa ile konuşurum onunla"
Bu söz üzerine birşey demedim ve arabaya bindik. Kaan eve sürmeye başlayınca yine derin düşüncelere dalmıştım. Yapacaktım ben bu işi halledecektim. Şimdilik arkadaşı olarak görsün bakim. Onu yine kendime aşık edecektim. İster hatırlasın ister hatırlamasın....
• SELAMM UZUN ZAMANDIR YOKTUM KUSURA BAKMAYIN HASTAYDIM VE ONUNLA UĞRAŞTIM
•BÖLÜM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELER¿
•SİZCE EMİR VE ASYA'DAN OLUR MU?
•ZEYNEP EMRE'Yİ TEKRAR KENDİNE AŞIK EDEBİLECEK Mİ?
•UMARIM BİR DAHA BU KADAR UZUN SÜRE AYRIL KALMAYIZ ÖPÜLDÜNÜZZZ