Sabah uyandığımda Hasan'ın yanımda oturduğunu ve beni izlediğini gördüm. Bir an göz göze geldik; gözlerindeki o sakin, huzur veren ifade beni biraz daha rahatlatıyordu. Dün gece yaşananları düşündüm. Hasan'ın sessizliği içinde bana verdiği destek, Mehmet'in her kelimesini silip atmıştı. Derin bir nefes alıp yatağımdan doğruldum. "Sabah oldu mu?" diye fısıldadım, bir yandan da Hasan'ın elinde tuttuğu deftere baktım. O ise başını hafifçe eğerek doğruldu ve pencereye yöneldi. Perdenin aralığından sızan gün ışığı odaya doluyordu. Annemin sesi dışarıdan geliyordu. Kahvaltıyı hazırlıyor olmalıydı. Hasan bana dönüp defterine bir şeyler yazdı ve kâğıdı bana uzattı: "Hazır mısın? Bugün dönmek istiyorsun, değil mi?" Gözlerine bakıp gülümsedim. "Evet, Hasan. Artık evimize dönelim." Başımı sallaya